Cüneyt Arcayürek

Gün Gelir... (10.07.2014)

10 Temmuz 2014 Perşembe

Demokrasimiz bir türlü yerli yerine oturmadığı için bakarsınız bir zamanlar üzerinde çok konuşulan, tartışılan sözcükler, bir zaman sonra bugün yeniden piyasada.
Bu gerçeğin son örneği RTE’nin cumhurbaşkanı seçilirse illa ki taraf olacağını sık sık yinelemesi.
Geçmiş zamanlarda da devlet başkanlarının ve devletin bitaraf mı bir taraf mı olması gerektiği tartışılır olmuştu
Şimdi de RTE durmadan yukarıda tarafsız olmayacağını söyleyerek eski bir taraf - tarafsızlık tartışmasını yeniden alevlendirmek istiyor.
Çankaya’da devletin değil milletin tarafında olacakmış.
Bugüne dek Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını korumak, örneğin kapımıza dayanan İkinci Dünya Savaşı’na Türkiye’nin girmesini engelleyerek milletin savaştan sonra da bağımsız bir ülkenin insanları olmasını sağlayan...
… Hatta ve hatta demokrasiyi getirerek RTE gibi din-demokrasi melezi insanların iktidar olmasına vesile olan...
… Ama bütün bunları devlet olarak elbette millet için yapanları... Sırf taraflı olacağına halkın sindirmesi, ola ki Köşk’ün taraflı davranışlarından kaynaklanacak sakıncaları şimdiden örtmek için bir hamlede harcıyor.

***

Geçmiş cumhurbaşkanlarını karalarken başını kaldırıp aynaya baksa ya...
O zaman acaba kendisinin tarafsızlık adı altında diktatörlük kopyası tek adamlığının bugüne dek halkına, medyaya zulmeden eserlerini belki görebilir. Lakin...
… Özeleştiri yapabilmek için olgun, bilgiç ve gerçekten devlet adamlarına özgü bir özellikten mahrum olduğu için...
… Çıkıp ekranlara devletten değil, miletten, haktan yana taraflı bir cumhurbaşkanı olacağını söylüyor ve buna cümle âlemi de inandıracağını sanıyor.
Derya içindedir deryayı bilmez.
Bitaraf değil, birtaraf olacağını söylüyor, lakin bu saptamayı tamamlayan bir başka söylem daha olduğunu acaba biliyor mu:
Gün gelir; bir taraf olanlar bertaraf olurlar!

***

Yeni Türkiye’nin Samsun’dan “kutlu yolculuğuna” çıktığını ikide bir söylüyor.
Demek istiyor ki; Peygamberin her yılki Kutlu Doğum haftası hangi anlama geliyorsa, yeni Türkiye yürüyüşü de aynı anlamda!
E artık gizlemeye de gerek görmüyor.
Partisinin yaptırdığı anketlerde önde gittiğini gördükçe Çankaya’da diktatörlüğün kötü örneği tek adamlığını şu ifadelerle ilan etti:
“Hiç kimsenin endişesi olmasın. Seçildiğimiz takdirde ülkenin Başbakanı ile bakanları ile (tek ayağını kaldırarak) tüm siyasi partileri ile tüm kurumları ile işbirliği içinde Türkiye’yi geleceğe taşıyacağız”.
Tarık bin Zeyyat gibi geçmişi ile köprüleri attığını söyleyerek... Devlet Bahçeli’nin, “Aklan da gel... Alnındaki lekelerle cumhurbaşkanı adayı bile olamayacağı” sözleri ve Kılıçdaroğlu’nun gerçekleri ifade eden olayları bir kez daha yüzüne vurmasını duymazlıktan geliyor...
Kılıçdaroğlu, 17 Aralık sabahı operasyonlar başlayınca evdeki yabancı paraları sıfırla diye oğluna verdiği talimatları dakikası dakikasına açıklıyor
Son olarak Reza’nın 1.5 ton altını yurda sokarken gümrükte engellenmesinin üstünün nasıl örtüldüğünü, ne ki 292 kilo eksik, kime gittiği bilinmeyen altınlarla yurtdışına çıkarıldığını son grup konuşmasında anlatıyor.
RTE’nin tabii kulakları sağır bu gerçeklere.

***

Ama gün gelir, bugün RTE korkusuyla saklanan gerçekler bir bir ortaya dökülür.
17 Aralık’ta bakanların ve çocuklarının aldığı rüşvetleri ortaya çıkardığı için RTE’nin darbe yapacaktı diye sürdüğü savcılarla ekibi, savcıların emri ile bakan çocuklarının evlerinde araştırma yaparak rüşvetin dik alası kanıtları toplayan ama sürülen polisler tanıklık yapar...
O zaman RTE ahrette değil, bugün devlet zoruyla üstünün örtülmesini sağladığı rüşvet ve yolsuzluk rezaletleri ve diğerleri bu dünyada yüzüne çarpacaktır.
O günlerde de bugün olduğu gibi bu gerçekler ne umuruma diyebilecek mi acaba?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları