Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cumhuriyeti Anlatamamak

29 Ekim 2012 Pazartesi

Aşağıdaki paragrafları, dünkü Halkın Cumhuriyet Bayramını Yasaklamak başlıklı yazıma ilişkin olarak bana gönderilen bir eleştiriden aldım. Dikkatle okumamızda Nerede yanlış yaptıksorumuza açıklık getirmesi açısından yarar var diye düşünüyorum.

\n

O tarihlerde M. Kemal Güçler ayrımını istemek irticadırdiyordu. 29 Ekim 1923te Mustafa Kemal, Cumhuriyetle birlikte kendisini hem cumhurbaşkanı, hem Meclis başkanı hem de parti başkanı seçtirmişti.

\n

Baştan beri cumhuriyet tek devlet, tek millet, tek parti gibi ilkeler eşliğinde diktatör ve ırkçı kavramlarla örülmüştür. Yapılan katliamları sıralamaya gerek yok. Laiklik vehmine gelince, bırakın Allah aşkına ne zaman laikti bu ülke!

\n

Cumhuriyetin ilan edildiği günkü oturumda yoktular. Mecliste sadece 148 milletvekili vardı. M. Kemalin acelesi, kendine sınırsız yetkiler sağlayan yasaları geçirmek istemesindendi. Meclisin önde gelen vekillerinin olmadığı günü seçip alelacele yasaları geçirtti. M. Kemal tek başına cumhuriyeti ilan etmiş falan değil. Tek derdi kendisine sınırsız yetkiler tanınmasıydı. Bunu da 29 Ekim 1923te başardı. Cumhuriyete karşı olan vekil yoktu. Hele hele şeriat isteriz, saltanat isteriz diyen kimse de yoktu. Anlaşamadığımız ikinci nokta ise Kurtuluş Savaşıve devrimler efsanesidir. Yedi düvele karşı, iç ve dış düşmanlara karşı verilmiş bir mücadele lafzı sonradan uydurulmuş resmi tarih tezidir. Bu balon İnkılap Tarihi adı altında hâlâ şişiriliyor.

\n

Bu satırların yazarı Ankara Üniversitesinde felsefe okumuş, Hacettepe Üniversitesinde yüksek lisans yapmış, 44 yaşında bir kişi. Şiir, inceleme ve öykü kitapları var; çeşitli sanat/edebiyat dergilerinde yazıları yayımlanıyor. Kısacası sokaktaki herhangi bir insan değil.

\n

Kurtuluş Savaşını, Cumhuriyeti ve Cumhuriyet devrimlerini, Mustafa Kemal Atatürkü yukarıdaki anlatımlarına yansıdığı biçimde algılamış/anlamış. Yargıları bir tartışmaya kapı açmayacak ölçüde kesin! Sevr ve Lozan antlaşmalarında belgelenen Kurtuluş Savaşını bile bir efsane olarak görüyor.

\n

O, bu ülkede sayıları hiç de azımsanmayacak ölçüde var olan ve sayısı giderek artan inkârcı aydınlarımızdan biri. Ortaokula 1980 darbesinin faşist ortamında başlamış; üniversiteye Özal döneminin ilk yılında adım atmış. Yükseköğrenimini 12 Eylülün bilim dünyamıza armağanı olan YÖKlü yıllarda tamamlamış.

\n

42 yıllık hayatında tanık oldukları, yaşadıkları onu geçmişe eleştirel bakmanın ötesinde, geçmişin gerçeklerini inkâra götürmüş. Ona kızamıyorum, fakat bizden önceki ve bizim kuşaklar adına kendimi sorguluyorum. Mutlaka bir yerde yanlış yapmış olmalıyız, diyorum. Cumhuriyeti anlatamamanın bir suçlusu varsa bu bizden başka kim olabilir ki? Evet, nerede yanlış yaptık ve yapıyoruz?

\n

Üzerinde kafa yormaya değer diye düşünüyorum.

\n

Sizce?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları