Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Evde Tek Başına

31 Ağustos 2013 Cumartesi

İnsan Türkiye’de yaşayıp yerli politikacıların siyaset adına ürettikleri olgular, sergiledikleri yaklaşım ve davranışlarla uzun süre haşır neşir olunca dünya gerçeklerine yabancılaşıyor. Bu yabancılaşma birçok insanı yorumlarında, varsayımlarında yanılgılara sürüklediği gibi karşılaştıkları gerçekler karşısında da şaşkınlığa düşürüyor. AKP hükümetinin ve parti yandaşlarının İngiltere parlamentosunun aldığı Suriye’ye karşı her türlü silahlı müdahaleye hayır kararı karşısında düştükleri şaşkınlık gibi…

\n

Öyle ya, İngiltere gibi Suriye’ye müdahale çağrılarında en ateşli ülke olarak öne çıkan bir ülkenin parlamentosu “Hayır!” diyerek Muhafazakâr iktidarı ofsayda düşürüyor, Başbakan Cameron tükürdüğünü yalamak zorunda kalıyor. Doğru işleyen parlamenter demokrasi işte böyle bir şey! Almanların durumu zaten belli, federal seçimler öncesi Hıristiyan Demokratlar ellerini ateşe uzatmıyorlar. İngilizler yok, Almanlar yok, Fransa da Başkan Hollande’ın ağzından “hayırcılar” kervanına katılacaklarının ilk işaretlerini veriyor.
Başkan
Obama ise düşünüyor; kimyasal silahı kimin kullandığı henüz belli değilse de koyduğu kırmızı çizginin aşıldığı bir gerçek. Bir şeyler yapması, yapılması gerekiyor; ama ne? Bunu düşünüyor. Kendince haklı da ülkesinin Irak’ta yalan yola boğulduğu bataklığı anımsadıkça uykuları kaçıyor.

\n

***

\n

Bu satırların yazarı dahil birçok insan Suriye’nin tepesine bombalar ne zaman yağacak diye saat tutarken büyük güçlerin çark etmeleri karşısında bizim Ankara’dakiler derin bir hüsran yaşıyorlar. Tam savaş kahramanı olmanın eşiğindeyken heveslerin kursaklarda kalması, altından kolay kalkılabilir bir durum değil!
Zalim
‘Esed’ nasıl dize getirilecek? Endonezya ya da Malezya ile mi? Katar ya da Suudi Arabistan ile mi?
İslam ülkelerinin büyük çoğunluğu bizimkilere dirsek gösteriyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden istenen kararı çıkarmak hayal!
Geriye tek bir seçenek kalıyor, o da Obama’nın gözünü karartıp ABD’nin savaş meraklısı birkaç müttefiki ile kuracağı
“küçük koalisyon” güçlerinin uçaklarına, CIA’nın belirlediği ve “özgürlüğü kendinden menkul” işbirlikçi isyancıların ispiyonladıkları belli noktaları bombalatmak.
Ne var ki Suriye’deki mevcut rejimi devirmeyi hedeflemeyecek bu seçenek bizimkileri tatmin edecek bir seçenek değil.

\n

***

\n

Tabii bir de bizimki gibi eksik demokrasilerde uygulandığında topluma “vatan, millet, çakıl taşı” edebiyatıyla yutturulabilecek özgün bir seçenek daha var.
Suriye’yi kışkırtmak! Çığlıklar eşliğinde sınır boyuna tank, top, füze yığmak, sonra fırsat kollamak. Olur ya serseri bir top mermisi ya da bir füze yolunu şaşırıp topraklarımıza düşer! Al sana savaş ilanı için bir neden! Savaşı başlatan Suriye olacağı için NATO da yanında, daha iyisi Şam’da kayısı, hem de kaymaklısından…
“Yok artık!” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Ama burası Türkiye, başında Ortadoğu bataklığına gömülmek için can atan bir iktidar var, Müslüman Kardeşler’ini iktidar yapmak için gözünü karartmış. Evde tek başına kalmış olmak istemeyen.
Bu iktidar bize daha neler yaşatacak? Bekleyip göreceğiz.
Ama susmadan…

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları