Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Demokrasi Sınavı...
Türkiye’nin saymakla bitmeyecek büyük umutlarla girdiği seçimde, sandıktan huzur, barış, sorunlara çözüm yerine kargaşa çıktı.
\n\n\n\n
Dikkati çeken gelişme; Balbay’ın tahliye talebine ret oyu kullanan iki Silivri yargıcının karara yazdıkları gerekçe.
\nGerekçeye bakınca insanın 841 gündür içeride yatan Balbay’ın, sanki dün tutuklanmış, savcıların hazırladığı iddianame dün açıklanmış gibi bir duyguya kapılmaması olanaksız.
\nYıllar önce savcılar Balbay’ı neyle suçlamışlarsa, yıllardır Balbay’ı muhakeme eden heyetteki iki yargıç yıllar sonra aynı suçlamalarla tahliyeye karşı çıkıyor.
\nErgenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üç yargıcından ikisi, sanki duruşmalar yeni başlamış, savcıların öne sürdüğü deliller toparlanmamış gibi bir gerekçeyle Balbay’ın Silivri zulümhanesinde ikametini uzattı.
\nOysa yargıçlar iddianamedeki delillere bakarak Balbay’ı sorguladılar ve Balbay’ın iddianamede yazılanları çürüten belgeleri, suçlamalara karşı açıklamalarını dinlediler.
\nİki yılı aşan sürede savcılardan delilleri toparlayacakları veya yeni deliller ortaya koyacakları, koydukları ne görüldü ne de işitildi.
\n***
\nSiyasetçinin seçimden önce, Balbay ile Haberal’ın, Korgeneral Engin Alan’ın adaylığı ve seçilirlerse tahliyeleri gündeme gelince kimi yandaş hukukçuların, medyanın ve daha da önemlisi iktidar sahiplerinin kimi açıklamalarını CHP de MHP de dikkate almadı.
\nOysa bu açıklamalar bir “işaretti”. İki muhalefet partisi bu “işareti”, bu açıklamalarla neyin murat edildiğini düşünmediler, üzerinde durmadılar bile.
\nÖrneğin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; -kişisel görüşüm diye- seçimden önceki günlerde kameraların karşısında bir hukukçu ve vicdan sahibi bir insan olarak kamuoyundaki duyarlılığı hesaba katarak sureti haktan görünüyor. Silivri’de yatan gazetecilerin aday olup seçilmeleri halinde elbette tahliye edileceklerini söylüyordu ama...
\n…hemen arkasından tahliyenin mahkemenin kararına bağlı olduğunu vurguluyordu.
\nYargıdan gelen bir başka hükümet adamı, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da milletvekili seçilmenin tahliye için yeterli olmadığını, asıl kararı mahkemenin vereceğini açıklıyordu.
\nBu açıklamalar 12 Haziran seçimlerinden önce arka arkaya geldi ve oysa görünen köy kılavuz istemiyordu. İktidar, milletvekili seçilenin tahliye edileceğini savunur görünürken… tahliyeleri mahkemenin engelleyeceğini duyumsatıyordu.
\n***
\n8 Haziran’da bu görüşlere muhalefetin demir tavında dövülür anlayışıyla karşı çıkacağı, olası olumsuz bir sonucu önceden engelleyeceği umuduyla -dün Güncel’de yinelediğimiz- yargının ulusal iradenin üstünde olamayacağını içeren yazımız yayımlandı.
\nFakat, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Balbay’ın adaylığını gündeme getirerek bir görev yapan, ne ki olası hukuksal gelişmelere önceden karşı çıkan irdelemelerden kaçınan anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum…
\n…iktidar sahiplerinin neredeyse tahliye karşıtı açıklamalarına karşı çıkmadılar. Bugün olduğu gibi ulusal iradenin bu durumda darbe yiyeceğini söyleyemediler.
\nÜnlü sözdeki gibi, Basra harap olduktan sonra Kılıçdaroğlu: Yalçın Doğan’ın dün Hürriyet’teki köşesinde okuduğumuza göre; “Balbay ile Haberal’ın tahliyelerinin engellenmesinin altında siyasi iktidarın parmağı vardır” diyor.
\nÜstelik; “Yargı, siyasal otoritenin görüşüne uygun karar vermektedir” diye bilinen bir gerçeği de ekleyerek!
\n***
\nŞimdi gözler; hem Hatip Dicle olayıyla BDP’nin Meclis’i boykot kararının sonuçlarına hem de Balbay ve Haberal’ın ve bu satırlar yazıldığı sırada tahliye edilip edilmeyecekleri açıklanmayan, aksi karar çıkar, General Alan ile KCK’den içeride yatan beş BDP’li de tahliye edilmezlerse siyasal alanda ve toplumdaki olası gelişmelere çevrildi. Meclis’te çözüm umudundan söz ediliyor. Ama zamanı kuşkulu.
\nAnayasa değişikliği Dicle sorununa bir çare ise; milletvekili Balbay, Haberal ve diğerlerinin tahliyeleri ne zaman ve nasıl çözümlenecek?
\n1 Ekim’de açılacak Meclis’e bırakılırsa sorunların çözümü, en az 60 gün askıda.
\nAnt içmeden, hükümet kurulduktan hemen sonra -çözüm olanakları bulunursa- Meclis olağanüstü toplantıya çağrılabilir mi?
\nÇağrı senden gelsin beklentisine kapılmadan örneğin CHP Genel Başkanı Başbakan’la, Başbakan CHP Genel Başkanı, BDP temsilcisiyle görüşme olanağı arayabilir mi?
\nYa da kulislerde konuşulduğuna göre; CHP ya BDP milletvekilleri gibi ant içme töreni dahil tahliyeler sağlanıncaya kadar genel kurul çalışmalarına katılmayacak ya da katılarak tahliyeler için savaşım verecek!
\nPartiler demokrasi sınavında!
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Malatya depremi: 'Endişe verici' diyerek uyardı!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması