Cüneyt Arcayürek

İki Kez Kutlanacak Adam; Feyzioğlu!

13 Mayıs 2014 Salı

Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nu iki açıdan iki kez kutlamak gerek. Başbakan’ın devlet adamı ve siyasetçi sıfatını unutarak kürsüde konuşmakta olan Feyzioğu’na ayağa kalkarak “Edepsizlik yapma” diye bağırmasına, -RTE’ye değmez ama- olanca saygı ve sükûnetle...
… Aslında “Edepsizlik yapan ben değil, sizsiniz yerine geçerli, “Edepsizliği yapan ben değilim” diye karşılık verdi.
Böylece bu saldırının kaynağındaki edepsizliğin sahibinin bizzat RTE olduğunu vurgulayan nefis bir siyasal, toplumsal nezaket örneği verdi.
Feyzioğlu’nun kutlanmaya değer, istemeyerek yarattığı bir tablo var ki, bu tablo RTE’nin tahammülsüzlüğün üst sınırında olduğu ve artık saklamaya gerek görmediği tek adam, yeni bir diktatörlük profilini olanca çıplaklığıyla gizlemeden ve de...
…Cumhurbaşkanı olursa bu adamın; devletin onunla birlik nereye koştuğunun bütün çıplaklığıyla sergilenmesine sağladı. Lüften söyler misiniz; hangi gerçek demokrasinin işlediği ülkede bir başbakan, onca yanıtlama olanaklarına sahipken, kürsüdeki barolar birliği başkanının haklı saptamalarına kızarak ayağa kalkar ve kürsüdeki ne söylediğinin bilincinde olan, üstelik yargı adamı profesöre, “Edepsizlik yapma” diye bağırabilir.
Bu yetmiyormuş gibi, emrindeki bir bürokratmış gibi, Cumhurbaşkanı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de başkomutanı da olduğunu söyleyen Bay Abdullah Gül’le, bir müsteşar konumuna düşürdüğü Genelkurmay Başkanı’nı el işaretiyle, kalkın gidiyoruz, diyen bir işaret çakarak peşine taktığı gibi Danıştay toplantısını terk edebilir.

***

Feyzioğlu’nun gözler önüne serdiği geleceğe dönük olası devlet manzarası şu:
Bundan böyle olasıdır ki ağustos sonunda:
“Big Chief” RTE önde. Sözde başbakan (olasılığa göre Gül) bugünün Cumhurbaşkanı ve artık müsteşar düzeyindeki Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ve bilumun devlet erkânı peşinde kırmızı halıda yürüyor!
İşte RTE’nin vaat ettiği cennet demokratik ülke tablosu bu!

***

Bu arada parantez içinde söyleyelim. Bu ülkenin yetişmiş onca psikoloğu, insanların ruhsal halini inceleyen bilim dalında yetişmiş onlarca yetişmiş insanı, dillerini cüzdanlarına koymuşlar.
Yarınlarda artık yürütmenin de başı benim diyerek meydana çıkan RTE’deki bu aşırı sinirli davranışları incelemeye alarak toplumu böyle davranışlar sergileyen bir Big Chief’ten yoksun kalınmasını belki de zorunlu kılacak açıklamalar yapamıyorlar.
Böyle bir araştırma veya incelemenin ülkeye ve de geleceğine yararlı olacağını söyleyecek ne babayiğit bir siyasetçi ve ne de tabii medyamızda tek bir gazeteci kişi yok!

***

Böylesi bir cesaret tablosunu ortaya koyanların ortaya çıkmalarından çoktan vazgeçtik.
Ayol, medyamız, hadi onlar korkudan sus pus, muhalefet partilerimiz bile Feyzioğlu’nun fazla uzun konuştuğunu, yanlış yalan bilgilerle donanmış bir konuşma yaptığını iddia ederek bağırıp çağıran Başbakan RTE’nin peşine takıldı...
Yalnız bu tartışmanın dip notu olacak küçücük öğeler üzerinden, üstelik RTE’yi mutlaka haklı çıkarmaya çabalıyorlar.
TV’lerin birinde yeni bir grup türedi. İktidara yararlı ve tarafsız görünmek için haftalık programlarda baş köşeye oturttuğu Gazi Üniversitesi’nde öğretim üyesi Bay Hüseyin Sayman, geçen akşam CNNTürk’teki idarei maslahat üzerine kurulu bir programda adeta RTE’nin söylediklerini temel argüman yaparak konuşuyordu.
Feyzioğlu’nun RTE’nin tepkisine yol açan neler söylediğini TV’ler dahil medyada tek bir gazete, Sözcü, dün halka geniş bir özetle açıkladı.
Feyzioğlu, örneğin yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının engellenmemesi gerektiğini, Türkiye’nin tarafsız bağımsız bir yargıya gereksindiğini, yeni MİT yasasıyla denetimsiz bir kolluk gücü yaratıldığını, 1 Mayıs’taki Taksim yasağının provokatörlere yaradığını, polisin halka şiddet uyguladığını söyledi...
İşte RTE, tahammül sınırlarını aşarak, aşırı sinirden ayağa fırlayıp devlet adamlığına yakışmayan bir skandal yaratarak o yakışıksız sözü bağırarak söyledi. Bu, bir.
İki: Başbakan’ın işareti üzerine peşine takılan A. Gül’ün, ülkenin yönetim geleceğini RTE ile konuşup anlaşmaya çalıştıklarını içeren açıklamalarının da hiçbir değeri olmadığı anlaşıldı.
Üç: Ne yazık ki ana muhalefette genel başkan yardımcısı Faruk Loğoğlu, eski dostun düşman olmayacağını, RTE’ye kanıtlayan açıklamalar yaptı. Feyzioğlu’nun konuşmasını aynı RTE gibi uzun, siyasal içerikli, cüppeyi çıkar siyaset yap, benzeri ifadelerle karşı çıktı.
Yalnız da değildi. Genel başkan, Barolar Birliği Başkanı’nın konuşmasına karşı çıkmaz ve RTE’nin davranışlarını yererken, öteki yardımcılarından Toprak ve Tanrıkulu, RTE’ye arka çıkıyordu.
Bu kadro ve kafa ile CHP’nin önümüzdeki seçimlerde başarılı olması olanaklı mı?

***

Ve... Sonuçta böyle geldi ama böyle gitmeyeceği açık seçik ortada.
Ama nasıl, ne biçimde, şimdilik yanıtı bulunamayan soru ve sorun!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları