Cüneyt Arcayürek

Özet! (31.08.2014)

31 Ağustos 2014 Pazar

Hangi 30 Ağustos zaferini kutluyoruz?
Her açıdan düşman karşısında boynu bükük, ezilmiş, başındaki saltanatın ihanetine uğramış halkı ...
... benliğine kavuşturan Mustafa Kemal’in 30 Ağustos zaferini mi?..
... Yoksa 30 Ağustos zaferi sonrası Osmanlı’nın küllerinden doğan Cumhuriyetin onca yoksulluğa karşın giderek yücelişini inkâr ederek sanki yeni bir Türkiye yaratıyormuş içerikli, parlak vaatlerle ve din sömürüsünü de peşine takarak yıllardır hasretini çektiği koltuğa oturmayı sağlayanın zafer günü müydü dün?..

***

Oysa Kocatepe’den “ince bacakları üzerinde yaylanarak” Afyon’a uzanan, oradan da İzmir’e dek kovaladığı işgal güçlerinin ardından, 30 Ağustos zaferinden sonra yakınlarına, “Şimdi ulusal savaşın en güç tarafını gerçekleştireceğiz” diyen ve çağdaş Cumhuriyet mücadelesinin ilk işaretini veren Mustafa Kemal hakkında, “Düşmandan kurtulduk, bakalım Mustafa Kemal’den nasıl kurtulacağız” diye 1. Meclis koridorlarında aralarında konuşan sarıklıların kafasıyla; yeni Türkiye namıyla ortaya çıkan siyasal hareket arasında ne fark var?
Çankaya’ya çıkmakla emrinde kendi hükmetinin kopyası bir Bakanlar Kurulu kurdurmayı aynı günlere, 30 Ağustos zaferine denk getirmesindeki anlamsızlığı kavramamak için ancak bu kişinin yalakası, dalkavuğu olmak gerekir.

***

Gelinen noktayı özetleyelim:
“Önümüzdeki beş yıllık sürede Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal edecek RTE, devletin teamül ve geleneklerini hiçe saymak şöyle dursun hukukun üstünlüğünü de sürekli olarak baltalamaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti, sözde üstünlerin, kendini üstün gören kibir ve haset yuvalarının zorlamaları ve tezgâhlarıyla rotasından sapmakta, güzergâhından savrulmaktadır.
Türk devleti; bir avuç imtiyazlı zümrenin ve sonradan görme azınlığın elinde avucunda oyuncağa dönmüştür...
Benzerlerine ancak darbe dönemlerinde rastlanan hukuksuzluk, kanunsuzluk ve kural tanımazlık RTE’nin siciline çıkmayacak şekilde kazınmıştır.” ( Devlet Bahçeli)

***

Bugünlerde izlenen sözde 30 Ağustos zaferi, tam tamına bilinen bir senaryonun uygulanması diye de özetlenebilir.
Davutoğlu’nun, 12’ncinin Çankaya’da eline tutuşturduğu Bakanlar Kurulu listesi -bizzat hazırlayan ve bakanları isim isim belirleyen- RTE tarafından onaylandı.
“Sipariş üzerine kurulan hükümet” böylelikle RTE’nin sözde 30 Ağustos zaferini taçlandırdı.
Mustafa Kemal’in çağdaş bir Cumhuriyet yaratmasını bugünkü zaferiyle aynı içerikte gösterme gayretleri, kısa zamanda tepeden inme kimi uygulamalar iflas edebilir; aksi halde ne çare çağdaşlığı yakalamayı, laik bir Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanmayı umut edenler kuşku yok, hüsrana uğrayacak.

***

11’inci cumhurbaşkanı A. Gül’ün Çankaya’da iken yasalar gereği ifade vermeye gidemediği davaya tanık olacağını açıklaması, acaba 12’nciye bir örnek olacak mı?
Zira RTE, Çankaya’ya çıksa da -Bahçeli’nin vurguladığı gibi- “işlediği suçlar, neden olduğu adaletsizlikler ve kasdi anayasa ihlalleri yaşamı süresince kendisini gölge gibi izleyecektir.”

***

Hukukun kanına girenlerin, demokrasiyi tıraş ederek tanınmaz hale dönüşmesine taraf olmakla yetinmeyip bunu milli irade kılıfına gizleyenlerin mutlaka yaptıklarının bedelini ödeyecekleri günleri görecek miyiz acaba?
Umut işte!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları