Cüneyt Arcayürek

Seviyesiz!..

03 Ağustos 2014 Pazar

Pek çok alanda, örneğin sanat ve bilim alanlarındaki seviyesiz tartışmalardan ve bilgisi kıt kişilerin düzeyi düşük sataşmalarından yakınırız da... ...hele son yıllarda daha da yoğunlaşan, artık mahalle kavgalarını andırmaktan da öte siyaset adamları arasındaki siyasal çekişmelerin giderek seviye, düzey yitirmesine nedense sesimiz çıkmıyor.
Hatta karşıtlarını düşük düzeydeki, neredeyse bayağılaşma ölçeğindeki söylem ve açıklamalarla hırpalamaya çalışanları ilgiyle izler gibi bir tutum toplumda yer etmişe benziyor.
Hiç kuşkusuz siyasette seviyesizliğin, geçmiş yıllara oranla daha yoğunlaşmasına yazık ki önderlik eden kişi, Başbakan RTE!
Başbakan’ın sokak üslubuyla zenginleştirdiğini sandığı seviyesiz saldırılarını; ne çare muhalefet partileri lideri de aynı düzeyde yanıtlamak zorunda kalıyorlar.

***

Bu memlekette devlet hizmetinde olanların adları rüşvet veya yolsuzluk olaylarına karıştığı zamanlarda bile, bu kişilere muhalefet liderinin üstelik Meclis kürsüsünden, hırsız diye, üstelik her kim olursa olsun rahatsız edecek sözcüklerle eleştirdiğine pek tanık olmadık.
Ya bugün? Muhalefet partisi lideri, ya grup kürsüsünden ya da basınla yaptığı hemen her konuşmasında; ülkeyi yöneten Başbakan’a rüşvetlerin dal budak salarak hükümetine bulaştığını ve hatta oğluna kadar uzanan telefon konuşmalarıyla kanıtlandığını açıklayarak bir Başbakan’ı hırsız diye suçluyor ve bu suçlardan aklanmayan bir kişinin cumhurbaşkanı olamayacağını hemen her gün bas bas bağırıyor.
Başbakan ise bu suçlamalara nasıl yanıt veriyor?
Alnım ak, babam olsa hırsız ise derhal icabına bakarım, demekle yetiniyor ve dünlerine oranla birden dünyanın en zengin başbakanları listesine nasıl girdiği ile ilgili söylemleri, yazılanları, muhalefetin açık seçik suçlamalarını yargıya taşıyacağı yerde...
...17-25 Aralık sürecinde bu suçlamaların kanıtlarını toplayan savcılarla polisleri, Pensilvanya şemsiyesi altında darbe hazırlayanlar diye binlercesinin görevlerine alelacele son veriyor.
İddiaların üstünü başka nedenlerle örtmek için!

***

Oysa...
Başbakan bakanlarıyla ilgili Meclis araştırma komisyonunun çalışmasını engellemese, bunun yanı sıra kendi ve oğluyla ilgili hırsızlık, rüşvet suçlamalarının üstüne örtme çabaları yerine, hırsızlık, rüşvet suçmalarını derhal, daha ilk söylendiği gün yargıya taşısa...
...kuşku yok, hiç olmazsa yargı kararı çıkıncaya dek bu hırsızlık, rüşvet suçlamalarının giderek toplumda dal budak salmasını engellerdi.
Hatta yargı kararları ile suçlamalardan beraat etseydi; ana muhalefet liderinin açıklamalarında güncelleşen hırsız suçlamasından bir anda sıyrılmış olur, cebini devletin paraları ile dolduran, hırsız suçlaması sırtında bir insanın cumhurbaşkanı olamayacağı söylemleri, siyasal tarihimize iftiraya tipik bir örnek diye ve Başbakan da iddia ettiği gibi, alnı ak ve tertemiz bir parti lideri olarak Çankaya’ya aday olabilirdi.

***

Ama Başbakan bu akıl yolunu seçeceği ve muhalefetin ağır suçlanmalarını yargıya taşıyarak aklanacağı yerde, yerel seçim öncesinden başlayarak cumhurbaşkanlığı kampanyasında ve öncesinde meydanları dolaşarak muhalefeti suçlamayı yeğledi...
Tek dayanağı, halkın yüzde 43-45’inin bu suçlamaları ya dikkate almayarak ya da farkına varmadan Başbakan’a verdiği desteği bir kez daha ilk ve ikinci turlarda yinelemesi...
Başbakan, CHP’ye ve MHP’ye yüklendiği öğelerle Ekmeleddin İnsanoğlu’na yüklenemiyor. Onların yerine din üzerinden halka çatı adayını şikâyet ederek ona verilecek oyları kendine dönüştürmeyi de sağlayamıyor.
Ne yapıyor? Örneğin Ekmeleddin Bey’i, İslam İşbirliği Örgütü Genel Sekreterliği’nden almamız için Suudi Kralı’nın ricada bulunduğunu; ne doğrulanabilir ne de yalanlanabilir bir iddia ile küçümsemeye, karalamaya çalıştı.
Suudi Kralı, İslam İşbirliği Örgütü’nün başında, İhsanoğlu gibi geçmişi ak, laik Cumhuriyete, rejime bağlı, en az RTE kadar muhafazakâr, her fırsatta kadın haklarını ve eşitliğini savunan bir Türk’ün olmasını istemez, istemeyecektir elbette...
Zira bilinen gerçek odur ki Suudlar Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti’ne öteden beri şiddetle karşıdırlar ve laik, demokratik bir rejimin kendi ülkelerinde de yeşermesi kaygısı, kuşkusu, hatta korkusu ile yaşamaktadırlar.

***

Son konuşmasında Ekmelettin Bey’in İslam İşbirliği Örgütü Genel Sekreterliği’nde kalmak için RTE hükümetine yalvar yakar olduğunu söyledi ve...
“... Eh tabii o koltuk bırakılabilir mi? Tabii para da iyi. Bırakamadı” dedi.
Bu bile Cumhurbaşkanlığı’na aday bir Başbakan’ın rakiplerini hırpalamak için onca yıldır kullandığı seviyesiz üslubun son örneği değil mi?
Çankaya’da ulusu temsil edecek, her açıdan topluma, bireylere örnek olacak kişide bulunacağı söylenen nitelikler...
...geçmişte yaşanan ve artık yeni nesillere anlatılacak tarihsel bir öykü, bir rivayet oldu, oluyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları