Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ne Rastlantı Ama!

10 Şubat 2013 Pazar

Balyoz davası sanıklarından emekli Orgeneral Ergin Saygun tahliye oldu. Ağır hastaydı; avukatı sağlık sorunları nedeniyle müvekkilinin tahliye edilmesi için İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmuş ama bu talep reddedilmişti. Mahkemeye verilen dilekçede, Saygun’un hastalıklarının kronikleştiği, tıbben iyileşmesinin mümkün olmadığı, hastalıkların birbirlerini etkilediği, hastanede çok iyi tedavi ve bakım koşullarında durumunun sabit hale getirildiği kaydedilmişti.
Aradan 45 gün geçtikten sonra olumlu yanıt, Saygun hastanede geçireceği açık kalp ameliyatı için bıçak altındayken geldi. Mahkeme, ona ve yakınlarına
“ortak sevinci” çok görmüş olmalıydı.
Ergin Saygun, hastaneye yatırıldığı gün bir mektup kaleme almış, mektubu kızı tarafından kamuoyuna açıklanmıştı. Şöyle diyordu:
“Bu ameliyat, hastanenin ‘kapakçık sorunları nedeni ile hastanede kalması uygun değildir, enfeksiyon kapabilir’ şeklindeki raporunun 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dikkate alınmayarak, tutuksuz yargılanmamı kabul etmemesinden kaynaklanmıştır. Vebali de mahkemeye veya bu kararları verenlere aittir. Yüce Rabbimin bana, üzerime atılı bu lekeyi temizleyecek kadar ömür vermesi tek dileğimdir. Mahkemede, ‘Beni öldüremeyeceksiniz’ diye bağırmam bundandır. Çünkü ben doğru taraftayım. Çünkü ben darbeci değilim. 45 senelik askerlik hayatımda devletim, milletim ve TSK aleyhinde tek bir faaliyetim olmadı. Suçsuz olduğumuzu bile bile konuşmayanlar, onlar konuşmadığı ve gerçekleri anlatmadıkları için yıllardır acı çekilmesine, kariyerlerin sönmesine yol açanları da yüce Allah’a havale ediyorum.”
Mahkemenin tahliye kararının, hasta yaşam ile ölüm arasındaki o ince çizgideyken gelmesi, insanın aklına, acaba yargıçlar emekli Orgeneral’in mektubunda geçen,
“Vebali de mahkemeye veya bu kararları verenlere aittir” tümcesinden etkilenmiş olabilirler mi, sorusunu getiriyor. Eğer değilse “Ne rastlantı ama!” diyor insan.
Balyoz davasının nasıl bir zemin üzerine yapılandırıldığını Cumhuriyet okurları
Orhan Bursalı’nın yazılarından en ince ayrıntılarına kadar biliyorlar. Bu nedenle burada bir kez daha yinelenmelerine gerek yok!
Engin Saygun’un durumu, aynı derecede ağır sağlık sorunları yaşayan Ergenekon davası sanıkları Em. Tuğgeneral
Levent Ersöz ve eski Malatya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun durumlarını akla getiriyor. Yalnız onlar mı? Salt bu gibi kamuoyunun dikkatini üzerinde toplayanların yanı sıra daha birçok davada çok sayıda tutuklu, ağır hastalıkların pençesinde ölümle savaşıyor.
Bu tutukluların dava sonucunda suçlu bulunup bulunmayacaklarından bağımsız olarak soruyoruz: Adalet terazisini elinde tutan yargıçların, ölümcül sağlık sorunlarına ilişkin acil tahliye taleplerinde kararlarını yaşamdan yana vermeleri daha doğru, daha çağdaş değil midir?
Üstelik Üçüncü Yargı Paketi kendilerine yaşamdan yana olma olanağını tanımışken…

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları