Cüneyt Arcayürek

Yutan Yok!

12 Kasım 2013 Salı

9 Kasım gecesi, Gündoğan Alanı’na atı üzerinde gelen Mutafa Kemal’in yüz binlerce İzmirli ile kucaklaşmasını izledim.
10 Kasım günü Istanbul’da yüz binlerce insanın oluşturduğu 6.5 kilometrelik Atatürk’ü anma zincirine katıldım.
O gün saat 9’u 5 geçe kadın-erkek gençyaşlı Atatürk gençliğiyle birlikte 75 yıl önce edebi istirahatına çekildiği Anıtkabir’deydim.
İstiklal Marşı’nı, “Ne mutlu Türküm” diye sonlanan andı hep bir ağızdan söyleyen yüz binlerin arasındaydım. 
Bugünlerin gidişatına bakarak şair ne demiş: “Atatürk kaldır başını Anıtkabir’den/ memleketin haline bak!
Anıtkabir’den baktı Mustafa Kemal Atatürk:
10 Kasım 2013 Pazar günü meydanlara yollara sığmayan coşkuyla kendini kucaklayan milletine:
İşte laik, çağdaş Cumhuriyeti emanet ettiğim milletim, dedi.

***

Atatürk’ü ve devrimlerini Türk milletinin kafasından, gönlünden silmek için söylemediklerini, yapmadıklarını bırakmadılar.
İki sarhoştan biri, kafatasçı, Anıtkabir de neymiş yıkarız dediler.
Ona ve miras bıraktığı ne varsa ortadan kaldırmaya çalıştılar.
Hutbelerden adının okunmasını bile yasakladılar. Cumhuriyet çocuklarının ilke ve devrimlerini öğrenmesini engellediler.
Atatürk’le özdeşleşen ne kadar devrim varsa her birini birer birer eskiye, din devletine yaraşır biçimlere dönüştürmek için bu iktidar ve tepeden tırnağa her kademesi uğraştı, uğraşıyor.
Fakat o, yarınların nelere gebe olduğunu gören dehasıyla “Bir zaman gelir beni unutturmak isteyen gayretler belirir. Fikirlerimi karalayanlar çıkar. Fakat benim fikirlerim o kadar kuvvetlidir ki…”
….adeta bumerang gibi, “döner dolaşır gene gelir, kalpleri doldurur” diyordu. Yanılmadı. …

***

İzmir, İstanbul ve Ankara’daki coşku seline kaptırmışken kulağıma kimi söylemler çarptı.
Bir ses Atatürk için:
Olağanüstü şartların yaşandığı bir dönemde kararlılığı, engin bilgisi, dehası üstün kişiliği ve cesaretiyle millete önderlik yapan Büyük Atatürk, Türk ve dünya tarihine damgasını vurmuş, insanlığın takdirini kazanmış bir lider oldu” diyordu.
Atatürk’ün “henüz daha o ‘olağanüstü’ yıllarda” demokratik, laik bir yönetim yapısını benimsediğini söyleyen bu ses; hükümetin demokrasinin temel haklarını ve laiklik anlayışını içeren olumsuz karar ve eylemlerine bir kez olsun; örneğin en başta laik eğitimi dinci eğitime dönüştüren kararlara, uygulamalara; karşı çıkmayan Çankaya’dan geliyordu.
Atatürk’e öylesine övgüler içeriyor ki konuşma önce…
….Atatürk’ün kurduğu parti CHP’nin son genel başkanı Kılıçdaroğlu konuşuyor sandık.
Yanılmışız.
Meğer AKP’li Cumhurbaşkanı A. Gül, Milli Kütüphane’de düzenlenen Atatürk’ü anma toplantısında konuşuyormuş!.

***

Ya bir türlü Atatürk; Türküm, Türkiye’yi kuranlara, Türkiye’de yaşayanlara Türk milleti denilir diyemeyen RTE’nin 10 Kasım konuşmasına ne demeli?
Atatürk’e, çağdaşlığa kapıyı açan bütün devrimlerine karşı yer yer nefretini gizlemeyen, okul kitaplarından Atatürk ilkelerini, son marifeti liyakat madalyalarından TC’yi ve Atatürk silüetini kaldıran, anıtına çelenk koyanlara ceza kestiren RTE değil sanki…
Gözlerinize, kulaklarınıza inanamazsınız: “Gerek Kurtuluş Savaşı’na gerek Cumhuriyete giden yolda Mustafa Kemal milletinin tüm renklerini, tüm farklılıklarını, milleti millet yapan tüm dini, etnik ve mezhebi unsurları bir araya getirmeyi başarmış, tüm mücadeleyi onlarla birlikte yürütmüştür” diyor ve…
…inanılmaz vurdumduymazlıkla somut örnekleri ortadaki icraatıyla; milletin bütün renklerini, tüm farklılıklarını, milleti millet yapan tüm dini, etnik ve mezhebi unsurları birbirinden ayırmayı başardığını…
….böylece Atatürk ne kadar birleştiriciyse aksine kendisinin bir o kadar milleti bölen, ayırımcılığı teşvik eden bir başbakan olduğunu itiraf etmiş oluyor.

***

RTE’nin 10 Kasım konuşması ilk başta Gazi Mustafa Kemal’i övdüğü izlenimi veriyor.
Oysa, kişisel ve siyasal yapısı yeterince bilinen konuşmacı; Cumhuriyete aksi yöndeki yaptırımlarını Atatürk’ün çizdiği yolda yaptığı izlenimi vermeye çalışıyor.
Ne ki gerçek şu:
Atatürk üzerinden kendini savunmayı içeren konuşmayı kim yutar!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları