Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Artık Dönmeyeceğim, Ne Kadar Söylesen Boş

18 Haziran 2012 Pazartesi
\n

\n

Ondan hep o diye söz ediliyor, özellikle hakkında övgüler düzenler adını anmaktan kaçınıyorlar. Bu da doğal olarak gizemli bir hava yaratıyor. Bu gizemli havaya kendisinin de katkısı büyük; genellikle şifreli konuşuyor. Konuşma biçemine alışık olmayanlar için ne söylediğini anlamak çoğu zaman pek kolay olmuyor. Hemen her sözcüğü bir şifre, anlamak için çözmek, çözmek için de kafa yormak gerekiyor. \n

\n

Başbakan da son Hizmet Olimpiyatlarında onu Türkiyeye çağırırken, adını anmadı, fakat Arenayı dolduran on binlerce insan, sözü edilenin kim olduğunu anladıklarından avuçları patlarcasına alkışladı Başbakanı.\n

\n

O ise Hayır! dedi Başbakanın çağrısına. İlk ikindi sohbetinde gerekçelerini açıkladı, yer yer ağlayarak. \n

\n

***\n

\n

İşin rövanşı peşinde koşan birileri, bazı müesseselere zarar vermek suretiyle idareyi zor durumda bırakacaklarsa şayet, Türkiyedeki olumlu şeylerde bir duraklama olacaksa şayet, ben bir müddet daha, içtiğim kahveleri hatırlayarak ve sonra ondan kaçarak burnumun kemikleri sızladığı anda ondan uzaklaşarak burada kalacak, yaşayacağım.\n

\n

Anlaşılması kolay gibi gözüken ne var ki şifreleri çözülmeden anlaşılması olanaksız olan sözlerdi bunlar. İşin derken hangi işten söz ediliyordu, örneğin. Çok büyük, çok önemli bir iş olmalı ki intikam peşinde koşan birtakım rövanşistler çıkmıştı ortaya. \n

\n

O, işte bu intikamcılardan korkuyordu. Türkiye emin, böyle güvenlikli bir yer değil dolayısıyla başıma gaile açarım, dert açarım başıma, diyordu.\n

\n

Çözümleme gerektirmeyen, şifresiz, ağır ama çok ağır sözlerdi bunlar. Orada can güvenliğim yok! demek istiyordu. \n

\n

Bir Başbakanın duyduğunda kolayca içine sindiremeyeceği sözlerdi, çünkü ülkesindeki hukuk düzeninden, düzenin işleyişinden, insanların can güvenliğinden o sorumluydu. İktidar, sorumlulukdemekti. \n

\n

O, Başbakana Tamam, beni çağırdın, eyvallah ama beni orada kim koruyacak; sana güvenmiyorummu demek istemişti?\n

\n

Evet, hem ağır hem de acı sözlerdi.\n

\n

***\n

\n

Fakat oyine de umutlarını tümden yitirmemişti. Bütün bu endişeler zail olduğu zaman kader birliği yaptığım arkadaşlarımla meseleyi detaylı görüşürüm.\n

\n

Başbakanın gücünün zirveye vardığı bu dönemde ortadan kaldırılamayan bütün bu endişeler öyleyse ne zaman ve kimin/kimler tarafından ortadan kaldırılacaktı?\n

\n

Sanırım dön-dönmem diyaloğunun en önemli, en can alıcı yeri burasıydı. Kötü niyetli biri bu sözlerden rahatça Ben ancak sen gidersen dönerim! ya da Ben dönersem sen gidersin! anlamını da çıkarabilirdi.\n

\n

Yoksa o intikamcıların/rövanşistlerin varlığından kaynaklanan korkular, endişeler nasıl ortadan kaldırılabilir, nasıl yok edilebilirdi. \n

\n

Birinin, birilerinin ortaya çıkması o korkuların, endişelerin kaynağını kurutması gerekiyordu. O biri o”, o birileri de adanmış hizmetkârlar olamaz mıydı?\n

\n

Merak ediyorum.\n

\n

***\n

\n

Bu sorulara bir yanıt bulabilirsem merakım da zail olacak. Sizlerde de zail olmasını beklediğiniz meraklar yok mu sevgili okurlarım?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları