Cüneyt Arcayürek

Düşünmek ama Susmak!

23 Ekim 2013 Çarşamba
Kimi söylemler vardır, tarihsel nitelik
taşır. Kimileri de kimileri tarafından
başka biçimlerde yorumlanır.
Örneğin tarihten ders alınsaydı tarih tekerrür
eder miydi diyen özdeyişi günümüze uyarlamayı istesek…
... Bugünkü iktidar önderleri gibi; 21.
yüzyılın gereklerini bir yana bırakır, geçmişe,
Osmanlı’ya kafayı takar, Osmanlı’nın son
demlerindeki acze, ülkesini ve insanları bilimde,
yaşamda geri, yoksul bırakmasına kafayı takmazdık!...
Günümüz iktidarı amaçlarına araç olarak
kullandığı demokratik rejimi; kadını kapanmaya,
erkeği kudret sahibinin tutsağı duruma
dönüştürmeye çalışıyor.
***
İsmet Paşa uzun ömrünün son yıllarında her
gün yeni bir şey öğrenmekten kıvanç duyduğunu söylerdi...
Bugüne bakalım: Her konuda bilgi sahibi
oldukları kendilerinden menkul siyasal alanda
başrolde olanlar, geçmişten ders almaya veya
kimi toplumsal olaylardan ders çıkarmaya artık
zahmet buyurmuyorlar...
Bugünkü Başbakan’ın daha fazla demokrasi
isteğini sembolize eden Gezi Parkı eylemlerinden
yeterince ders çıkardığını söylemek olanaklı mı?
Bu iktidarın:
ODTÜ arazisindeki ağaç katliamıyla gelişen
olaylar; planlayıcısı, uygulayıcısı AKP’li belediyeyi
himaye eden bu iktidarın, valisiyle, emniyet
müdürüyle yasalara, toplumsal değerlere
ne denli uzak olduğunu ve geçmiş olaylardan,
Gezi Parkı Direnişi’nin içeriğindeki anlamdan
ders çıkarma yetisinden o denli yoksun kaldığını
kanıtlamadı mı?
İktidarın kurallarından vazgeçtik, demokratik
etiğe bile saygısı yok!
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi
Jean Maurice Ripert ODTÜ’deki ağaç katliamına
direnişe karşı iktidarın davranışını “birileri
ders almamış” diye yorumlarken kuşkusuz,
Gezi eylemlerinden hükümetin gerekli demokratik
dersi çıkaramadığının altını çiziyor.
Ama nafile! Zira Başbakan Yardımcısı, sözcü
Bülent Arınç, son Bakanlar Kurulu’ndan sonra
ODTÜ olaylarını hükümetin nasıl değerlendirdiğini açıkladı:
“Yeniden Gezi benzeri olaylar çıkarmaya
yönelik birtakım gayretler” dedi ve...
***
... Böylece geçmişten ders çıkarmak söylemi
yeniden çarpıcı örmeklerle gündeme girdi.
Bu ülkenin geçmişini inkâr ederek yürüyen,
geçmişten ders almayan iktidar, sözü dinlenir,
yüzyıllardır özü bilinen kurumlara örnek oluyor.
Bir çeşit sanki düşünen ama düşündüğünü
söyleyemeyen insanlar yaratıyor.
İçeride dışarıda hukuksal açıdan eleştirilen
Balyoz davasında 237 albay ve generalinin
baştan sona sessiz kalmakla suçladığı Genelkurmay
Başkanı Org. Necdet Özel’in hükümet
borazanı Anadolu Ajansı’na yaptığı yazılı açıklamadaki
kimi satırlar; bu açıdan dikkat çekici.
Uzun, baştan üçte dördü kişisel savunu
içeriğindeki açıklamadan çıkarılması öngörülen
ilk dersi Org. Özel söyledi: “Geçmişe takılmayalım!”
Pekâlâ! Ama dava karar ve gerekçesindeki
gerçeklerden çok uzak; delilleri delil saymayan,
dinlenmesi istenen bir numara asker
sorumluların tanıklığını reddeden hatta darbeye
hazırlanıldığı iddia edilen günlerde ülkede
bulunmayanları da cezalandıran mahkeme
kararını; geçmişe mazi, pişmişe kuzu diyerek
tartışmayacak mıyız yani?
Balyoz davası sanıklarının ıstırabını yüreğinde
hissetmek ve... bu davayla ilgili görüşlerini
Başbakan’a, bakanlara özel görüşmelerde
söylemek yerine…
… Hiç değilse karardan sonra, örneğin
terör örgütü kurmakla suçlanan kendinden
önceki Genelkurmay Başkanı’nın müebbet
hapse mahkûm edilmesini yüksek sesle, TSK
onuru adına Org. Özel’in eleştirmesi gerekmez miydi?
Balyoz davasının TSK’yi sindirmeye yönelik
bir dava olduğu görüşü giderek ağırlık kazandı.
Balyoz davasının asıl hedefinin bu olduğu
kanısını, kimi üst rütbeli askerler, mahkeme
kararından önce veya sonra istifa kurumunu
işleterek açıkladılar.
Org. Özel’in Balyoz davasına bu açıdan
bakmadığı ve bu nedenle kimi muvazzaf
general ve amiraller gibi istifayı düşünmediği anlaşılıyor.
Oysa ülkemizde düşünen insanı susan insana
dönüştüren Başbakan RTE bile…
***
... Özelleştirdiği askersel bir kurumun başındaki
bir kamu görevlisinin böylesi, en azından
insani olası tepkisel davranışına ses çıkarmayabilirdi.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları