Cüneyt Arcayürek

Medyatik Aşırılık!

02 Nisan 2014 Çarşamba

Bizim medya nelere karşın RTE’nin seçimleri kazandığından söz etmiyor.
Tabii RTE’nin zaferini kutlamaktan başı dönen medyamız, Batı medyasındaki gerçekçi değerlendirmelere değerlendirmelere değinmiyor bile.
Örneğin Financal Times gibi, Pirus zaferini RTE’nin rüşvet ve yolsuzluklardan, bir dizi “sızıntıdan” sorumlu tuttuğu “düşmanlarına” karşı kazandığını ve…..
… bu zaferin “bir baskı olarak” döneceğini yazmıyor, yazamıyor..
Batılı anlamda yayın yaptığını iddia eden herhangi bir gazetemizin, örneğin El Pais gazetesi gibi, RTE’nin “otoriterliğe kaymasını sandıkta meşrulaştırdığını” yazdığını gördünüz mü?
Corriera Della Sera, Batı dünyasında görülmemiş bir seçimle, Başbakan’ın “skandallarla batmadığını” yazıyor.
Evet, hangi demokraside yıllardır iktidarda tek başına olan bir siyaset adamı iktidarı değiştirmeyen bir yerel seçimde ülkesini kucaklayacağı, birleştirici olacağı yerde…
….ayrıştırıcı olmayı yeğleyerek seçimi ve sonuçlarını gerginliğin devam etmesi için kullanabilir, toplumda düşmanlığı körükleyici olabilir?
Tek örneği Türkiye ve 12 yıldır devleti yöneten RTE.

***

Yerel seçimleri siyasal ve tabii kişisel ihtiraslarını tatmin etmek… Çankaya’ya çıkmak, partisini ve ülkeyi kendinden sonra tepeden nasıl yöneteceğine hazırlamak için bir zemin, bir araç olarak kullandı.
Amacı ne, bu ne, şu ne, iç düşmanlar, darbe özentileri, paralel devlet diye ne idüğü hâlâ belirsiz bir yapı…
Bizde elbette korku belası doğrularla gerçekler, hiç değilse kıyısından köşesinden değinilerek aman RTE öfkelenmesin diye yazılamıyor.
Başbakan’ın yerel seçimleri hangi amaçlara, hesaplara yönelik kullandığını New York Times’ta okuduk.
Ünlü Amerikan gazetesi “saldırgan kampanyasıyla seçimi referanduma dönüştüren RTE, Cumhurbaşkanlığına aday olabilir” diyor.
RTE bu yolun açıldığını artık rahatlıkla düşünebilir..
Çankaya seçiminin ilk turunda yüzde 50 oyu aşamayabilir ama ikinci turda rakibini -tabii ciddi zorlayacak bir rakip aday çıkarsa karşısına- salt çoğunlukla geçebileceğini çoktan hesap etmiş olabilir.

***

Malum basına fırsat doğdu yine.
Siyasal yaşamımıza içtenlikle hizmet etmeyi görev bilseler elbette ana muhalefete eleştirilerini içtenlikle karşılayabilir insan.
Ama yapıcı değil yıpratıcı karakterler yine sütunlarda.
Kimilerini bu kategorinin içine almak elbette haksızlık olur..
Örneğin Radikal’den bir ara adı cemaatle anılan Eyüp Can’ın bir TV’de seçimi yorumlarken altını çizerek açıkladığı bir görüşe ve bu tür görüşlere katılmak olanaksız.
CHP’nin seçmene rüşvet ve yolsuzluk olaylarını yeterince anlatamadığı ve seçmeni ikna edemediği öne sürülüyor.
İnsaf demek gerek bu iddialı görüşe.
Zira bu nasıl bir seçmendir ki, günlerce medyada örneğin rüşvetle ilgili günbegün ayrıntılı, belgeli, Başbakanlarının montaj deyip kıvırdığı kendi sesinden olaylardan habersiz!.
Ne görmüş, ne de okumuş ne de duymuş sanki. Adeta üç maymunları oynuyor!
Ehh yani muhterem seçmenimiz bu yayınlara karşın ayakkabı kutularından çıkan milyarları rüşvet değil de banka müdürünün bahşiş diye ayırdığını varsayıyorsa, algılıyorsa…
….bakan oğullarının evlerindeki kasaları… para sayma gereçlerini duymamış, okumamış da CHP’nin huzuruna gelip anlatmasını ve bu olaylara Başbakanlarının oğlu ile adının karıştığını hiç ama hiç duymamışsa…
…sözün bittiği yere bir kere daha gelmişiz demektir.

***

Üstelik dünyanın hangi ülkesinde rüşvet ve yolsuzluklara yargı değil de.. sandık karar veriyor… seçmen acaba bu soruya vicdanında yanıt aradı mı?
Diyelim ki, demokratik bütün kuralları, hukukun üstünlüğü gibi temel ilkeleri vesaire hepsini boş ver, diye düşündü, düşünüyor seçmen.
Bu seçimden sonra medyamız bu önemli öğeye önem verip vermediğini, vermedi ise nedenlerini neden, niçin sormuyor seçmene?
Medyamız Batı medyası kadar bu ülkenin geleceğini... RTE’nin rejimsel değil kişisel siyasal amaçlarına bu seçimin ne ölçüde hizmet ettiğini araştırmak zahmetine katlanmıyor.
Gerilimin devamına hizmet etmeye çalışmaktan fırsat bulamadı, diyeceksiniz.
Dış görünüşe bakılırsa Başbakan bile seçim zaferini medyamız kadar büyüterek kutlamadı.
Seçim sonuçlarını doğal kabul eden ve yine medya dahil karşısında gördüklerine saldırgan üslubuyla yüklenmeyi fırsat bildi.
Kaç gündür, tutturduk; Erdoğan 4’üncü meydan savaşını kazandı, diyen başlıklar atılıyor.
Yorumlar, haberler yazılıyor ve de tabii RTE’yi övmek yarışında birinciliği başkalarına kaptırmamaya çalışıyor medyamız!.
O denli aşırıya kaçıyor ki haberler, yorumlar ve tabii övgüler.
Pes yani!..

***

Kendi düşen ağlamaz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları