Cüneyt Arcayürek

Dün Yok, Bugün Var!

13 Temmuz 2014 Pazar

RTE’nin açıkladığı seçim vizyonu değil, bal gibi ister başkan ister anayasal bir cumhurbaşkanı olsun, her alanda uygulayacağı politikaları içeren bir çeşit hükümet programı idi.
12 yıllık iktidarını alladı pulladı, cilaladı 2023’e kadar devletin tepesinde devleti bütün kurumlarıyla avcunun içine alacağı yeni konumunu, yeni Türkiye yolculuğu diye yutturdu.
Uzun lafın kısası:
Yeni Türkiye yolculuğunun yol haritasını dört temel öğe üzerine oturttu:
Asıl kimlikleriyle açıklamak gerekirse bu dört temel öğe:
“Demokrasiyi geliştirmek (RTE) + Refahı yükseltmek (RTE) + Toplumu normalleştirmek (RTE) + Öncü ülke olmak (RTE)” anlamına geliyor.
Yeni Türkiye yolculuğunun başarılı biçimde yürümesi için de öne sürdüğü koşulun özeti ise şu:
RTE + başkanlık sistemi ya da mevcut anayasadaki yetkilerini RTE’nin kendi yorumuna göre uygulaması!
Bu yolda sağlıklı biçimde yürüyebilmesinin koşulu olarak tek adamlığı yasalaştıracak, örneğin yeni bir anayasa yapılarak sağlanabileceğini, lafı evirip çevirip üstü kapalı biçimde söylüyor.
Demokrasinin ancak kendisi başarılı olursa tek başına devletin yasama, yargı ve yürütme erklerini ele geçirmesiyle gelişebileceğine iman etmiş bir insanın, yeni Türkiye yolculuğunu toplum için yararlı bulabilir misiniz?..

***

Demokrasiyi ileri aşamaya getirmek için 12 yılda yaptıkları, bugün yapacaklarının teminatı, ama sanki demokrasi konusunda öteki kimi ülkelere örnek olacakmış gibi, kokakrasiye çevirdiği kendi demokrasisini övüyor.
Demokrasiyi geliştirmekmiş!
Herhalde Çankaya’da başbakanlığındaki astığı astık kestiği kestik uygulamalarını, kimi yeni yasal temellere oturtmayı daha da geliştirmeyi murat ediyor.
Cumhurbaşkanı olunca demokrasiyi geliştireceğini sananların aklına şaşarım.
Yıllardır karakter yapısını bildiğimiz bizim Yani, birden Kani olabilir mi?

***

Kargaşaya sürüklediği, toplumsal ayrımları körükleyen icraatların temellerini sanki bu beyefendi atmamış gibi, toplumsal normalleşmeyi vaat etmesi ayrı bir mizah konusu.
Kürtleri, Türklere düşman eden, Sünnilerin Alevileri aşağılamasını içeren manevi havayı ülkeye yerleştiren RTE değil de kim acaba?
12 yıldır bir türlü elini uzatıp düzeltmeyi sağlayamadığı “ötekileştirme, ayrımcılık ve dışlama” uygulamalarının var olduğunu kabul ediyor ki “bunların sona ermesi için etkin biçimde çalışmaktan” söz ediyor.
Bu konuda elbette, Çankaya seçimi arifesinde yine yerine getirmeyeceği vaatler sıralıyor.
Yargıyı iktidarın oyuncağı durumuna düşüren yasal olanakları Meclis’teki çoğunluğunun oylarıyla uyguladığı yetmiyormuş gibi; yargının “yeniden yapılanması gerektiğini” vurguluyor...
Ana muhalefet liderinin dediği gibi idamların kalktığı bu ülkede infazların sokaklarda gerçekleşmesine göz yuman RTE; inanmayacaksınız ama geçmişini inkâr ederek, “İnsan hakları ihlallerine karşı sıfır tolerans izlemeliyiz” diyor.

***

Şimdi, her yasayı olduğu gibi anayasadaki yetkileri de kendi kafasına ve anlayışına göre yorumluyor.
Rakip aday, anayasada cumhurbaşkanının yürütmenin başı olmadığını söylemesindeki nedeni bir türlü kavrayamadığı için, “Açsınlar 104’üncü maddeyi iyi okusunlar, bu maddeye göre cumhurbaşkanı icranın başıdır” diyor. Yürütmeyi temsil eden Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder demek istiyor.
Oysa anayasa, cumhurbaşkanlarının öyle zırt pırt değil, “gerektiğinde” Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğini vurguluyor.

***

“Devleti din-devlet ilişkisi alanına tahakküm eden değil, bu alana güven veren bir araç gibi” gördüğünün altını çiziyor, ama 12 yıllık iktidarında partisi ile hükümetin bizzat kendisinin dini siyasetin aleti yaparak kimi başarılara imza attığından hiç söz etmediği gibi, dinin siyasette alet edilmemesi konusunda teminat veren tek bir cümlesi yok!
Vizyonunu açıklamaya başlamadan önce milyonlarca oyu temsil eden muhalefet partilerine gereği yokken yine ağız dolusu saldırılar yöneltmesine o geceyi yorumlayanlar değinmediler bile...
Bir yanda milleti ayrım gözetmeksizin bütün katmanlarıyla kucaklayacağını vaat eden bir cumhurbaşkanı adayı; hemen birlikte demokrasinin vazgeçilmez öğeleri olan muhalefet partilerinin varlığından şikâyetçi olan da aynı cumhurbaşkanı adayı...
Bu ikiyüzlü, bu demokrasiyi kavrayamamış, sindirememiş bu kişinin önderliğinde yola çıkacağız, öyle mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları