Cüneyt Arcayürek

Utanır mı?

26 Haziran 2013 Çarşamba

Artık saklamaya gizlemeye de gereksinmiyor.

\n

Asıl niyetini, amacını açığa vurdu.

\n

TCyi devlet dairelerinden kaldırmaya girişti; tepki olunca geriledi.

\n

Ama hedefinden sapmadı.
Gezi Parkı eylemleri iktidarını sallamaya başlayınca asıl hedefini artık pervasızca açığa vurmaya başladı.
Daha önceki Osmanlı hayranlığıyla ilgili söylemleri, muhafazakâr bir parti genel başkanıdır, elbette din ve padişah diktasındaki bir devlete sahip çıkacak diye geçiştiriliyordu ki...
Birden devlet daireleri tabelalarındaki TC’yi bir bakanın kaldırma girişimi patlak verdi ve sultanlığa hevesli kafası, hemen bu girişime sahip çıktı.
Daha sonra demokratik cumhuriyetin gerçek sahiplerinin Gezi Parkı eylemleri giderek yoğunlaştı. Kavrayamadığı, sindiremeyeceği anlama dönüştü.
İşte o zaman yerli
Hitler’imizin maskesi bir kez daha düştü.

\n

***

\n

Sözüm ona Milli İradeye Saygı mitinglerinde; Mussolini’nin Roma’da balkondan meydandaki halka faşizm nimetlerini yutturduğu konuşmasındaki el kol hareketleriyle yüzde 50’nin peşine takıldığından emin bir insan tavrıyla öyle bağırdı ki, sesi kısıldı..
Suçlu mu?
Osmanlılık hedefine en büyük engel, bayraklarda resmini görmeye bile tahammül edemediği
Mustafa Kemal Atatürk ve ortaya olanca görkemiyle çıkan onun devrimlerinin ürünü gençlik!
Kendi ve kumanda ettiği polisi dışında herkes, her kesim suçlu!..
Olayları kışkırtanı da buldu: Eylemciler!
Anlattığı masallara göre; hani şu günlerce çevreye, insanlara fiske vurmamaya özen gösteren, parkı mesken tutan gençler var ya; işte onlar, polisi biber gazı sıkın, ilaçlı tazyikli suyla, gazla, coplarınızla saldırın diye kışkırtmışlar...
Hangi aklı evvel telkin etti ise önüne konulan bu palavraya sarıldı. Polisi masum gösteren
RTE’nin üstün zekâsı, eylemcileri “kışkırtıcılar” ilan ediverdi.
Eylemciler çapulcu, vandal; demokrasi destanı yazan polis, kahraman!
Başbakanlarını elbette yalancı çıkaracak değil polis: Antalya’da biber gazından kaçıp bir yere sığınan üç genci 17 polis, sokak ortasında tekme tokat copla öldüresiye döverek kahramanlıklarını kanıtladı.

\n

***

\n

Kahraman polisin Taksim’de, Ankara’da, her ilde destan yazdığını söylemesinde kuşkusuz bir başka gizlediği amaç olmalı. Emrindeki polis gücüyle, karşıtları ezerek düşlerini süsleyen Osmanlı devletini gerçekleştireceğini sanıyor.
İslam ülkelerinde bile siyaset adamları arasında RTE gibi konuşmalarında her paragraf başında ya da sonunda, defalarca
“Allah, evvel Allah, elhamdüllah, rabbime şükürler olsun” diye oy dilenciliği yapan yoktur herhalde.
Bir kez daha iktidara gelebilmek için polisle, din kışkırtıcılığıyla halkı yanına çekmeye çalışan konuşmalarında nereye selam gönderdi dersiniz: Mekke’ye, Medine’ye!

\n

***

\n

Başkan Obama ile bir saat konuşmuş. Gündem Suriye ve Gezi Parkı eylemleri.
Obama Suriyeli muhaliflere Türkiye üzerinden silah gönderecek; Gezi Parkı eylemlerinin bu girişimini engelleyebileceği kaygısında.
Müşterek açıklamada bu konuda açıklık yok; ama ABD desteğini yitirmekten korkan bizim führer, Obama’ya gereken güvenceyi vermiştir.
Söz Gezi Parkı’na gelince; açıklama
“İki lider görüşme sırasında basın ve ifade özgürlüğünün yanı sıra şiddet içermeyen toplantı ve gösteri özgürlüğünün de iki ülkenin ortak değerleri arasında olduğunu vurgulamışlardır” diyor.
Bu açıklamadan hayret verici bir izlenim alınıyor: Bizim führer, bugüne dek polise emrederek uyguladığı şiddetin, basına saldırının, basının ve gösteri özgürlüğünün canına okuyan kahramanı kendisi değilmiş gibi; bu demokratik değerlerin savunucusu ve uygulayıcısıymış gibi ortak açıklamaya imza atıyor.

\n

***

\n

Açıklamadan sonra aynaya bakıver yahu!
Açıklamada yazılanların her satırının yüzde yüz tersini uygulayan bir portre bulacaksın karşında!..
Belki utanrsın!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları