Cüneyt Arcayürek

Çocuk Sorunu ve Ötesi...

07 Haziran 2014 Cumartesi

Düne kadar hasıraltı edilen dağa kaçırılan çocuklar sorunu birden alevlendi. Sorunun birden hükümetin de kamuoyunun da gündemine getirilmesini 90’a yakın annenin üstelik büyükşehir belediye binası önünde Diyarbakır’da oturma eylemine girişmeleri sağladı.
Şu soru, arada sırada cılız bir sesle soruluyor:
Yıllar yılı PKK’nin insan malzemesini bölge Kürtlerinden sağladığını bilmeyen yok.
Ama bilinen bu gerçeğe düne kadar her derde deva hükümet nedense çözüm aramadı.
Bırakın çözüm arayışını, çocuklarla beslenen PKK terörünü önlemeye girişeceğine işaret eden bir hareket de yapmadı.
Bu nedenle bu sorun yıllar yılı çaresiz...
Önceki gece Ahmet Hakan’ın “Bitaraf Bölge” programına katılanlar bu konuda da hükümete toz kondurmadan sorun üzerinde yüksek görüşlerini açıkladılar.
Bugünlere dek TV programlarında hükümeti bilimsel birikimleriyle kollamak görevinde olanlara ek yeni bir yıldız daha doğdu. Hemen her TV programında görülüyor. Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Hüseyin Yayman!
Hakan’ın programında aldı sözü ve sorunu, kaçırılan çocuklar diye adlandırmamak gerektiğini söyledi.
Peki, neymiş sorun?
Dağa çıkan çocuklar kendi istek ve iradeleriyle PKK’ye katılıyorlarmış!
Kandil’e gidip gelen HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder de bu görüşe katkı sağlıyor. Bundan bir süre önce Cüneyt Özdemir’in programında soru üzerine; “Ben dağda iken çocuklar getirdiler. Hemen hepsi dağı bırakarak dönmeyeceklerini söylediler bana” diyordu.
Öyleyse? Kendi iradeleriyle dağa çıkan çocukları nasıl indireceksin?..
Asker gücüyle mi? Hadi canım sen de!

***

Eğri oturup doğru konuşalım. Yıllar önce bölgede gazeteci olarak gezerken Kürt dostlarım bana:
Bölgede 18-25 yaş arasında bütün gençler Kürt milliyetçisidir. Yaş ilerledikçe gençliklerindeki milliyetçilik ateşi zayıflar” demişlerdi.
Orada örneğin Siverek’te o sırada henüz adı pek bilinmeyen PKK’li gençlerle kahvede buluştuk. Nedir sorun ve istekler diye sordum...
Yanıt şuydu.
Bak ağabey, bizim mümbit topraklarımız, yeraltı zenginliğimiz, yılda bölgeye yeterli olacak petrol üreten rafinerimiz var
Mersin’e indik mi denize de çıkmış olacağız ve bir de bayrağımızı diktik mi bu topraklara, tamamdır”.
Dönüşte sık konuştuğumuz Başbakan Ecevit’e soruyu ve aldığım yanıtı söyledim.
Sustu. Bir açıklama yapmadı.
Bu bilgilerin ışığında bugünün gelişmelerine bakıyor ve soruyorum:
Bugün dünya ve yurt koşullarında bölgede Kürt milliyetçiliğinin daha da güçlendiğini, çoğunda PKK’nin terörist değil, Kürt bağımsızlığı için savaşan gerillalar olduğu düşüncesinin daha da güçlendiğini yadsıyabilir misiniz?
Bu gerçek giderek kafalarda daha da yer ettikçe; yaşları şu ya da bu, fark etmez, Kürt gençlerinin, ister ikna yoluyla isterlerse kendi duygu ve eğilimleri doğrultusunda Kandil’e katılmaları sürecektir.

***

Şimdi de bu hükümet kendi amacını ve kafasında çizdiği programı gerçekleştirmenin peşinde.
Diyarbakır’da düzenlediği çalıştayda, hükümetin karara bağlamak istediği temel bir sorunu, AKP parti sözcüsü Hüseyin Çelik açıkladı.
Çalıştayda PKK’yi dağdan indirecek olanaklar saptanacakmış!
Bugüne dek dinlenen masalların yeni baskısı!

***

Şehitler gelmiyor, analar ağlamıyor sloganını, sorunun çözümünde temel kural yapan bu hükümetten, toplumun tümünün destekleyeceği radikal kimi önlemler beklenebilir mi?
PKK, bölgede egemen. Devlet var ile yok arasında.
Hükümet aman Kürt sorununu çözmek için başlatılan çözüme gölge düşmesin derdinde.
Devlet yolları kesen, insanları kaçıran, bölgeyi haraca kesen örgüte göstermelik karşı hareketler yapıyor ama; örneğin yol çatışmalarında son gün sonuç, biri ağır üç asker yaralı.
PKK’nin bölgedeki eylemlerini, hükümet üzerinde baskı kurmaya yönelik diye TV bölge muhabirlerine yorumlatıyorlar.
PKK, anayasal koşullar dayattığı gibi Kürt hareketi lehine değiştirilmedikçe ne dağdan inecek ne de hem bölgede hem de büyük kentlerde korku salan eylemlerine son verecektir.
Böyle biline!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları