Cüneyt Arcayürek

Tartışılan Konular

19 Haziran 2011 Pazar
\n

Gerçek demokrasilerin işlediği ülkelerde sade bir vatandaş, örneğin bir pazar günü yazılı veya görsel medyada genel seçimden sonra partilerin birbirini suçlamaya, aldıkları sonucu başarı diye

\n\n\n

yorumlamaya çalıştıklarına tanık olmaz.

\n

1950’den bu yana seçimleri ve sonuçlarını izledim. Olgun demokrasilere özgü doğal kuralların bizde işlediğine tanık olmadım.

\n

60 yıldır demokrasi, ileri demokrasi, özgürlük gibi temel konular tartışılıyor.

\n

Bu ülkenin insanları 1950’den bu yana tek başına iktidara gelemeyen ve sürekli ana muhalefet görevi üstlenen, 1965te ortanın solunda yer bulan parti ile özgürlükleri savunup bir süre sonra özgürlüklerin canına okuyan, toplumsal zemini elverişli bulduğu zaman din sömürüsü ile iktidara gelen sağcı partiler arasındaki savaşıma tanık oluyor.

\n

1960’ta Batılı demokrasileri aratmayacak bir anayasa yaptık. Çağdaş kimi öğeleri içeren bu anayasa, 1970te ve sonraki dönemlerde sağcı iktidarlar elinde tanınmaz hale dönüştürüldü.

\n

60 yıl sonra Türkiye yine özgürlükçü, sosyal hukuk devletine yaraşır yeni anayasa yapmaya hazırlanıyor.

\n

Anayasanın nasıl yapılacağı yöntemleri bile ortada yok. Anayasa görüşmelerine önkoşulsuz gireceğini açıklayan ana muhalefet; sağcı iktidarın partisel anlayışına uygun bir anayasa yapma olasılığını kaygı ve kuşkuyla izliyor. Kırmızı çizgiler açıklamak zorunda kalıyor.

\n

***

\n

AKPnin referandumdan geçirdiği son anayasa değişikliklerine göre hukuk kurumlarına seçilen iktidara yatkın yeni üyelerin oyları ile Yargıtay ve Danıştay başkanlarının seçildiği göz önünde tutulursa; CHPnin yeni dönemde bağımsız yargıyı hedefleyen önerilerine AKPnin sıcak bakması olası mı?

\n

Son zamanlarda demokrasilerin vazgeçilemez temel ilkelerden biri olan laiklikten söz edildiğine tanık oldunuz mu?

\n

Gelmiş geçmiş din ağırlıklı partiler, son temsilcisi AKPnin yıllardır ağızlarından düşürmedikleri dayatmaların önde geleni; 82 Anayasasındaki laikliği ve gereklerini tarif eden maddenin yeniden yazılması.

\n

Siyasal görüşler artık darbelerden söz edilemeyeceğinde birleşiyor, ama laikliği ve erdemlerini mazisinden korkan korkmayan ağzına almıyor...

\n

Oysa kız öğrencilerin etek uzunluğuna santimli ölçek getiren bir valinin görev başında olduğu bu ülkede yarınlarda laik devlet kavramının başına yeni bir şeyler gelebilir ve gelmeyeceğine kim güvence verebilir?

\n

***

\n

İktidarın yeni anayasanın nasıl hazırlanacağını bile söylemekten özenle kaçındığı eleştirileceği yerde, siyaset dünyamız ve medya, yüzyılın büyük katilleri listesinde baş sırada yer alan Abdullah Öcalanın neden asılamadığını ya da kimin infaz edeceği veya etmeyeceğini tartışıyor.

\n

Öcalanın idam edilmesini günün üç partili koalisyon hükümetinin önce ertelediği ve sonra yasadan idamları kaldırarak önlediği durmadan söyleniyor. Ecevit-Mesut Yılmaz-Devlet Bahçeli suçlanıyor.

\n

Fakattt o tarihte iktidarda olsa Öcalanı idam edeceğini, şayet koalisyonda ise aksi karar karşısında hükümetten çekileceğini bugün söyleyenler (RTE); örneğin hayatta olan Bahçeli gibi, Mesut Yılmaz gibi siyasetçiler bir gerçeği nedense hep ıska geçiyorlar.

\n

Öcalan neden idam edilmedi, çünkü: ABD (Başkan Clinton yönetimi) terörist başını idam edilmemesi koşuluyla teslim etti.

\n

Teslim koşulları zamanın MİT Müsteşarı ile CIA temsilcileri arasında saptandı.

\n

MİT Müsteşarı o gece Çankayada, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanının bulunduğu heyete ABDnin CIA aracılığıyla öne sürdüğü koşulları anlattı ve devleti temsil edenler bu koşulları idama yeğledikten sonra Öcalan, Kenyada Türk askerlerine teslim edildi.

\n

MİT Müsteşarı daha sonraki günlerde gazetelerin (bu arada Cumhuriyetin) yönetici ve yazarlarıyla yaptığı görüşmelerde Öcalanın teslim olayıyla ilgili gelişmeleri anlattı. İnfaz edilmesi gereken Öcalanın neden idam\t edilmediğini sorduğumda şu yanıtı aldım: Terörü sona erdirmek için Öcalandan yararlanılacak!

\n

Bugün İmralı ile görüşmeler eleştirilirken Ecevitten beri Öcalanla devletin (hükümetin) görüştüğü bir mazeret olarak öne sürülüyor.

\n

Ne var ki -kanıma göre- Ecevit ve daha sonraki dönemlerde Öcalandan terörü sona erdirmek amacıyla kimi görüşmeler yapıldı.

\n

Ne var ki; Ecevit ve sonraki dönemlerde, hükümetlerin bugünkü iktidar gibi Öcalanla yeni anayasa ve diğer konular üzerinde ödün veren pazarlıklar yaptığı ne yazıldı ne de tartışıldı.

\n

Bu konuda dün dündür bugün bugündür diyebilir mi bu iktidar?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları