Cüneyt Arcayürek

Nafile! (09.04.2014)

09 Nisan 2014 Çarşamba

Aslında ABD yönetimi, Amerikan medyası gibi, RTE sayesinde Türkiye’nin artık yeterince demokratik bir ülke olmadığını görüyor, biliyor ama ne çare ulusal yararları açısından ülkemizi gözden çıkaramıyor.
Bu siyasetin nedeni öteden beri biliniyor.
Bu siyasal strateji; Türkiye’deki demokratik rejimi ve RTE’yi daha önceki iktidarlar gibi gözden çıkaramıyor.
Yoksa Başbakan’a çok değerli bir siyaset adamı diye önem vermesinden ileri gelmiyor.
Geçen gün Hürriyet’te ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin birçok siyaset adamından esirgenen tam sayfa açıklamaları, bir bakıma ABD yönetiminin Gezi eylemlerinden Twitter’a kadar RTE hükümetinin antidemokratik kararlarına ABD yönetimin bakış açısını, görüşlerini içeriyor.
Washington’un bugüne kadar olumsuz değerlendirmelerinin bir ölçüde telafisi anlamına geliyor.
Ama dikkat; Büyükelçi, iç politikadan dış politikaya kadar bu geniş açıklamalarını seçimden, sonuçların ilanından sonra yapıyor...

***

Büyükelçi, Türkiye’de seçim sürecinde yaşananları değerlendirirken gazetenin, tam sayfa açıklamalarından manşete çıkarmaya layık gördüğü ifadesi, Twitter’la YouTube’un kapatılması.
Oysa Büyükelçi’nin, RTE’nin aklına uygun tek adamlık diye ifade edilen diktatörlük hevesinin yeni bir adımı olduğunu bildiğinden kuşku yok.
Seçim arifesinde RTE, 17 Aralık operasyonlarından sonra açıklanan gerçeklerle öylesine sıkıştı ki bu bunalımdan çıkış yolunu çeşitli icraatlarla aramaya başladı.
Fakat RTE, Twitter gibi yayınlarla, sayfa sayfa artık gitmesini gerekli gören kanıtlı yazıların geniş kitlelere yayılmasından fena halde rahatsızdı...
RTE’yi köşeye sıkıştıran bir başka olay, YouTube’dan kaynaklandı.
YouTube’un rüşveti belgelendiren, örneğin oğlu ile yaptığı telefon kayıtlarını tam metin yayımlaması, Başbakan’ın emrindeki TV kanallarıyla halka bunların montaj, düzmece olduğunu anlatmaya çalışan meydan konuşmalarının etkisini sıfıra indiriyordu.
Rüşvetin dalga dalga topluma yayılmasını engellemek için RTE’ye tek çare kalıyordu.
Twitter’ı ve YouTube’u kapatmak!..
Toplumsal ahlaka, Türkiye’nin ulusal yararlarına aykırı gerekçesiyle uluslararası bu yayınları yasakladı.
Şimdi çıkmış sahneye, Anayasa Mahkemesi’nin özgürlüklere aykırı olduğu gerekçesiyle yasağı kaldırmasına saygı duymadığından söz ediyor.

***

Ne var ki bu da yasak kararlarında ne kadar haklı olduğunu, Başbakan Yardımcısı Arınç’a açıklattığına göre, mahkemenin kuruluş kurallarına ve hukuka aykırı imiş gibi bir tavır alıyor.
Oysa RTE’nin Twitter’ı ve YouTube’u kapatmasının gerçek nedeni, seçimden önce kirli çamaşırların ortaya dökülmesini önlemekti.

***

Oysa gerçek durum şu:
Seçimden önce bu üç uluslararası kuruluşun yayınlarını durdurmak gerekiyordu, durdurdu.
Seçimde istediği oranda oy almasa bile gelecekteki amaçlarını karşılayacak yüzde 45 oy sağladıktan sonra…
… Twitter yasağının kaldırılması pek umurunda değil.
Hele Arınç’ın AYM’nin durumdan görev çıkararak yasağı kaldırdığını söylemesi yok mu?
Hükümetin, örneğin Gezi eylemlerinden ders alacağı yerde tam aksi yönde daha sert önlemler alarak “durumdan görev” çıkaramadığını unutmuş görünüyor.
Örneğin Arınç; Gezi eylemleri temsilcilerini -o sırada Başbakan vekili idi- kabul edip daha yumuşak, uzlaşıcı ve toplum hareketini anlar bir tavır takındığını, ne ki Başbakan’ın tam aksi yönde sert, uzlaşmaz ve toplumdaki bu hareketin anlamını -tabii doğası gereğianlamazlıktan gelerek daha sert, acımasız uygulamalarına karşı Başbakan yardımcılığı görevinden istifa edebilir…
… Başbakan’ıyla kamuoyu önünde bu denli ters düşmesinden bir görev çıkarabilirdi!..

***

İçerisi gibi demokrasiye örnek bir ülke; ABD’nin de Türkiye politikasını RTE’yi idarei maslahat üzerine oturttuğuna göre…
… Ne söylesen ne yazsan nafile!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları