Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Düşünme Sırası Şimdi Bizdedir

17 Eylül 2012 Pazartesi
\n

\n

İlk önce acaba ben mi bulamıyorum diye bir daha çevirdim gazetenin sayfalarını. Yoktu! Çok satan gazetelerden biriydi baktığım; sonra üç gazeteye daha baktım. Onlarda da yoktu! Gazetelerin genel yayın yönetmenleri sanki karar alıp zalim Esadın Suriyesini, gündemden düşürmüşlerdi.

\n

Dün (pazar) Alman, Fransız, İngiliz, İsviçre ve İtalyanın önde gelen gazetelerine göz gezdirdim. Onlarda da durum pek farklı değildi.

\n

Almanyanın Frankfurter Allgemeine Zeitungu ile İngiliz The Guardianda Arap dünyasına ilişkin tek haber ABDnin, büyüyen Amerika düşmanlığı nedeniyle Tunustan ve Sudandan diplomatlarını geri çekeceğiydi.

\n

İsviçrenin Neue Zürcher Zeitungunda ise Lübnan/Beyrut kaynaklı bir habere yer verilmişti. Haberde, Papa XVI. Benediktin üç günlük Lübnan ziyaretinin bir ayinle sona erdiği bildiriliyordu. Papa, cumartesi gecesi Beyrutta 20 bin gencin katıldığı bir ayinde konuşmuş, Suriyeden gelen Hıristiyan gençlere Fransızca seslenerek cesaretlerini takdir ettiğini, ailelerine Papanın onları unutmadığını söylemelerini, duydukları acı ve kederin kendisini de hüzünlendirdiğini dile getirmiş, şiddete ve savaşa karşı Müslümanların ve Hıristiyanların el ele karşı çıkmaları gerektiğini vurgulamıştı.

\n

Fransız Le Figaro da Papanın çağrısını Müslümanlar ve Hıristiyanlar, birleşiniz! başlığı altında veriyordu.

\n

İtalyan La Stampa ise Halepin banliyölerindeki çatışmalarda 86 sivilin, 32 askerin, 13 isyancının ve 5 kaçağın öldürüldüğünü okurlarına duyurmuştu. Papa haberi bu gazetede de vardı. La Stampa gazetesinde yer alan çatışma haberinin Almanya, İngiltere, İsviçre ve Fransanın en büyük gazetelerinde yer bulmaması ilginçti. Ayrıca La Stampa da haberi tarafsız bir dille vermeye özen göstermişti.

\n

***

\n

Görüldüğü kadarıyla Libyada dört ABDli diplomatın köktendinci Müslümanlar tarafından öldürülmesi ABDnin ve Avrupalı müttefiklerinin Suriye konusundaki düşüncelerini sorgulamalarına neden olmuştu. Tankla, topla, bombayla, ölümlerle getirilen demokrasi, demokrasiden çok başka bir şey oluyor, bir süre sonra geri tepip, getireni vuruyordu. Libya bunun somut bir örneğiydi.

\n

Papanın da Müslümanların ve Hıristiyanların savaşa birlikte karşı çıkmaları çağrısı nedensiz değildi. Suriye Hıristiyanları Baas rejimi döneminde herhangi bir özel baskıyla karşılaşmamışlar, Müslümanlarla eşit yurttaşlar olarak görülmüşlerdi. Farklı olması da düşünülemezdi, çünkü 1953 yılında kurulan Arap Sosyalist Direniş Partisi (Baas), Hıristiyan Mişel Eflakın Arap Diriliş Partisi ile Müslüman Ekrem Havraninin Arap Sosyalist Partisinin birleşmesinden ortaya çıkmıştı. Partinin daha tutucu ve milliyetçi olan askeri kanadı, Beşşar Esadın babası Hafız Esadın liderliğinde 13 Kasım 1970 yılında bir darbeyle iktidarı ele geçirmişti.

\n

Baas rejiminin birçok olumlu yanı olduğu kadar bir o kadar da olumsuz yanı olduğu doğrudur. Bu gerçek bir tarafa, bu rejimin seçeneği bugün için Müslüman Kardeşler ve onlardan daha fazla köktendinci olan Selefilerdir.

\n

ABD ve müttefikleri son günlerde Müslüman dünyasının yangın yerine dönen sokaklarını görmekte, Suriyeye tankla topla getirilecek demokrasinin kimlerin elinde ve ne tür bir rejim olacağını sezmektedirler.

\n

Batı medyasının kamuoylarının dikkatlerini Suriyeden uzaklaştırma çabalarının nedeni de budur. Onlar, dikkatlerini de, ellerini de Suriyeden çekiyor gözükecekler, demokrasi taşıma görevini uluslararası siyasal İslamın en öne çıkan temsilcisi Müslüman Kardeşlere yakın taşeronlara bırakacaklardır. Sonuçta amaç Suriyenin emperyalistlerce teslim alınması olunca bunun kendi elleriyle mi, yoksa taşeronlarının elleriyle mi gerçekleştirileceği hiç önemli değildir.

\n

Durum bu kadar açıktır.

\n

Kafalarımızı ellerimizin arasına alıp düşünme sırası şimdi bizdedir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları