Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

AB-Türkiye zirvesi üzerine

19 Mart 2016 Cumartesi

Perşembe günü Ankara’da Federal Almanya Büyükelçiliği ile Alman Okulu, İstanbul’da da Federal Almanya Başkonsolosluğu, Alman Lisesi ile Alman Kültür Enstitüsü kapalıydı. Alman yetkililer bunun nedenini aldıkları ciddi bir istihbarat olduğunu açıkladılar. İstanbul Valisi ise bunun ilgili Türk makamlarına danışılmadan alınmış “fevri” bir karar olduğunu, dolayısıyla onaylamadığını belirtti.
Türkiye’de azgınlaşan terörle birlikte Federal İstihbarat Servisi’nin (Bundesnachrichtendienst) çalışmalarını yoğunlaştırdığı biliniyor. Ne yazık ki ülkemiz IŞİD, PKK, DHKP-C ile çeşitli uzantılarının cirit attıkları bir alan haline geldi. Terör, İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerimizin merkezlerinde can alıyor. 12 Ocak 2016 günü İstanbul- Sultanahmet’te Suriyeli bir intihar bombacısının saldırısında can veren 13 turistin tümü Alman uyrukluydu. O halde Alman makamlarının kendilerine iletilen istihbarat bilgileri doğrultusunda aldıkları önlemleri anlayışla karşılamak gerekiyor.
Keşke benzer duyarlılığı bizler de gösterebilsek.

***

Dün Brüksel’de Avrupa Birliği-Türkiye zirvesi başladı. Zirvede Türkiye’nin en büyük desteği Angela Merkel. Almanya Başbakanı çarşamba günkü hükümet açıklamasında 2 milyon 700 bin Suriyeli mülteciyi topraklarında barındırması nedeniyle Türkiye’ye övgüler düzdü. AB’de mülteci sorununa uzak duran, ellerini taşın altına sokmayan ülkeleri ise eleştirdi. Merkel’e göre 28 üyeli, 500 milyon nüfuslu AB’nin bu sorunun üstesinden gelebilmek için el ele veremeyişi anlaşılabilir bir durum değildi. “Zengin bir kıta olarak bir meydan okuyuş olan böyle bir sorunu birlikte çözmeliyiz” dedikten sonra ekliyordu, “unutmamalıyız ki uzun erimde Almanya’nın iyiliği Avrupa’nın iyiliğine bağlıdır; çünkü Avrupa bir bütündür.”
Büyük olasılıkla Türkiye, AB ile karara varılmış olan 3 milyar Avro’nun dışında bir miktar daha mültecilere ilişkin barınma, eğitim ve sağlık gibi projelere katkı alacak. Bu katkının ikinci bir 3 milyar Avro olup olmayacağı henüz kesin değil. Miktarın ne kadar olacağı Merkel’in manevra yeteneğine bağlı, yoksa “Kayseri pazarlığı” gibi alaturkalıklarla Avrupalılar karşısında bir şeyler “koparmak” pek olası değil.

***

Schengen ülkelerinde Türklerin serbest dolaşımının başlaması için öngörülen haziran ayı AB cephesine bakıldığında gerçekçi görünmüyor. Serbest dolaşım için Türkiye’nin yerine getirmesi gereken 72 maddelik bir koşullar listesi var. Bu koşullardan teknik içerikli olanların yerine getirilmesi nispeten kolay fakat köklü bir anlayış dönüşümü gerektirenlerin haziran ayına yetişmesi oldukça zor, hatta olanaksız. Türkiye bugüne kadar bu koşullardan ancak 19’unu yerine getirebildi, geriye 53 koşul kaldı.
Örneğin, 64. maddede belirtilen koşullar köklü bir anlayış dönüşümünü gerektiriyor: “Vatandaşların serbest dolaşımının; cinsiyet, ırk, etnik veya sosyal köken, kalıtsal özellik, dil, din, inanç, herhangi başka bir fikir, bir azınlığa mensubiyet, engel, cinsel yönelimi veya ayrımcı nitelikteki başka bir sebepten ötürü sınırlamalara maruz kalmamasının garanti altına alınması. İhtiyaç halinde, gerekli tüm soruşturmaların yerine getirilmesi.” Başka bir fikre mensubiyet” bizde iktidardan farklı düşünmek anlamına geldiğine, çoğu kez “düşünce suçu” oluşturduğuna, bu nedenle haklarında dava açılanlara yurtdışına çıkma yasağı konduğuna göre bu kafa iki ayda nasıl değişecek?
İşimiz hiç de kolay değil.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları