Cüneyt Arcayürek

Demokrasi Sınavı...

25 Haziran 2011 Cumartesi
\n

\n

Türkiyenin saymakla bitmeyecek büyük umutlarla girdiği seçimde, sandıktan huzur, barış, sorunlara çözüm yerine kargaşa çıktı.

\n

\n\n\n

Dikkati çeken gelişme; Balbayın tahliye talebine ret oyu kullanan iki Silivri yargıcının karara yazdıkları gerekçe.

\n

Gerekçeye bakınca insanın 841 gündür içeride yatan Balbayın, sanki dün tutuklanmış, savcıların hazırladığı iddianame dün açıklanmış gibi bir duyguya kapılmaması olanaksız.

\n

Yıllar önce savcılar Balbayı neyle suçlamışlarsa, yıllardır Balbayı muhakeme eden heyetteki iki yargıç yıllar sonra aynı suçlamalarla tahliyeye karşı çıkıyor.

\n

Ergenekon davasına bakan 13. Ağır Ceza Mahkemesinin üç yargıcından ikisi, sanki duruşmalar yeni başlamış, savcıların öne sürdüğü deliller toparlanmamış gibi bir gerekçeyle Balbayın Silivri zulümhanesinde ikametini uzattı.

\n

Oysa yargıçlar iddianamedeki delillere bakarak Balbayı sorguladılar ve Balbayın iddianamede yazılanları çürüten belgeleri, suçlamalara karşı açıklamalarını dinlediler.

\n

İki yılı aşan sürede savcılardan delilleri toparlayacakları veya yeni deliller ortaya koyacakları, koydukları ne görüldü ne de işitildi.

\n

***

\n

Siyasetçinin seçimden önce, Balbay ile Haberalın, Korgeneral Engin Alanın adaylığı ve seçilirlerse tahliyeleri gündeme gelince kimi yandaş hukukçuların, medyanın ve daha da önemlisi iktidar sahiplerinin kimi açıklamalarını CHP de MHP de dikkate almadı.

\n

Oysa bu açıklamalar bir işaretti. İki muhalefet partisi bu işareti, bu açıklamalarla neyin murat edildiğini düşünmediler, üzerinde durmadılar bile.

\n

Örneğin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç; -kişisel görüşüm diye- seçimden önceki günlerde kameraların karşısında bir hukukçu ve vicdan sahibi bir insan olarak kamuoyundaki duyarlılığı hesaba katarak sureti haktan görünüyor. Silivride yatan gazetecilerin aday olup seçilmeleri halinde elbette tahliye edileceklerini söylüyordu ama...

\n

hemen arkasından tahliyenin mahkemenin kararına bağlı olduğunu vurguluyordu.

\n

Yargıdan gelen bir başka hükümet adamı, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da milletvekili seçilmenin tahliye için yeterli olmadığını, asıl kararı mahkemenin vereceğini açıklıyordu.

\n

Bu açıklamalar 12 Haziran seçimlerinden önce arka arkaya geldi ve oysa görünen köy kılavuz istemiyordu. İktidar, milletvekili seçilenin tahliye edileceğini savunur görünürken tahliyeleri mahkemenin engelleyeceğini duyumsatıyordu.

\n

***

\n

8 Haziranda bu görüşlere muhalefetin demir tavında dövülür anlayışıyla karşı çıkacağı, olası olumsuz bir sonucu önceden engelleyeceği umuduyla -dün Güncelde yinelediğimiz- yargının ulusal iradenin üstünde olamayacağını içeren yazımız yayımlandı.

\n

Fakat, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Balbayın adaylığını gündeme getirerek bir görev yapan, ne ki olası hukuksal gelişmelere önceden karşı çıkan irdelemelerden kaçınan anayasa hukuku profesörü Süheyl Batum

\n

iktidar sahiplerinin neredeyse tahliye karşıtı açıklamalarına karşı çıkmadılar. Bugün olduğu gibi ulusal iradenin bu durumda darbe yiyeceğini söyleyemediler.

\n

Ünlü sözdeki gibi, Basra harap olduktan sonra Kılıçdaroğlu: Yalçın Doğanın dün Hürriyetteki köşesinde okuduğumuza göre; Balbay ile Haberalın tahliyelerinin engellenmesinin altında siyasi iktidarın parmağı vardır diyor.

\n

Üstelik; Yargı, siyasal otoritenin görüşüne uygun karar vermektedirdiye bilinen bir gerçeği de ekleyerek!

\n

***

\n

Şimdi gözler; hem Hatip Dicle olayıyla BDPnin Meclisi boykot kararının sonuçlarına hem de Balbay ve Haberalın ve bu satırlar yazıldığı sırada tahliye edilip edilmeyecekleri açıklanmayan, aksi karar çıkar, General Alan ile KCKden içeride yatan beş BDPli de tahliye edilmezlerse siyasal alanda ve toplumdaki olası gelişmelere çevrildi. Mecliste çözüm umudundan söz ediliyor. Ama zamanı kuşkulu.

\n

Anayasa değişikliği Dicle sorununa bir çare ise; milletvekili Balbay, Haberal ve diğerlerinin tahliyeleri ne zaman ve nasıl çözümlenecek?

\n

1 Ekimde açılacak Meclise bırakılırsa sorunların çözümü, en az 60 gün askıda.

\n

Ant içmeden, hükümet kurulduktan hemen sonra -çözüm olanakları bulunursa- Meclis olağanüstü toplantıya çağrılabilir mi?

\n

Çağrı senden gelsin beklentisine kapılmadan örneğin CHP Genel Başkanı Başbakanla, Başbakan CHP Genel Başkanı, BDP temsilcisiyle görüşme olanağı arayabilir mi?

\n

Ya da kulislerde konuşulduğuna göre; CHP ya BDP milletvekilleri gibi ant içme töreni dahil tahliyeler sağlanıncaya kadar genel kurul çalışmalarına katılmayacak ya da katılarak tahliyeler için savaşım verecek!

\n

Partiler demokrasi sınavında!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları