Cüneyt Arcayürek

Yalandan Kim Ölmüş ki... (20.12.2013)

20 Aralık 2013 Cuma

Gerçek bunun neresinde demiyor, diyemiyorlar.
Torbalar dolusu dolarlar... Gizli saklı saklı ilişkiler... Evlerde bir değil altı demir kasa... Soruşturmanın yolsuzluk, rüşvet ve kaçak altın para olduğunu zarflayıp bir kenara koyuyor...
... Çarpık ilişkilerin ortaya dökülmesine “hükümeti yıpratma operasyonu” diyorlar.
Oysa, şimdilik açıklayamıyor ama kimi sözleriyle operasyonun asıl amacını açığa vuruyor.
... Gezi olaylarıyla başlayan süreç oldu. Burada istediklerini elde edemediler. Ondan sonra şimdi yeni adım attılar...” diyor.
Başbakan’ın bu cümlesi operasyonla ilgili yargılarının özeti.
RTE, Gezi olaylarını o sırada Mısır’da, Brezilya’daki hükümeti devirme mitingleriyle eşdeğerde yorumladı.
Gezi olaylarının içeriden ve dışarıdan tertip ve tahriklerle darbe girişimi olduğunu ısrarla vurguladı.
Bu görüşünden asla geri adım atmadı ve şimdi yolsuzluk operasyonun da içeriden dışarıdan destek gördüğünü söylüyor... Darbe girişimi iması yapıyor.

***

Yolsuzlukları açığa çıkaran polis, düğmeye basan savcılık!..
Bir çeteden söz ediyor.
Başbakan’ın suçladığı, boyunlarının borcu olsun ki ortaya çıkaracaklarına yemin ettiği çete; herhalde Emniyet içinde...
Türkiye’yi bugünkü kalkınmış ülke haline getirmek için çırpındıkları bir sırada birden ortaya atılan ve hükümetin üç bakanını töhmet altında bırakan operasyonun içerdiği gerçekleri aramaktan çok, soruşturmanın hükümeti çökertmek anlamına geldiğini söylüyor.
Başbakan’ın söylemine göre, çeteler devlet içinde devlet. Ülkeyi istedikleri gibi yönetmek istiyorlar!
Bu nasıl hükümet?
Başladığını öğrendiklerinde şaşa kaldıklarına bakılırsa, çetelerin varlığından 17 Aralık’a kadar haberleri yok!
Bu olay bir başka olayı anımsatıyor insana:
Devlet içinde devleti yönetmeye çalışan çeteler iddiası; Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na, Genelkurmay 2. Başkanlığı’na ve son olarak Genelkurmay Başkanlığı’na atadıkları Org. İlker Başbuğ’un yanı başlarında TSK içinde terör örgütü kurup yönettiği iddialarına benziyor...

***

Bu nasıl demokrat? Demokratik hükümet?
Üç bakanın oğullarının, yolsuzlukların baş aktörleri olduğunu emrindeki polis ve savcılar açıklıyor. Oğulların ve bir devlet bankası genel müdürünün evinde milyon dolarlar bulunuyor.
AKP’li belediye başkanının; uzman raporlarına göre, Marmaray’ı tehlikeye atacak, yanı başında üç kat derinlikte otel yapımı için kazı yapmasına ruhsat verdiği açıklanıyor.
Başbakan ve sözcüsü çıkıyor TV’lere; yolsuzluk operasyonunun hükümetin itibarını sarsmaya yönelik olduğunu söylüyor.
Ya da Başbakan, açılan soruşturmanın Gezi olayları gibi hükümeti devirme girişimi olduğunu ima ediyor.
Bu olayların şüphelileri üç bakanın oğulları ve fakat RTE, muhalefetin demokratik bir ülkede adı geçen bakanların derhal istifa ettiğini anımsatılmasına bile tahammül edemiyor...
Ne yani? Muhalefet istiyor diye bakanlarım istifa mı edecekler ya da ben, bakanlarımı istifaya mı çağıracağım ha? Olacak şey değil” diyor.
İyi ama İstanbul, Ankara ve bazı illerdeki Emniyet’teki duyarlı ve elbette son yolsuzluk operasyonu ile bağlantılı görülen şube müdürleri peşi peşine görevlerinden uzaklaştırılıyor.
Başbakan Sözcüsü’ne göre, bu olay valilerin yetkisinde.
Sözcü, polis müdürlerinin, operasyon başlar başlamaz görevlerinden alınmasıyla İçişleri Bakanı’nın ilgisi olmadığını ve istifasının gerekmediğini savunuyor. Oysa...

***

... Birçok kentte Emniyet’te, yalnız İstanbul ve Ankara’da bir günde 38 şube müdürünün birden görevden alınmaları; kuşkusuz soruşturmayı örtmeye yönelik ama...
... Hükümete göre ne münasebet efendim: bu değişiklik soruşturmayı hızlandırmaya yönelik!
Yalandan kim ölmüş ki...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları