Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Bahar Bitti Güz Bitti...'
Güftesi Ramazan Gökalp Arkın’a, bestesi de Sadettin Kaynak’a ait olan bu Nihavend şarkı “… Artık bülbül ötmüyor” diye devam eder.
\nSon günlerde dinlerken, gözlerimin önüne Arapların, “al-Thawrat al-‘Arabiyyah” dedikleri “Arap Baharı” coşkusunun doludizgin yaşandığı Kahire’nin ünlü Tahrir Meydanı geliyor. Çok değil, aradan ancak iki yıl geçmiş ve şimdi o coşkunun yerini benzersiz bir öfke almış. Bir haftadır yalnızca Mısır’da değil, Tunus’ta, Libya’da, Yemen’de, Lübnan’da, Suriye’de, İran’da, Afganistan’da kısacası Müslüman nüfusun olduğu tüm ülkelerde insanlar sokaklara dökülmüş, yakıyorlar, yıkıyorlar, öldürüyorlar, ölüyorlar.
\nBu öfkenin “görünür” nedeni ABD’de yaşayan Kıpti kökenli Hıristiyan bir Mısırlının çevirdiği ve 14 dakikalık bölümü internette dolaşan “Müslümanların Masumiyeti” (Innocence of Muslims) adlı, İslamiyetin ve Hz. Muhammed’in aşağılandığı bir film.
\nFilmi yöneten Nakoula Basseley Nakoula sabıkalı bir dolandırıcı; çalıntı kimlik ve sosyal güvenlik numaraları kullanarak ABD’de federal bankalarda hesabı bulunan çok sayıda kişiyi dolandırmış, 2010 yılında mahkemenin aleyhinde verdiği karara itiraz etmemiş, dolandırdığı şahıslara yaklaşık 800 bin dolar ödemeye mahkûm edilmiş ve şartlı tahliyeden yararlanarak Haziran 2011’de cezaevinden serbest bırakılmış.
\nFilm Müslümanlara yönelik bir kışkırtma malzemesinden başka bir şey değil. Reuters’a göre film, Hz. Muhammed’i “Bir aptal, bir kadın avcısı ve sahte bir dindar olarak” tanımlıyor. BBC’ye göre filmde Hz. Muhammed, “Öldürmekten zevk alan erkeklerden oluşan bir ayaktakımının kanlı lideri” olarak tanıtılıyor. NBC News’da ise Hz. Muhammed’in filmde “Bir kadın avcısı, bir eşcinsel ve bir çocuk istismarcısı” olarak betimlendiği görüşünü ileri sürüyor.
\nİçeriğinin yanı sıra film sinema tekniği açısından insana, “Bir film ancak bu kadar kötü olur!” dedirten türden bir rezalet. Ne var ki Müslüman nüfusun yoğun yaşadığı ülkelerde yaşanan son olaylara bakılınca filmin amacına ulaştığı görülüyor.
\n***
\nABD Başkanı Obama’nın ve Dışişleri Bakanı Clinton’ın “Arap Baharı”nın yaşandığı ülkelerde elçiliklerine yapılan saldırılar karşısında söyledikleri hayli ilginç! “Yahu, biz bunlara özgürlüklerine kavuşsunlar, demokrasiye kavuşsunlar diye onca para, onca silah verdik, destekledik, şimdi elçiliklerimizi ateşe verip büyükelçilerimizi, çalışanlarımızı öldürüyorlar” anlamına gelen sözler söylüyorlar. Büyük bir hayret içindeler!
\nBu sözleri duyan bir insan ABD’nin bu ülkelere niçin el attığının ardında yatan gerçekleri bilmiyor olsa, Amerikalılara acır, “Zavallıları kandırmışlar!” diye düşünür.
\nABD’de onlarca “think thank” kuruluşu bulunuyor ve bunlar yeryüzündeki bölgeye, her ülkeye, her topluma, her inanca, her etnik kökene ve her olaya ilişkin düşünce, bilgi, analiz üretiyorlar. Bunlar, dolayısıyla da yönetim “Arap Baharı” adı verilen sokak hareketlerinin o ülkelere demokrasi ve halklarına özgürlük getirmeyeceğini, mevcut rejimler yıkılsa da yerlerine en az onlar kadar baskıcı yönetimlerin geleceğini biliyordu.
\nNitekim tersi olmadı; “Arap Baharı” o ülkelerin az sayıdaki demokratik güçlerini değil, Müslüman Kardeşler, Selefiler gibi köktenci İslami akımları güçlendirdi, bu akımlar ya Tunus ve Mısır’da olduğu gibi iktidara geçtiler ya da Libya’daki gibi çok güçlü bir muhalefet odağı oluşturdular.
\nGerek Müslüman Kardeşler gerekse Selefi liderler “Müslümanların Masumiyeti” filminin yol açtığı ve giderek tırmanan olayları iktidarlarını pekiştirme veya iktidara ulaşmada belirleyici bir kilometre taşı olarak değerlendiriyorlar.
\nGerek “Arap Baharı” sonrası gelişmeler, gerekse bugün tanık olduğumuz olaylar İslam ile demokrasinin ne ölçüde bağdaşabilir olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Tanık olduklarımız, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bize armağan edilen Aydınlanma Devrimi’nin en önemli kazanımı olan laikliğe dört elle sarılmamız gerektiğini bir kez daha gösteriyor.
\nDört elle… Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan, ödün vermeden… Doğal ki bu güzel ülkemizde bahar hiç bitmesin, bülbül hep ötsün istiyorsak…
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- 2 çocuk vurulmuş halde ölü bulundu!
- 'Erdoğan' zirvesi sonrası MHP'den bir paylaşım daha!
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- 'İsrail'e petrol sevkıyatı' gerilimi!