Cüneyt Arcayürek

Ben Var, Biz Yok!

10 Ekim 2013 Perşembe

      Laik Cumhuriyeti temellerinden ayrıştırma girişimlerini üstü kapalı söylemlerle ifade etmiyor artık. Açık açık söylüyor, Cumhuriyeti özüne, kuruluş felsefesine döndürüyoruz diyor. Tanığı ise Atatürk diyemediği için Gazi Mustafa Kemal diyor; çevresinde elleri göğe kalkmış Meclis önünde dua eden başları sarıklı hocaları gösteren 23 Nisan 1920 tarihli fotoğraf. Bu söylemiyle, Mustafa Kemal Atatürkün ve çevresindeki bir avuç aydından oluşan kadronun, kolu kanadı koparılmış ülkeyi istila eden düşmanlara şapka çıkaran Osmanlıdan sonra.... ...ve sonradan başlarını açan fotoğraftaki başı sarıklı insanların da desteğiyle. ....başı kafası dünyaya açık kadınlı-erkekli, Cumhuriyeti bugünlere getiren bir nesilden söz etmiyor. Adeta her açıdan geri bırakılan bu ülkenin ve insanların çağdaşlığı yakalayarak Batıya dönüşümünü de eleştiren bir duruş sergiliyor. ... Türbana kamuyu açmayı, ilkokul öğrencilerinin sabahları ben Türküm diyen, Ne mutlu Türküm diyene diye sonuçlanan andı, yemini uygulamadan silmeyi tanımlarken mensubu olduğu davanın adeta iğne ile kuyu kazarak bugünlere ulaştığını söylüyor Mensubu olduğu dava? Açıklamadığı için nedir, ne değildir yine tartışma konusu. Ama iktidara gelmeden, geldikten sonraki açıklamaları zaten çağdaş yaşamdan geriye giden, İslam kurallarına göre, toplumsal bir yaşamı yeğlediğini kanıtlıyor ve kuşkusuz şimdi, mensubu olduğu davanın bu ilke doğrultusunda ve içerikte bir dava olduğunu yazan ve söyleyenlere haklılık kazandırıyor. ... Koptu gidiyor Nereye? Açıklıyor hedefi; Dava taşını gediğine koyana kadar mücadele edeceğiz diyor... Bu gidişe, artık nerede duracağı bilinmeyen bu sürece kim karşı çıkacak, dur diyecek? Tek umut seçmen (mi?).. Muhalefetin bile yanlış, gerçeği açıklamıyor diyemediği anketler seçmen umuduna yeşil ışık yakmadığına göre ....Nerelere gittiğinizi, gideceğimizi hesaplayın gayri!.. HHH Ülkemizde milyonlar çıplak. Lakin iktidar başka çıplaklıkla meşgul!. Seçmenin üç seçimdir sandık başına ya Allah bismillah diyerek gidip oy kullandığı ülkemizde iktidar partisi sözcüsü Hüseyin Çelik, patronun asıl niyetini ağzından kaçırıverdi. Bir TV yarışma programı sunucusunun giysisine taktı. Kadında örtünmenin son aşamasını açıklayıverdi. Tabii sözcü, temsil ettiği zihniyete göre çıplaklığın bu kadarının olamayacağını ilan etti. AKP yandaşlığını onurlu madalya gibi ekranlara taşıyan bir TVde ve programı yapan şirkette bir telaş... Şu hale bakın: Gazete haberlerine göre, artık liderin değil parti sözcüsünün bir iki cümlelik kimine göre var, kimine göre olmayan ekrandaki çıplaklığı toplumsal suç sayması, kadın sunucunun işine son vermelerine yetti! E canım ne var bu davranışta? Artık AKP lideri ve parti kadrosu nasıl anlıyorsa o kadar laik Türkiye Cumhuriyeti. Cumhurun başı da aynı kafanın, kadronun üyesi değil mi? O da ilk ben olayım, cumhurbaşkanı iken varıp gideyim hacca dedi... Bugün yarın Suudi Arabistan yolcusu... Şeytan taşlamaya gidiyor!.. Kimi çevrelerde cumhurbaşkanı seçiminde diğer olası adayı yeğleyen, Çankayadaki AKPli etrafındaki yoğun irdelemelere, haberlere, yorumlara, lider nihayet dayamadı. Son grupta, her anlama gelen bir konuşmayla karşı çıktı. AKP öyle böyle değil, dava partisidir ve bu partide ben yok, biz varız, dedi... Bu, partide ben yok ifadesi, bal gibi A. Gülün partiye danışmadan cumhurbaşkanı adaylığını açıklayamayacağı anlamına geliyor. AKP lideri, biz derken, cumhurbaşkanı adaylığı parti yönetim kurulları kararına kaldığına göre, ben diyor. Her konuşması zaten ben, ben, ben; biz, siz, onlar ayrıntı!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları