Cüneyt Arcayürek

Kim Önleyecek?..

06 Mayıs 2014 Salı

Şu bu konularda ustalığını boş verin, ama kamuoyunu, halkı uyutma sanatında RTE ve ekibini sollayan veya sollayacak olan ne Türkiye’de ne de dünyada bir başka siyasal ekip bulabilirsiniz.
Örnek mi arıyorsunuz, bakın şu Cumhurbakaşkanlığı adaylığı sürecine.
Sanki RTE yıllardır gözünü Çankaya’ya dikmemiş, Abdullah Gül’ün görev süresinin biteceği yılı ve günleri dört gözle beklemiyor.
Üstelik aylardır Çankaya’ya pek o kadar iştihalı değilmiş havası basıyor kamuoyuna..
Ama sanki cumhurbaşkanı olmaması işareti almak için partisinden, vekillerinden, il başkan ve kongre delegelerinden ve şimdi de anketlerle halktan bir hayır, sen bize Başbakanlık’ta lazımsın yanıtı almayı bekliyor.
Bu istişari koşuşturmalar baştan aşağı palavra, asıl amacı örtme girişimleri..
Hele bir seçilsin, hiç kuşkunuz olmasın cumhurbaşkanı adaylığına öncelikle partimin bütün kademeleri ısrar etti…
Yetinmedim. Halkımızın görüşünü almak için anketlere başvurdum.
Nihayet, halkımızın şu kadar oyu ile Çankaya’ya çıkmam, tepeden yine insanların, toplulukların canına okumaya devam etme kararı çıktı.
Başka nasıl davranabilirdim; halka, parti kademelerine karşın, hayır cumhurbaşkanı olamam, diyebilir miydim, diyecektir.

***

İkiyüzlüğün sınırı yok. Halkı uyutarak sanki Türkiye seni istiyor, diye sürekli bağıran yalaka taraftarın zorlamasıyla Çankaya’ya çıkmak zorunda kalmış gibi….
Cumhurbaşkanı olunca anayasadaki partisiz ve tarafsız cumhurbaşkanı kimliğini kapıda bırakarak…
fiili olarak yine AKP genel başkanlığını,
başbakanlığı yürüteceğini şu sıra kendisi söylemiyor; ama, çevresi RTE’nin Çankaya’da devleti de partiyi de tek elden idare etmeye kararlı olduğunu durmadan yayıyor.
Peki ama RTE’nin anayasanın açık hükümlerine karşın tarafsızlık, partisizlik gömleğini çöp sepetine atmasına kim, hangi kuvvet veya hukuksal güç karşı çıkacak?
Daha bugünden devletin bütün kurumları teslim bayrağını çekmiş bir tablo sergiliyorlar.
Daha bugünden RTE’ye sadık hukukçular, örneğin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı Köşk’te yarı başkan durumundadır diyor. Yani kurulacak hükümeti denetlemek, bakanları atamak veya yukarıdan şu şu konularda, tabii başkanlığına yol açacak yasaları Meclis’e getirmesi ve AKP çoğunluğunun oylarıyla kabul edilip önüne gelmesi emrini verebilir görüşü ağırlık kazanıyor... Tekrar soruyorum:
Tepedeki demokrasiye inanç değeri zaten düşük olan Cumhurbaşkanı RTE’nin bu yasaları şak diye onaylamasını ve elinde esasen var olan tek adamlık gücünü yasalarla onarıp kuvvetlendirmesini, örneğin AKP çoğunluğundaki parlamento mu, sesi soluğu bir gün duyulur duyulmaz yalaka TV’ler ve medya ile ağzı kapatılan ve bir türlü ulusal hiçbir konuda bir araya gelip anlaşamayan muhalefet partileri mi önleyecek?
Hele zaten susturulmuş, korkudan sütunlarından çıkamayan medya mı? Güldürmeyin insanı!

***

Sıra geldi babaların aklanmasına.
O da gün
sayıyor.
Dört AKP bakanı ile ilgili AKP’nin tabii işine gelen içerikteki önergesi dün Meclis’te tartışılacaktı.
Amaç, dört bakanın rüşvete bulaşıp bulaşmadığını -onca kasalar dolusu Avro’larla açıklanan kanıt değerinde telefon kayıtlarına karşın- araştıracak bir komisyon kurulup kurulmamasına karar vermeye yönelik.
Bu satırlar yazıldığı sıradaki görüşmeler sonunda soruşturma komisyonu kurulmasına, hatta AKP oyları ile karar verilse ne yazar
Bu bile AKP’nin çoğunlukta olacağı komisyondan dört bakan hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığı olası kararı çıkmasını kim engelleyebilir?

***

AB Türkiye Delegasyonu Başkanlığı’na getirilen İtalyan Stefano Manservisi hem nalına hem mıhına saptamalar yapan son açıklamalarında, internet, HSYK, MİT yasaları, Twitter ve YouTube yasakları kaygı verse de “Ben” diyor”, Türkiye’nin otoriter bir yönetimde olduğunu düşünmüyorum.
AB açısından önemli olan rüşvet ve yolsuzlukları yargının gün ışığına çıkardığını görmekmiş.
Çok doğru, lakin yeni delegasyon başkanı yargının ve emrindeki polisin 17 Aralık depreminden sonra getirildiği duruma, komplo mu değil mi bilemem, diyor ve buna karşın hâlâ gerçekleri güvenilir bir soruşturmanın ortaya koyacağını söylüyor. Ne ki Bay Manservisi, yargının ve polisin, gerçeklerin ortaya çıkarılmaması için baştan aşağı budandığını anımsamıyor ve…
….RTE’nin kaygı veren yasaları otoriter bir rejim uğruna çıkardığını …Türkiye’de yalaka medya, bilim adamı ve sözcüleri dışındaki çoğunluğun; RTE’nin devletin bütün kurumlarını, tabii zaten suspus ettiği orduyu, parlamentoyu, başına Gül’ü bile getirip getirmemekte tereddüt ettiği bir başbakanla hükümeti, partiyi yukarıdan, tek elden yönetmeye hazırlandığını hâlâ otokratik amacın dışında görüyorsa Bay Manservisi’ye, bırak idare-i maslahatçı demeçleri de sadede gel demekten başka çare kalmıyor
Tabii Tanrısı akıl fikir ihsan eylesin demek dışında!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları