Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çıldırı belirtileri

09 Nisan 2016 Cumartesi

Derin sarsıntılar geçiren toplumlarda halüsinasyon (varsanım) belirtilerinde artışlar gözlemlendiği tıbben onaylanmış bir gerçektir.
Halüsinasyon basit tanımıyla “gerçekte bulunmayanı/olmayanı algılama hastalığı, bir çıldırı (psikoz) belirtisidir”.
Duyu organları ve merkezleri sağlam olduğu halde ortaya çıkan algı bozuklukları ruhsal yapılıdır.
Örnek verecek olursak, bir kediyi canavar olarak görmek yanılsama, ortada kedinin bulunmadığı bir durumda canavar görmek bir halüsinasyondur. Başka bir deyişle, yanılsamada yanılsamaya neden olan bir uyarıcı varken, halüsinasyonda ortada buna neden olabilecek hiçbir şey bulunmamaktadır.

*** 

Son günlerde okuduğumuz kısa gazete haberlerini anımsamaya çalışalım.
Adam, mahalle bakkalından ekmek aldıktan sonra eve dönen karısını bıçaklayarak öldürüyor. İşlediği cinayetin gerekçesi halüsinasyon; çünkü eşinin bakkalın deposunda adamla sevişmiş olduğunu “görmüş”.
Adam, kendisinden 13 lira park ücreti isteyen otopark görevlisini tabancayla öldürüyor; çünkü görevlinin ücret talebini kendisine yönelik bir hakaret olarak algılamış.
Bu örnekler çoğaltılabilir.

***

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ensar Vakfı yurdundaki çocuklara cinsel tecavüz olayı bağlamında söz konusu vakfı kastederek, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nu “önüne yatmakla” suçlaması tavandan tabana AKP çevrelerinde öfke patlamasına yol açtı. Kılıçdaroğlu yerden yere vuruldu.
AKP’lilerin bu sınırsız öfkesinin halüsinasyon/varsanım kavramı içinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. “Önüne yatmak” dilimize yerleşmiş bir deyimdir. Örneğin, çevreciler herhangi bir nedenle kesilmesi düşünülen yeşil alanlarda bunu engellemek için iş makinelerinin “önüne yatarlar”. Muhalif eylemciler seslerini duyurmak amacıyla otoyollarda, kent arterlerinde trafiği durdurmak için araçların “önüne yatarlar”.
“Önüne yatmak” deyimi, kurum, kuruluş ya da kişi olsun önüne yatılanı korumak/savunmak anlamını içerir.
Eski İçişleri bakanlarından Muammer Güler’in şimdi ABD’de tutuklu olarak yargılanmayı bekleyen Rıza Sarraf’a söylediklerini 17 Aralık ses kayıtlarından dinlemiştik: “Abicim sen rahat ol. Vallahi öyle bir şey varsa, senin önüne ben yatarım ya! İçişleri Bakanlığı’nda, Maliye’de ve MİT’te bir şeyin yok...”
Bir erkeğin, savunma/koruma amacıyla başka bir erkeğin önüne yatması bir tartışma konusu olmazken, önüne yatılan bir kadın olduğunda iş değişmekte, bu alışılageldik deyime “cinsel anlam” yüklenmektedir.
Bu, toplumumuzun “çıldırı” noktasına geldiğinin/getirildiğinin önemli bir belirtisidir, toplumca acilen ruhsal bir tedaviye ihtiyacımız olduğunun işaretidir.
Durumun vahameti üzerinde düşünülmelidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları