Cüneyt Arcayürek

Genelkurmay Başkanları ‘Sorunu’...

24 Ekim 2013 Perşembe
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde
27 Mayıs müdahalesinin görevden
aldığı Genelkurmay Başkanı Org.
Rüştü Erdelhun ile tek
parti yönetimine rahmet okutan
AKP dönemindeki demokraside sert
eleştirilerin hedefi olan üç Genelkurmay
başkanı var.
2002’den sonraki süreçte göreve gelen
Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök,
darbe korkusuyla yatıp kalkan AKP
iktidarını memnun edecek tavır takındı
ve emekli olduğunda Meclis Başkanı B.
Arınç arkasından gözyaşı döktü.
Başbakan RTE de, veda ziyaretine
gelen “hocam” dediği Özkök’ü
Başbakanlık’ın merdivenlerine kadar
birlikte inerek uğurladı.
Ergenekon davasının görüldüğü sırada,
zorlama sonucu ifadesine başvurulan
Özkök’e, aynı değerde olanlara
gösterilmeyen ayrıcalık tanındı ve savcılar,
emekli Genelkurmay Başkanı’nın ifadesini
almak için İzmir’e gitti.
Lakin asker arkadaşları, üstelik her
biri orgeneral, amiral veya tümgeneral
olan Balyoz sanıkları, darbe yapmaya
hazırlandıkları iddia edilen dönemde
komutanları olan Özkök’ü gel de tanıklık
yap diye mahkemeye çağırdı.
Ben başka bir davada bu konuda
görüşlerimi söyledim deyip yan çizdi ve
Balyoz sanıkları tanıklığında direnince özel
mahkeme, dönemin sorumlu komutanı
Özkök’ün tanıklığına gerek olmadığına
karar verdi.
Ama hafızayı beşer, Başbakan RTE ile
şiir gibi ilişki içinde olduğunu” söylediği
rivayet edilen Özkök’ü unutamıyor.
Son olarak Hasdal’da yatan, cezaları
Yargıtay tarafından onanan subaylar
Özkök’e gönderdikleri ve suçladıkları
mektupta:“Köklü tarihi olan bir ordunun
başkomutanı görevini icra etmenize
rağmen ne yazık ki siyah ve beyazı ifade
etmek yerine daima gri bölgede kalma
gayreti içinde oldunuz. Bu tutumunuz
masum insanların suçlu ilan edilmesine
önemli bir katkı sağladı” diye yazdılar.
***
Özkök’ten sonra Genelkurmay Başkanı
olan Org. Yaşar Büyükanıt “28 Nisan
e-muhtırası”nın metnini bizzat yazdığını
itiraf etti. Hükümetten darbe çağrıştırıyor
diye sert tepki gördü ama olayın
üzerinden bir hafta on gün geçti geçmedi
Org. Büyükanıt’ı Dolmabahçe’deki
bürosuna çağıran Başbakan RTE
ile saatler süren, içerdiği konuların
tarafların mezara kadar saklayacaklarını
açıkladıkları ikili, ne alınıp ne verildiği hâlâ
meçhul görüşmeden sonra hükümetin
Büyükanıt’a, Büyükanıt’ın da hükümete
karşı tutumu siyahtan gül pembeye
dönüştü.
***
Ne çare ve ne yazık ki kimi
Genelkurmay başkanlarıyla ilgili, içeriği
tartışmalı öyküler, ordusuna ayrı bir değer
veren kamuoyu vicdanında ve belleğinde
hâlâ canlı.
Genelkurmay başkanlarıyla ilgili öykü
zincirinin son halkası; iktidarın silahlı
kuvvetleri gerçek kimliğinden çıkarma
çabalarına dayanamayarak kimi kuvvet
komutanlarıyla istifa eden Org. Işık
Koşaner.
Koşaner’in istifasının ardından RTE’nin
AKP’li Cumhurbaşkanı ile Çankaya’da el
ele vererek Genelkurmay Başkanlığı’na
AKP’ye uyumlu kimi getirecekleri
sorusuna yanıt aradılar.
Birden bir isim parladı: Org. Necdet
Özel! Köşk’e çağrıldı. RTE ile A. Gül’ün
sorularına ya da nasıl bir Genelkurmay
özledikleri üslubundaki söylemlerine
olumlu yanıt alınmış olacaklar ki Org.
Necdet Özel Genelkurmay Başkanlığı’na
atandı ve..
....bir resmi törende Özel; barışta
başkomutan Gül’ün önünde, o güne
kadar hiçbir Genelkurmay Başkanı’nda
görülmeyen bir hareketle şırak diye
selama durdu.
***
Tabii Org. Özel’in bu davranışı dört
bir taraftan, “işte demokrasilerde, sivil
otoritenin emrindeki asker bu” diye
alkışlandı.
Balyoz davasıyla, hapisteki tutuklu
silah arkadaşlarıyla gerektiği kadar
ilgilenmediği, Yargıtay’ın Balyoz
mahkemesi kararlarını onayından
önce ve sonra, sessizliğini koruduğu
eleştirilerini yanıtlayan Org. Necdet
Özel’in açıklamasındaki ilk ağızda dikkat
çekmeyen bir cümle; “karar sonrası
tahliye edilen arkadaşlarının çoğuğunun
Kara Kuvvetleri Komutanlığı mensubu
olduğunu” ifade ediyor.
Özel, Hava ve Deniz Kuvvetleri’nden
tahliye varsa ya da yoksa üzerinde
durmuyor da; acaba neden yalnız KK
Komutanlığı’ndan arkadaşlarının tahliye
edilmesinden söz ediyor?
Aklımıza gelmeyen, kimsenin sormadığı
bu soruyu Sincan’da yatan ünlü Korg.
Engin Alan yanıtladı:
Balyoz davasının 237 Türk subayını
boğazladığını söyledikten sonra; “O
dönemde Deniz Harp Akademisi, Hava
Harp Akademisi komutanları, yardımcıları,
kurmay başkanları hepsi tutuklandı. Bir
tek Kara Harp Akademisi Komutanı dışarı
kaldı” dedi ve adını açıkladı:
O komutan Org. Necdet Özel’dir!
***
Aynı gün CHP Milletvekili Orhan
Düzgün; “Tahliye edilenlerin
çoğunluğunun o dönemde Necdet
Özel’in komutanı olduğu Kara Harp
Akademileri’nde subay ve KKK personeli
olduğunu” söyledi ve bu bilgiler:
Hükümetin Genelkurmay Başkanlığı’na
Org. Özel’i neden yeğlediği, Yargıtay’ın
Özel’i koruduğu söylemlerine yeni ve
anlamlı bir ivme kazandırdı.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları