Cüneyt Arcayürek

Muhalefete Yeni Muhalefet Cephesi...

02 Mayıs 2014 Cuma

Bir şiirinde “İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı” diyen, Orhan Veli abi, aman şimdi memlekete ve insanlarına sevgiyle bakan o gözlerini sakın açmasın!..
Bir günlüğüne de olsa İstanbulluya,Taksim Alanı da, kara ve deniz ulaşımı da kapalı!
Hükümetin Aileden Sorumlu Bakanı, yıllardan beri onca çocuk kaçırıldıktan, kimileri işkence görerek öldürüldükten sonra, nihayet analara babalara önlem önerdi: Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin!
Çocuk evden çıkmış, arkadaşı ile dolaşırken açık kuyuya düşmüş.
Kuyuya düşerken çığlık atacak da ne olacak?
İşte Taksim yasağı ile bir kez daha kanıtlandı ki, işçilerin mahrum bırakıldığı yasal haklarını yılda bir kez olsun topluca bu alanda anımsatmasına, savunmasına tahammül edemeyen, çığlıklarını işitmemek için akla gelen türlü yasağı koyan bir hükümet var karşılarında…
Toplumdaki çığlıklara kayıtsız kalan bu hükümet; yasak o meydan dedi mi, yasak inadı ile işçinin bir gün bayram havası içinde sorunlarını dile getirmesini önlüyor.
Bakanı da çıkmış TV’lere; çığlık atma dersleriyle çocuk ölümlerinin önlenebilineceği umudunu anaya babaya aşılamaya çalışıyor.
Balık baştan aşağı kokuyor.

***

Son olaylar yalnız “baba” RTE’nin değil, artık anadan çocuklarına kadar aile bireylerinin de, kısacası Erdoğan ailesinin maaile partili partisiz muhalefete, muhalefet bayrağı açtığını gösteriyor.
17-25 Aralık arasında yürekli bir cumhuriyet savcısı, başlatılan rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarında adı geçen Başbakan’ın oğlu Bilal’i ifade vermeye çağırdı.
Vay efendim sen nasıl olur da oğlumu ifade çağırırsın, diyen baba ayağa kalktı.
Bu davranış, oğluma değil bana karşı, dedi. Sonradan paralel yapı diye cemaate yüklediği, darbe diye nitelediği soruşturmada oğlunun karıştırılmasına kükredi ve… Bilal’i ifadeye çağıran o savcının elinden dosya alındı, başka görevlere sürüldü.
Rüşvet dosyaları açan savcılar tabii Ankara’dan gelen emirle, süratle daha uygunlarına koltuklarını bıraktı.
Bu arada ana muhalefet liderleri, cumhuriyet tarihinin en büyük rüşvet olayları diye nitelediği 4 bakanı ilgilendiren olayları kanıtlayan ses kayıtlarının tam metinlerini açıklamaya başladı.
Bu konuyu hemen her konuşmasında işleyen CHP lideri Kılıçdaroğlu; 18 Ocak’ta Amasya Taşova’da yaptığı konuşmada; rüşvet olaylarına adı karışan oğul Bilal’i sordu Başbakan’a:
“Oğlunun vakfı ne iş yapıyor?”
“Elebaşı sensin. Ne dediysen oğlun da onu yapmış” dedi.
Aslında suçladığı Bilal değil, bal gibi Başbakan! Ama RTE, Kılıçdaroğlu’na tazminat davası açıp kazanmaktan artık usandığını söylüyordu konuşmalarında.
Meğer muhalefete bayrak açan bir aile cephesi kurgulanıyormuş. Ne bilelim!
Savcılar hallaç pamuğu gibi atıldıktan sonra.. sonradan öğrendik.
Yeni atanan savcılar arasında Başbakan gibi 17-25 Aralık sürecinde rüşvet olaylarını araştıran, aydınlatmaya çalışan operasyonların, meğer hükümeti devirmeye teşebbüs edenlerin marifeti olduğuna inanan savcılar varmış.
Şüpheli diye Kılıçdaroğlu’nu ifadeye çağıran savcı Mehmet Demir, bu inançta olanlardan biri, diyorlar.
Ailenin büyük oğlu Bilal’in herhalde savcılar arasından cımbızla seçeceği bir savcı arandı ve bulundu galiba…
Kılıçdaroğlu’na ifadeden sonra ceza davası açılması olası yeni süreci savcı Mehmet Demir başlattı.
CHP’li Umut Oran olayı ve benzeri olayları şöyle özetliyor: “RTE tak diye emredince hukuk kuralları by-pass geçiliyor, savcı şak diye yapıyor.”

***

Bu, bir bakıma ana muhalefet partisi liderini TC yasasına göre cezalandırmayı, ola ki ve belki de hapisle cezalandırılmasını isteyen bir Başbakan görüntüsü vermek istemiyor. Bu görevi oğlu Bilal üstlenmiş görünüyor.

***

Fakat diyorum ya; ailece partili partisiz muhalefete, muhalefet bayrağı açtılar!
Anne Emine Hanım da 1 Eylül’deki yazımda iki satır kilolu görüntüsünü eleştirdiğim için bana biri tazminat, diğer iki yıl üç ay hapisle cezalandırılmamı isteyen iki dava açtı.
Şu aylarda her iki davanın da sonuçlanmasını bekliyorum.
Oğlu siyasal muhalefet lideriyle uğraşırken, belki de ilk kez anne, basında basit, içtenlikle söylüyorum, hiçbir başka amaç içermeyen bir iki satırlık eleştirel yazıdan dolayı mutlaka aleyhime sonuçlanmasını beklediği davalar açtı...
Bu manzara, babanın dışında artık ailenin de üstlendiği, partili partisiz muhalefete, muhalefet cephesine örnek olaylar değil mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları