Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Gökçeada, Rumlar ve 'Diyaspora' Üzerine Bir Çift Söz

13 Şubat 2012 Pazartesi
\n

6.2.2012 tarihli Yeni Gökçeada Gazetesinde Gökçeada Gelişimine Diyaspora Engeli başlıklı bir haber yayımlandı. Haberin alt başlığı ise şöyle: Gökçeada turizm yatırımlarına Rum diyaspora engel olmaya çalışıyor. Gazetenin aynı tarihli sayısının 2. sayfasında ise gazetenin sahibi Bülent Aylının Karşı Çıkmak başlıklı köşe yazısı yer alıyor.

\n

Haberin de köşe yazısının da konusu aynı; yazılar Eski Bademli köyünün girişine yapılmakta olan beş katlı bir otelin sit kurallarına aykırı olduğu ve köyün tarihi/mimari dokusunu bozduğu gerekçesiyle köylülerin yargıya başvurarak aldırdıkları yapımı durdurma kararına ilişkin olarak davacılara yönelik eleştiri amacını taşıyor.

\n

Ne var ki yazıların içeriği eleştirisınırlarını aşarak açık suçlamalara dönüşmüş. Söz konusu inşaata karşı çıkanlar art niyetli olmakla suçlanıyor. Örneğin, Bülent Aylıya göre bu insanların amacı, çevreci değil, bilakis çevreci kisve arkasından Gökçeadaya yapılan ve yapılacak yatırımlara karşı çıkmaktır.

\n

Şu sıralar her beğenilmeyen girişimi, eylemi, kişiyi, grubu yabancılaştırmak, ötekileştirmek moda ya; yazar adalı Rumlara da paylarını vermiş.İşin asıl dikkat edilmesi gerek kısmı diyor, “yurtdışında yayın yapan İmbrozdergileri ve internet siteleri koro halinde tüm yukarıdaki Türk yatırımlarına da karşı çıkarlar; karşı mücadele veriyorlar.

\n

Haberde ise Gökçeadanın cazibe merkezi olmasını istemeyen Rum diyaspora büyük çaba harcıyor. Gökçeadanın geleceği açısından Türk yatırımlarının Türk varlığının büyük idealine (abç) ve programlarına halel getireceğine inanan Rum diyaspora Türk kanunları ve kamuoyunu kendi amaçları için kullanmaya çalışıyor.

\n

***

\n

Yazılar bu biçim ve içerikleriyle okunduğunda okuyanı yanıltır nitelikte; her şeyden önce yasal/çevreci/estetik kaygılarla otelin bu şekliyle yapımına karşı konuyu yargıya götürenlerin tümü Türklerden oluşuyor. İçlerinden hiçbirinin ada turizme açılmasın, zenginleşmesin, nüfusu azalsın türünden bir amacı yok, çünkü her biri Eski Bademli köyünde tapu/mülk sahibi ve tümü adanın ve köylerinin gerekli altyapı hizmetlerine kavuşabilmeleri için Gökçeadanın zenginleşmesi gerektiğinin bilincinde olan aydın insanlardır.

\n

Gelelim diyaspora konusuna. Yazar da, gazetesi de bu sözcüğü yanlış kullanıyor. Diyaspora sözcüğü, çok uzun bir zamandan beri bir kavim, ulus veya inanç mensuplarının anayurtlarından koparak başka yerlerde azınlık olarak yaşamalarını ifade eder.

\n

Gökçeada Rumları, özellikle 1965 yılında okullarda Rumcanın yasaklanması, tarım arazilerinin istimlak edilerek geçim kaynaklarını yitirmeleri sonucu adadan ayrılmışlardır. Fakat bu insanların büyük çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti uyruğunda kalmıştır. Bilindiği gibi TC Anayasasının 66/1 maddesi TCye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesi Türk kabul eder. Etnik kökenleri itibarıyla Rum, uyruk bağları nedeniyle Türk olan bu insanları diyaspora bireyleri/toplumu olarak değerlendirmek/görmek yanlıştır. Üstelik bu insanların büyük çoğunluğu uyrukları gibi adadaki mülklerini korumuşlardır. Gökçeadanın hem doğal hem de resmi hemşerileridir. Yaz aylarında, Paskalya, yortu gibi özel günlerde köylerine gelmektedirler. Seçim zamanlarında gelip oy kullanmaktadırlar.

\n

Bu insanlara diyasporadiyerek, birtakım olumsuz amaçlara alet olduklarını savlamak, niyet okumak, zorlamanın da ötesinde, etik dışı bir davranıştır.

\n

***

\n

Yazar, adanın turizme açılması gerektiği konusunda haklıdır. Fakat bu açılım geçici değil, kalıcı olmalıdır. Cittaslow(yavaş kent) iddiasında olan bir adada turizm geleceğe yönelik olarak geliştirilmelidir. Tarihsel/mimari doku ve doğa korunmalı, organik tarıma öncelik verilmeli, geçiciliği esas alan kitle turizmi yerine, nitelikli turiste önem verilen kalıcılığa özen gösterilmelidir. Eğer yaşanmaya değer bir adada yaşamak isteniyorsa tabii.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları