Cüneyt Arcayürek

Seçimli Yıllar

10 Aralık 2013 Salı

Ülkemizde her gün, her yıl seçim yapılıyormuş gibi bir hava var. İktidarın hırçın, kavgacı tutumu nedeniyle zaten hemen her gün sanki seçim var bu ülkede...
Lakin süper demokratik bir ülke olduğumuzu dünyaya inandırmak için olacak, seçimler arifesinde stadyumlarda, meydanlarda, gazetelerde, son olarak Keşan’da örneklerini gördüğümüz Mustafa Kemalin askerleriyiz”, Tayyip kim ki” gibi pankartlar, konuşmalar, yorumlar yassak!
Ama osssun; RTE böyle istiyor mu, sorun yok! Hukuk devleti de demokrasi de feda olsun!
Bu memleketin insanları sandığa giderken, RTE’nin Osmanlı kokan sesini ve artık Türkiye’ye bir de değil birkaç Türkiye kattığı palavralarını dinlemekte, alkışlamakta özgür ya. Ötesi RTE’ye göre fasa fiso.

***

Ha bugün ha yarın derken Mustafa Sarıgül de açıkladığına göre, İstanbul’u bir baştan öteki başa, tabii her cümlesinin başında söylediği gibi, Allah’ın izniyle fethetmek üzere perşembeye CHP’ye adaylık için başvuracağını açıkladı.
MHP, adayı Rasim Acar’la kazanacağız demiyor; oylarını artırmak amacında.
AKP malum. Kadir Topbaş’la yürüyüşe devam.
Ama dikkat ha! Sarıgül’ün şov nitelikli miting havasındaki adaylık toplantılarını izledikten sonra... Kadir Topbaş’ın yüreği herhalde seçimi yitireceği korkusuyla şu aralar pır pır ediyor olmalı.
Sarıgül ise daha aday olmadan partiye adaylar konusunda yön verecek örnek bir stratejiyle seçimlere gidiyor.
CHP bu stratejiyi benimsedi. Gazetelere sürekli düşen haberlere göre ortanın solunda, solda bir parti olmasına karşın CHP daha fazla oy almak, kimi illerde belediye seçimlerini kazanmak için yeni bir yönteme başvuruyor.
Bir ilde sağda olduğu bilinen, ne ki oy potansiyeli olanları o ilde belediye başkan adayı göstermeyi yeğliyor ve yardımcılığına da bir CHP’liyi koyarak sağlı sollu bir propagandaya hazırlanıyor.
Bu yöntemi İstanbul adayı olmadan Sarıgül hemen her konuşmasında, bir yanına bir muhafazakârı, öteki yanına bir sosyal demokratı alarak çoktan ilan ettiydi.

***

30 Mart’a dört ay kaldı ve fakat gazeteler, kimi TV’ler hangi ilde hangi partinin seçimi kazanacağını açıklamaya başladı bile.
Örneğin Habertürk’te Fatih Altaylı üç büyük kent başta, hemen her ilde belediye başkanlığını hangi partinin kazanacağını, tabii genelde gazetesinin yayın karakterine uygun olarak pek çoğunda AKP’nin kazanacağını, yayımladığı bir listeyle açıkladı.
Daha önceki yıllarda genelde iki tarikatın, Süleymacılarla Nurcuların, sağ partilere örneğin Adalet Partisi’ne oy vereceklerine ilişkin haberler yayımlanırdı.
Fakat Başbakan’ın söylediği gibi “Türkiye özüne döndüğüne ve normalleştiğine” göre ve elbette her alanda sayısal artış varken doğal olarak tarikat ve cemaat sayısı da arttı...
Radikal’in yayımladığı listede, Nurcularla başlayan Tillocularla sona eren (Gülen cemaati hariç) 16 tarikat arasında MHP’ye eğilimli tek bir tarikat bulunuyor.
Liste, hemen hepsinin oylarını AKP’ye kullanacağını gösteriyor.
Ne var ki, şeyhleri dergâhlarında ziyarete, din adamlarıyla otellerde gizli toplantılara özen gösterilmesine, laikliğin dine karşı olmadığını somut kimi örneklerle ilan etmesine karşın...
... CHP’ye oy vereceği söyleyen tek bir tarikat veya cemaat yok!

***

RTE din konusunu seçimlerde yine sömürü konusu yapıyor ve gündemi başka konulara çekiyor. Şimdi de üniversitelerde öğrenci affına taktı.
Afla öğrenim sürelerini uzatan öğrencilerin hepsini terörist ilan ediverdi.
2004 tarihli Gülen cemaatini bitirmeyi amaçlayan MGK kararının o günden bugünlere dek uygulandığını kanıtlayan belgelerin üzerinde fazla durmuyor ama...
... MGK kararının açıklanmasının olumlu karşılanmasından belli ki müthiş etkilenmiş. Hatta korkmuş da...
Durduk yerde yeni suçlar icat ediveren saldırgan üslubuyla kendi dışında herkesi, belgeyi sızdıranı da yayımlayanı da yazanı da vatan haini ilan etti.
Dünyanın her demokratik ülkesinde hükümetler siyasal ayıplarını teşhir eden belgeleri medyanın açıklamasını çaresiz normal karşılar ama bu anlayış RTE’ye geldi mi, hayır!
Tabii belgeyi sızdıranı, yazan gazeteciyi ve açıklayan gazeteyi vatana ihanet suçundan yargılamaları için yine yargıyı kışkırtıyor.

***

Eskilerde kalmış, CHP’yi suçlayacak kimi belgeleri açıklamayı, tabii kendi açısından istismar etmeyi başaran...
... dershane kapışması sırasında 2004’ten bugünlere sarkan ayıbını ortaya koyan belgeler açıklandı mı, sanki pek sevdalı imiş gibi basın özgürlüğünden dem vuran, devletin sırlarını ifşa etmenin vatan ihaneti olacağını savunan...
... kısacası zeytinyağı gibi üste çıkan bir başbakan var karşımızda!

***

Trakya’da “Nankörlükler sandıktan döner” dedi.
Bir de sandıktan evine döneceği günü görsek!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları