Cüneyt Arcayürek

Yeni Türkiye’nin İlk Marifeti!

23 Eylül 2014 Salı

Arkasında sorulara sorular ekleyerek BM toplantılarına katılmak üzere New York’a gitti.
... 450 km’lik Musul-Türkiye sınırı arasındaki karayolunu IŞİD’in koruması altında katederek yurda dönen rehinelerin nasıl kurtarıldığı sorusu doyurucu içerikte açıklamalarla yanıtlanmış değil.
Hatta Cumhurbaşkanı RTE ile Başbakan arasında, rehinelerin serbest bırakılması olayı AD dönemine rastgeldi diye bir kıskançlık olgusu seziliyor.
Başbakan IŞİD’le kurulan temaslardan sonra rehinelerin kurtarıldığını söylerken, Cumhurbaşbakanı bir adım daha ileri gidiyor.
Silahlı operasyon olmadı ama siyasal ve diplomatik pazarlıklarla sonuca varıldı, diyor.

***

İşte olayın püf noktası da bu sözler.
Olayla ilgili daha ayrıntılı bilgi olmadan eleştiri yapmamayı yeğler görünen ana muhalefet hükümeti tebrik ederken; diğer muhalefet partisi MHP, muhalefet partisi olmanın gerektirdiği bir davranışla kamuoyundaki belirgin soruları gündeme getirdi.
MHP lideri Devlet Bahçeli, ilk gün; “Türk vatandaşlarının serbest bırakılarak yurda dönmeleri önemli ve sevindirici bir olay” dedikten sonra şunu söyledi:
“Fakat IŞİD’le hangi pazarlıkların yapıldığı, vatandaşlarımızın özgürlüğü karşılığında nelerin vaat edildiği henüz gizemini korumaktadır” dedi.
Ne ki bu gizem hemen bütün Batı dünyası için de geçerli. Bazı dış medyada, “Türkiye bize bütün hikâyeyi anlatmadı” diyen başlıklara rastlanıyor.

***

İlk iki gün geride kaldı. İçeride dışarıda değişik bir hava esiyor.
Uluslararası koalisyonun bütün isteklerine 49 rehine öne sürerek katılmaktan uzak duran RTE Türkiyesi’nin bu engel ortadan kalktığına göre, nasıl bir kaçamak yolu izleyeceği merak konusu iken…
…daha bugünden Türkiye’nin olası kaçamak yolunun önünü kesen ilk açıklama Pentagon’dan geldi:
ABD Genelkurmay sözcüsü amiral, rehineler serbest kaldıktan sonra “Sırf coğrafi konumu nedeniyle bile Türkiye bu çabada ortaktır, ortak olacaktır, olmak zorundadır. Türkiye’nin sağlayacağı katkıyı kesinlikle bekliyoruz” dedi.

***

Ama RTE başka havalarda.
New York’ta IŞİD’e karşı koalisyon istekleri üzerinde pazarlık yapmaya hazırlanıyor.
NATO’da da söylemiş; “Biz ancak lojistik destek ve insani yardım yaparız. Bunun dışında rol almayız” demiş.
Oysa 49 rehineyi koz olarak kullanarak öne sürdüğü koşulların modası geçti ve bu mazeret bitti. Köprülerin altından bir iki günde başka renkte sular aktı.
Giderayak söylediklerinden çıkan anlama göre; “bu yeni süreçte uluslararası koalisyon, daha doğrusu ABD ile IŞİD’e karşı öne sürülen müdahale ve mücadele koşullarını pazarlık” edecekmiş!
Bu sözler terör örgütüyle yapılan, siyasi ve diplomatik dediği pazarlık içeriğindeki görüşmelerde Türkiye’nin, IŞİD’in muhtaç olduğu, şimdilik içeriği bilinmeyen hangi güvenceleri verdiği sorusunu akla getiriyor.

***

MİT’in sızdırdığı başarı öykülerine göre IŞİD’le yapılan, içeriği bilinmeyen son görüşmede, koşullarda mutabık kalındığı için 49 rehine elini kolunu sağlayarak 450 km’yi aşarak Urfa’ya gelebildiler.
Şayet IŞİD, AKP hükümetinden istediği sağlam güvenceleri almasaydı, 49 rehine kaldıkları binadan dışarı adım atamazlardı.
Şimdi RTE, New York’a, bilgisi dahilinde hükümetin IŞİD’e verdiği, üstelik koalisyonun mücadele olanaklarına ters düşecek, gizlediği güvenceler koşutunda Batı’yı ya ikna etmeye ya da ikna edemezse istekleri reddetmeye gidiyor.

***

Açıklamalardan ortaya çıkan açık seçik gerçek şu:
AKP iktidarı RTE’nin bir türlü terör örgütü diyemediği, yarın başımıza ne gibi sorunlar çıkaracağı bilinmeyen katiller sürüsüne devlet olarak ya tanımayı ya da koalisyonun vuracağı darbelere katılmayacağını vaat etti…
Yeni Türkiye’nin başta IŞİD, terör örgütlerine kucak açtığının, açacağının ilk işareti, ilk marifetidir bu!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları