Cüneyt Arcayürek

RTE Demokrasisi Gerekleri...

11 Temmuz 2013 Perşembe

\n

Siyasette kavgalı, küfürlü dönem sona erdi mi?

\n

Nedir bu sükûnet?

\n

Gazetelerin birinci sayfalarında\nsiyasal kavgaları yansıtan haberlere birkaç gündür neden rastlanmıyor?..

\n

Gerginliğin bir numaralı sorumlusu RTE, 9 Temmuz’dan bu yana kışkırtıcı, saldırgan üslubundan vaz mı geçti?..
Yoksa, iktidar olmanın öncelikli görevi ülkede gerginliğe son vermenin gereği, ayrımcı-bölücü politikalardan vazgeçtiğini içeren davranışların etkisiyle mi?..
Birkaç gündür ortalıkta görünmeyen, TV ekranlarından kin, hakaret içeren, saldırgan konuşmalar yapmamasındaki gerçek nedir?
Bu ve akla gelebilecek olasılıkların hiçbiri değil, RTE’nin bıkkınlık veren sureti göründüğünde ekranlarda, TV’yi kapatma duygusunun ağır bastığı günler artık geride kaldı diye umutlara da kapılmayın…
Üç dört gün önce TV’lerden seslendi.
Ramazan ayı; barış ayı. Karşılıklı sevgi, kardeşlik, sükûnetle dini vecibelerin yerine getirilmesini emreder İslam gereği.
Adam, Müslüman mı Müslüman...
Halka baş imam tavrıyla böyle nasihat ederken TV’lere çıkıp partisinden, kendinden başka kim olursa olsun ağız dolusu saldırgan ifadelerle konuşmalar yapabilir mi?
Kavgacı, ayrımcı saldırgan üslubunu bir ay sonraya,
… ramazandan sonraya bıraktı.
Sükûnet, barış, kardeşlik geçici!…

\n

***

\n

Epey bir süre önce makam arabasında kendinden geçerek hastaneye götürülmesindeki olaylar gizemini koruyor...
Zaten bu olaydan sonra Başbakan’da var olan, gizlendiği için, kamuoyunda türlü çeşit, örneğin güncel yaşamını etkileyen diyabet gibi, sara gibi rahatsızlıklarla ilgili, söylentiler hâlâ konuşuluyor.
Gizlenemediğinden kalın bağırsak ameliyatının nedenleri açıklanamadı.
Gazete haberleriyle kısıtlı kaldı...
Ancak ramazan vesilesiyle doktorların salık verdiği ölçüdeki oruç günlük yaşamını etkiliyor herhalde.
Oysa huy canın altında:
Ramazan ayının bahşettiği bir aylık geçici bir sükûnet bu.…
Yoksa?..
Şeker Bayramı’ndan sonra kaldığı yerden devam edecek nasıl olsa…

\n

***

\n

Fakat bu olasılıklara karşın yarattığı dünyanın ürünlerini izlerken içinden ılık mutluluk suları akıyor olmalı
Ektiği tohumları hasat ediyor. Şu olay örneğin:
Doç. Dr.
İlker Alat Afyon Devlet Hastanesi’nde bir hekim.
Hastaların sağlığından çok uygulanan tedavinin İslama uygun olup olmadığına bakıyor.
İlgililerden hastaya verilecek ilaçların helal olup olmadığına bakılmasını istiyor.
Bu kadarla da kalmıyor...
Domuzdan üretildiğini iddia ettiği kapsüllü ilaçları hastalara yazmadığını söylüyor...
Bu RTE döneminin tıp gibi bir ilim dalından örnek…
Dahası var:

\n

***

\n

RTE, orantısız güç kullanarak ölümlere, binlerce yaralanmaya neden olan, sonuna kadar şiddet kullanan, daima yanında olacağını ilan ettiği polisle kim bilir ne kadar kıvanç duyuyor iftihar ediyordur?..
Daha yumuşak davranacağı duyurulan polisin ekranlardan, gazete haberlerinden yansıyan son davranışlarına bakarak herhalde kıs kıs gülüyor olmalı.
Gözaltındaki müvekkillerinin yemek yemelerini, polisin darp yoluyla engellediğini avukatları açıklıyor. Yemeklerin üzerinde tepiniyorlar...
Ya palalı saldırganla ilgili gelişmeler…
Polisin palayı silah olarak nitelememesi?
Ya, bir üst düzey yetkilisinin palayı herhangi bir mesleğin icrası için üretilen
“bu alet” diye nitelemesi… Bu olayda kullanılsa bile yasalar kapsamına girmediğini açıklaması?

\n

***

\n

RTE’ye özgü ileri demokrasinin gereğidir!..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları