Cüneyt Arcayürek

Yaşanan Süreç

02 Temmuz 2011 Cumartesi
\n

Başbakanın temel hedefi CHPnin ant içmesi.

\n

CHPyi Meclis çalışmalarına katılmaya zorlamak!

\n

Stratejiyi RTEye yakışır biçimde

\n\n\n

özetlemek gerekirse; Başbakan, muhalefetin burnunu sürtmek istiyor da denilebilir.

\n

Öyle dokundurmalar yapıyor ki Başbakan; CHP önce ant içmeli, Meclis çalışmalarına katılmalı ve Tutuklu milletvekilleri sorunu ancak o zaman ele alınabilir demek istiyor ve tabii hemen ekliyor:

\n

Ana muhalefetin soruna görüşülebilir öneri veya öneriler getirmesi koşuluyla!

\n

Ya AKP, ya hükümet? RTEye göre sorun CHPnin sorunu. Öyleyse? Çözümü CHP bulmalı!

\n

***

\n

CHPden çeşitli çözüm önerileri duyuluyor.

\n

Sorun TCYde değişiklik ile mi çözülmeli, yoksa Adalet Bakanlığının veya Yargıtay Başsavcısının girişimiyle mi?

\n

Ne çare; CHPde söz sahibi olanların gazetelerdeki açıklamalarını yan yana getiren sade bir vatandaş, bu partide her kafadan ayrı ses çıkıyor diye bir izlenim edinebilir...

\n

Örneğin aynı konuda Süheyl Batum ile Gürsel Tekinin söylemleri başka.

\n

Örneğin partiyi bağlamayan ama kamuoyunda olumsuz yorumlara neden olan İsa Gökün tutuklu milletvekillerinin sorununu AKPnin burnunu sürterek çözeceğiz demesi gibi, kimi milletvekillerinin çelişki içeren açıklamaları

\n

Örneğin bir yasa hazırlığından vazgeçildiğinin söylenmesi ve fakat bu açıklamalarla çelişen, Genel Başkanının arkadaşlarının yasa üzerinde çalışmaları sürdürdükleriniifade eden demeci...

\n

Örneğin başka çözüm önerileri öne süren Rıza Türmen.

\n

***

\n

CHPye dolaylı dolaysız biçimde destek vermiş yazarlar bile CHPdeki bu dağınıklığı eleştirmeye, iktidarı çözüme zorlamak istiyorsa ant içerek Meclise katılmasını yazmaya, hatta böylesi olayları karşılayacak CHPnin önceden hazırlığı, programı olup olmadığını sorgulamaya başladı.

\n

Genel Başkan teksesliliğin yerini alan çoksesliliği parti içi demokrasi gibi kamuoyunu tatmin etmeyecek bir gerekçeyle karşılamayı geride bırakmalı Bir kez çevresini uyarmıştı, yine o uyarıyı yinelemeli.

\n

Çelişkili açıklamalar partiye zarar veriyor.

\n

Bu nedenle Kılıçdaroğlu, parti adına açıklamaları tek yetkili genel başkan olarak kendinin yapacağını kesin bir dille ikinci adamlara bildirmeli.

\n

***

\n

Siyasetçiler arasında yaşanan süreç; inatlaşma süreci!

\n

Biri Meclise ister gel ister gelme derken öteki iktidar sorunu çözeceğini gösteren inandırıcı bir adım atmazsa, gerekirse 4 yıl ant içmeyeceklerinisöylüyor.

\n

Biri gelseler de gelmeseler de Meclis komisyonları çalışır diyor; öteki CHPnin katılmadığı komisyonların anayasaya aykırı olacağını öne sürüyor.

\n

Biri ant içmenin Meclis çalışmalarına katılmanın önkoşulu olduğunu duyumsatırken diğeri zaten sembolik anlamı olduğunu vurgulayarak ant içmenin zorunlu bir koşul olmadığından söz ediyor.

\n

Birbiri ile çelişen daha pek çok örnek söylem, açıklama gösterilebilir.

\n

Ama ortadaki gerçek; tutuklu milletvekilleri sorununun siyasetin gerektirdiği zeminden çıktığına, iki parti arasında inatlaşmaya dönüştüğüne işaret ediyor.

\n

Lakin ant içmeyen CHPnin, komisyonlarda, genel kurulda oy hakkı olacak mı? Ya da söz alıp kürsüde konuşabilecek mi?

\n

Kimi açıklamalara göre Meclisin toplanmasını sağlamak için AKP grubunun üçte iki çoğunluğu yeterli...

\n

AKPnin yanı sıra ant içen MHP ile Meclis çalışmalarının normal düzeyde yürüyeceğinde tereddüt yok.

\n

Evet ama; Meclisin ana muhalefetten yoksun biçimde çalışması, içtüzüğe, yasalara ne denli uygun olursa olsun, içeride dışarıda eleştiri konusu olacak ve Meclis, tek ayaklı bir ördeğe benzetilecek!

\n

***

\n

Ne ülke, ne ileri demokrasi ama:

\n

Ulus adına karar veren yargı... Ulusun temsilcisi ve egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olduğunun simgesi olan yasamaya karşı

\n

...Egemenliğin kayıtsız şartsız ulusun olduğunu temsil eden Meclis; millet adına karar veren yargının kararlarına karşı önlem arıyor.

\n

Çankayadaki AKPli parti liderlerini bir araya getirerek uzlaşma olanaklarına kapıyı aralaması gerekirken; muhalefetin önerilerini öğrenerek iktidar partisine yardımcı olmayı yeğliyor.

\n

Uzlaşma kültürü zaten rafa kaldırıldı.

\n

Yaşadığımız, kısa sürmesini dilediğimiz süreç, bir kısırdöngü Bir inatlaşma süreci Hayırlara vesile olabilir mi?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları