Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Dediğim Dedik, Çaldığım Düdük' (28.03.2012)
“Dediğim dedik, çaldığım düdük” sözü “En iyi ben bilirim! Benim dediğim olacak!” da direnen kişiler için halkın diline yerleşmiş bir özdeyiştir. Uzunca bir süredir Başbakan her konuştuğunda bu özdeyişin sanki onun için bulunmuş olduğu sanısına kapılıyorum.
\nÖrnek çok; uzun boylu geriye gitmeye gerek yok; parlamento içi ve parlamento dışı muhalefet, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, uzmanlar, eğitimciler ne kadar “Olmasın!” diye dil dökerse döksünler, Başbakan 4+4+4 ile tanımlanan kesintili eğitime inanmış bir kez, bir adımcık olsun geri adım atmıyor. 4+4+4’ü savunurken amacı imam hatip okullarının yolunu mu açmak, yoksa kız öğrencileri okuldan uzak mı tutmak, yoksa ikisi birden midir? Biz ne düşünürsek düşünelim, dünya ne düşünürse düşünsün o kararını vermiştir. Eninde sonunda bu yasa TBMM’den çıkacak, onun dediği olacaktır.
\nTürkiye Başbakanı kendine özgü bir “demokrat”tır; parlamenter çoğunluğun her dilediğini yapma hakkına sahip bir “üstün erk” olduğuna inanan bir kişiliktir.
\n***
\nBirkaç gün önce Güney Kore yolunda, uçakta bir kararını daha açıkladı eşliğindeki gazetecilere. “Dershaneleri kapatacağız!” dedi. Düşünmüş, taşınmış, bu karara varmış, kararını dillendiriyor. Ok yaydan çıkmış anlayacağımız, şimdi bunun yolunu yordamını bulmak kendisine yakın uzmanlara düşüyor.
\nNe var ki “Dershaneleri kapattım!” deyip kapatmak söylendiği kadar kolay bir iş değildir. İlgililer, Türkiye genelinde 4 bin 200 yasal, yaklaşık 2 bin de “kayıt dışı” dershane bulunduğunu söylemektedir. Bu sayı 1984 yılında 184’ken 28 yılda 6 bin 200’e yükselmiştir. Yaklaşık 60 bin öğretmenin görev yaptığı bu dershanelerdeki öğrenci sayısı yüz binlerle ifade edilmektedir.
\nKısacası, “dershane sorunu” ha deyince çözülebilecek bir sorun değildir. Türkiye’de eğitim sistemi ilköğretimden yükseköğretime çökmüştür. Avrupa ülkelerindekilerle karşılaştırıldığında ülkemizdeki üniversite ve yüksekokullar bir ikisi dışında akademik açıdan nal toplamaktadır. İlk ve ortaöğretim kurumlarının durumu ise çok daha beterdir, ortaöğretim mezunu üniversite adaylarının büyük çoğunluğunun uluslararası ölçekte nal toplayan o üniversitelere adım atması “dershane eğitimi” olmaksızın olanaksızdır.
\nEğitim sistemimizin acıklı durumu baştan sona yeniden yapılanmayı zorunlu kılmaktadır. Başbakan’ın açıklamasından sonra düşünceleri sorulan öğrencilerin, “Lisede dört yılda öğrenemediğimizi dershanede bir yılda öğrendik” dedikten sonra, “kapatılacaksa liseler kapatılsın!” diye eklemeleri her yönüyle trajiktir, acıdır, utanç vericidir.
\n***
\n1970’lerin ortalarına kadar tüm eksik ve gediklerine karşın geliştirilebilir/dönüştürülebilir bir yapıya sahip olan eğitim sistemimiz yeteneksiz, niteliksiz fakat ille de çıkarcı siyasal iktidarların elinde oyuncak olmuştur. Her gelen bir yanına el atmış, bir yanını kurcalamış, parçalamış, dağıtmış, sonuçta bugünkü ürküntü veren ucube ortaya çıkmıştır.
\nDershaneler, bu olumsuz koşularda bir “kurtarıcı” olarak değerlendirilmektedir.
\nBaşbakan şimdi bu dershanelerin kapatılmasını istiyor, bunun da üniversite giriş sınavlarının kaldırılması ve liselere “olgunluk sınavı” konulmasıyla gerçekleştirileceğini söylüyor.
\nBaşbakan aslında bu ülkede her aklı başında insanın eğitim sorununa ilişkin olarak düşündüklerini dile getiriyor. Ne var ki bir farkla; çünkü ilk ve ortaöğretim kurumlarının niteliği yükselmedikçe, koşullar aynı kaldıkça dershanelere olan gereksinimin nasıl ortadan kalkacağını açıklamıyor. Eğitimin düzeyi olduğu gibi kaldığı sürece üniversitelere giriş sınavı kaldırılsa bile dershaneler kapanmayacak, bu kez öğrencileri olgunlaşma sınavına hazırlamak üzere devreye girecektir.
\nBaşbakan, bu gerçeği göremiyor olamaz. İnsan ister istemez son açıklamasının 4+4+4 kesintili eğitim modeli ile bir bağlantısı olduğunu düşünüyor. Yoksa amaç imam hatiplilerin önlerindeki son engeli de kaldırmak mıdır?
\nNeyse, acele edip “niyet okuyucusu” durumuna düşmeyelim, bekleyelim. Nasıl olsa çok geçmeden öğreniriz. Burası Türkiye’dir, burada her saklı niyetin kokusu beklenilenden de önce çıkar.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- 'İsrail'e petrol sevkıyatı' gerilimi!