Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Atatürk'ü Tartışmak'

13 Kasım 2011 Pazar
\n

Atatürkü tartışmak son zamanlarda moda oldu; neredeyse entelliğin önkoşulu olarak görülüyor. 1960lı yıllarda anlamadan, bilmeden solcu olmak gibi bir hava kazandırıyor insana. Ne var ki Atatürkü tartışmak pek kolay değil, çünkü yaptıkları, söyledikleri, yazdıkları ortada, saklısı gizlisi olmayan, yalın mı yalın bir hayat sürmüş. Ama yine de yeni bir şeyler bulmak, bulunamıyorsa yeni malzeme üretmek gerekiyor.

\n

Türkiye gazetesinden Rahim Er, 10 Kasımda Aldatma başlıklı bir yazı kaleme almış, diyor ki: Şehirlerden köylere kadar Atatürk heykel ve büstleri herhalde 25 binden az değildir. 10 Kasım günü bu 25 bin noktaya çelenk konulmaktadır. Her çelenk asgari yüz lira olsa 2,5 milyon lira yapar. Bir deprem için bir kampanyada 50 bin lira toplandığında ne kadar seviniyoruz. O 2,5 milyon lira ne çok işler görür. Bu Atatürk istismarı bitmeli, şu yas suniliği sona ermelidir. Kimse kimseyi zorla sevmez veya nefret etmez. Bugüne kadar Atatürkü anlayan anlamış seven sevmiş, buğz eden de etmiştir. Bunu gösteri törenleriyle tersine çevirmek imkânsızdır.

\n

Alın size malzeme!

\n

***

\n

Ne yalan söyleyeyim, konu Atatürkü tartışmakolduğunda Osmanlı aydınlarının yazıp çizdikleri bana daha doğrudan, daha dolaysız geliyor.

\n

Örneğin, yazar Refi Cevat Ulunay. Yurttaşları hakkındaki yargısı açık ve nettir.Türkler kendi güçleri ile adam olamaz. İngilizler elimizden tutup bizi kurtaracak.(21.05.1919). Bağımsızlık isteyenler hakkındaki yargısı da. İstiklâl diye bağıranlar kötü niyetlidir.(31.08.1919) Yol göstericidir. Tek çarenin galiplerle uyuşmak ve anlaşmak olacağı bu kafasızlarca ne zaman anlaşılacak?(23.03.1920) Somut önerilerde bulunur. Anadoludaki milliyetçi hareketi yok etmek, millet için var olma meselesidir... O alçaklara karşı çıkanlar, İslama, halifeye, padişahımıza unutulmaz hizmette bulunmuş olacaklardır. (04.04.1920) Öngörülüdür. Yunanistan kısa zamanda Mustafa Kemal kuvvetleri denen çapulcuları tamamen tepeleyecektir.(08.09.1920)

\n

Yazar Refik Halit Karay da, gazeteci Ali Kemal de aynı çizgidedirler.

\n

Karay için ulusal kurtuluş bir hayaldir, deliliktir, Mustafa Kemale Sen deli misin? diye sorar: Anadoluda bir patırtı, bir gürültü, kongreler, beyannameler falan, sanki bir şey yapabilecekler. Blöf yapmanın sırası mı? Hangi teşkilatın, hangi kuvvetin var? Bu ne hayal. Kuzum Mustafa, sen deli misin?(1919)

\n

Ali Kemali de dinleyelim: “Avrupa ile başa çıkmayı asırlardan beri Asyanın hangi kavmi başardı ki biz başarabilelim. (06.02.1921), Bu ülkedeki yabancı askerler, Teşkilat-i Milliyeden bin kere daha iyidir. (23.04.1920) Ankaradakilerin Yunanlılara hâlâ meydan okumalarına çılgınlıktan başka bir sıfat verilemez. Yunanlılarla aramızda akılca da, ilimce de, kuvvet bakımından ve her açıdan bu kadar fark varken onlarla muharebeye girişilemez. (07.08.1920)

\n

***

\n

Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919da Samsuna çıkmadan önce kafasından geçenleri bir cümleyle özetlemişti: Hâkimiyeti milliyeye müstenit, müstakil, yeni bir Türk devleti kurmak.” Ali Kemallere, Refi Cevatlara, Refik Halitlere rağmen bu tek cümlelik projesini gerçekleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti yukarıda saydıklarımın tersine halkına güvenen ve bu güvenle yola çıkan Mustafa Kemal Atatürkün eseridir.

\n

O, yaşadığı sürece ülkemizin kurtuluş, bağımsızlık, egemenlik yoluna taş koyan; kuruluş yıllarında Cumhuriyet trenini rayından çıkarmaya çabalayan bin bir karşıtıyla savaştı, her savaştan da zaferle çıktı. Ölümünden sonra karşıtlarının ardılları boş bulduklarını sandıkları meydanda at koşturmaya başladılar. Onlar Ali Kemallerin ardıllarıysa bizler de Mustafa Kemalin ardıllarıyız. Öyleyse onlarla savaşmak da bize, bu ülkenin yurtseverlerine düşüyor.

\n

Son bir söz: Atatürk hiç hata yapmadı mı? Hiç hata yapmamış olabilir mi, doğal ki vardır. Tartışılmamalı mıdır? Doğal ki tartışılmalıdır, ama adam gibi! Kıvırmadan, doğrudan, dolaysız

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları