Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çürüme (07.01.2015)

07 Ocak 2015 Çarşamba

Yağmaya, talana dayanan ilkel kapitalizmin en belirgin özelliği, büyük bölümü acımasızca sömürülen toplumun bu düzende hızla çürümesidir.
Böyle toplumlarda evrensel kabul gören ortak insani değerler anlamlarını yitirir, koflaşırlar.
Toplumda bir avuç azınlık hızla zenginleşir, servetine servet katarken, büyük çoğunluk yoksullaşır, işsizler ordusu da giderek büyür. Borç harç içinde, ne pahasına olursa olsun ayakta kalmaya çabalayan bireyler yolsuzluklara, rüşvete, hırsızlıklara, ahlaksızlıklara karşı kayıtsız kalırlar.
Ayakta kalma kaygısı taşıyan bireylerin oluşturduğu kitle, bu düzenin sahibi ve egemeni olan siyasal iktidarlar için oy deposudur. Onlar, uyguladıkları her türlü hukuksuzluğun oy depolarında kayda değer bir eksikliğe yol açmayacağının bilincindedirler.

***

İlkel kapitalizmin sahipleri için eğitim, bilim, yaratıcılık, sanat tehlikeli alanlardır. Bu nedenledir ki iktidar eliyle eğitim “eğitim” olmaktan, bilim “bilim” olmaktan, yaratıcılık “yaratıcılık” olmaktan, sanat “sanat” olmaktan çıkar. Çünkü bu alanların en temel gereksinimi özgürlüktür. Özgürlük ise demokrasiyi, demokrasi de laikliği gerekli kılar. Bunlar uygar toplumlarda bir bütünün olmazsa olmaz parçalarıdır.
Dolayısıyla Tunus dışındaki tüm İslam toplumlarında iktidarların ortak çabası özgürlüklere, demokrasiye gem vurmak; laikliği iğdiş etmektir.

***

Bireyler böylesi çağdışı ülkelerde yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşveti ortak bir kavramla koşullandırırlar. “Adamlar çalıp çırpıyorlar ama iş yapıyorlar!” söylemi bu koşullandırmanın en somut örneğidir.
Beyni dumura uğramış bir birey için “yapılan her iş” bir umut kapısıdır. Bu kapıya erişebilmek için o bireyin vermekte beis görmeyeceği hiçbir ödün yoktur.

***

Toplumsal ahlaksızlık salt Doğu ya da geri kalmış ülkelere özgü bir hastalık değildir. 1920’ler, 1930’lar İtalya’sı ve Almanya’sında da benzer görüntülere tanık olunmuş, bu süreçler her iki ülkede de diktatörlüklerle noktalanmıştır. İtalya’da 1920’lerin başında faşist Mussolini’yi iktidara taşıyan güç, giderek yoksullaşan İtalyan orta sınıfı ve tabakaları, Almanya’da da 1933’te nasyonal-sosyalist Hitler’i iktidara taşıyan güç milyonlarca neferlik işsizler ordusudur.

***

Bu soğuk kış gününde aklıma bunları yazmak geldi, birer not olarak köşeme düşüreyim dedim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları