Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Anneler Günü

08 Mayıs 2011 Pazar
\n

Bugün özel bir gün, Anneler Günü. Ne tuhaf, annemiz yaşarken, kimi yıllar farkında bile olmazdık 8 Mayısın. Anımsadığımızda ise bir armağanla, bir kartla geçiştirirdik, çünkü o hep vardı, bir armağan vermek, gönlünü almak gibi zaten hep yapılması gereken şeyleri yılın tek bir gününe sıkıştırmayı çoğumuz anlamsız bulurduk.

\n

Hep yapılması gereken şeyler dedim ya, şimdi geriye doğru düşündüğümde herhalde başka zamana, başka günlere ertelediğimden olacak, ben de o şeyleri hep yaptığımı söyleyemiyorum. Oysa benden ufacık da olsa bir armağan aldığında ne kadar çok sevinirdi annem. Kuşkusuz onu armağandan çok anımsanmış olmak sevindirirdi.

\n

Ama yukarıda da dedim, hep var olan insan pek anımsanmıyor, hep var olanı anımsamak anımsayacak olanın çoğu zaman aklına gelmiyor.

\n

***

\n

Annemi yitireli 12 yıl olmuş, bu yıllar içinde onu anımsadığım, düşündüğüm günlerin sayısı o yaşarken onu anımsadığım, düşündüğüm günlerin kat kat üzerinde. Ve her seferinde bir de keşkesözcüğü ekleniyor düşüncelerime.

\n

Kimi zaman sonradan düşündüğümde pek anlam veremediğim sorular takılıyor kafama; örneğin Bebekken çok ağlar mıydım? ya da İlk kez ne zaman tek başıma sokağa çıktım? türünden sorular. Garip ama bunlar yanıtı bilinemeyen sorular, olduğundan, olması gerekenden çok daha fazla önem kazanıyorlar. Bunlar öyle sorular ki yanıtlarını bir tek insanın annesi bilebiliyor. Keşke sözcüğü de tam burada ekleniyor insanın düşüncesine: Keşke sorsaydım?

\n

Doğal ki benim durumumda olanlar için çok geç kalmış, çok geç akla gelmiş, bu nedenle de hiçbir zaman yanıtlanamayacak sorular bunlar.

\n

***

\n

Anneyi sevmek, ona saygı duymak, özel günlerde onu sevindirmek, gönlünü hoşnut etmek hiç kuşkusuz çocuklara düşen doğal edimlerdir. Fakat şimdi düşündükçe bir anneyi en fazla mutlu edecek, sevindirecek olan şeyin onu dinlemek olduğu sonucuna varıyorum.

\n

İtiraf etmesi pek kolay değil, ama ben annesinin anlattıklarını sabırla dinleyen evlatlardan değildim. Hep yapacak önemli bir işim, gideceğim önemli bir yerim, kaçırmamam gereken önemli bir randevum olurdu. Şimdi bakıyorum da ne o işler, ne o yerler, ne de o randevular o zamanlar sandığım kadar önemliymişler. Keşkeler üşüyor kafama, ama artık o kadar geç ki

\n

Örneğin, aile albümlerine bakmak ne kadar sıkıcı gelirdi bana; yüzlerce, binlerce fotoğraf, annem hepsini tanırdı o fotoğraflardaki yüzlerin. Şu şudur, bu budur…” o kadar sıkılırdım ki, bir bahane bulur, kendimi sokağa atardım. Şu sıralar arada bir karıştırıyorum o albümleri, çoğu bana yabancı yüzler, eski aile dostları, uzak akrabalar. Ama nedense ille de bilmek istiyorum kim olduklarını şimdi. Annem mutlaka söylemiş olmalı diyorum, anımsamaya çalışıyorum, anımsayamıyorum. Haydi, yeni keşkeler

\n

Her keşke”, bir pişmanlık demek aslında. Fakat kime ne yararı var ki bu üst üste binen, giderek bir yığına dönüşen bu pişmanlıkların?

\n

***

\n

Bir daha dünyaya gelirsem, bu hayatımda yaptığım hataları yinelemeyeceğim. Annemi çok daha fazla seveceğimin ötesinde ona karşı daha uysal, daha anlayışlı, daha sabırlı olacağım.

\n

Ona ilişkin hiçbir şeyi ötelemeyecek, ertelemeyeceğim.

\n

Bugün duyduğum pişmanlıkları o zaman duymamak için... Belki biraz bencilce oldu ama, hangi evlat hangi hayatta biraz bencil değildir ki?

\n

Anneler Gününde başta şehit ve Cumartesi Anneleri olmak üzere tüm annelerin önünde saygıyla eğiliyorum.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları