Cüneyt Arcayürek

Avantajmış!..

09 Temmuz 2014 Çarşamba

Muhalefet partileri, cumhurbaşkanlığı yarışına girişen RTE’nin Başbakanlık’tan istifa etmesi gerektiğini günlerdir, üstelik makul, demokrasi etiğine uygun gerekçelerle savunuyor.
Medyamız ve aydınlarımızın büyük bölümü bu konuda suskun.
AKP borazanları, RTE’nin adaylık süresince aynı zamanda Başbakanlık görevini sürdürmesine engel olacak bir yasal zorunluluk olmadığını...
... Zaten patronlarının cumhurbaşkanı seçilse de Başbakanlık ve parti genel başkanlığını sürdüreceğini gizlemeden, saklamaya gerek görmeden söylüyorlar.
Düne kadar RTE, muhalefetin görevinden istifa etmesini içeren açıklamalarına yanıt vermedi.
Fakat çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu da Cumhurbaşkanlığı yarışının adil olmayan, RTE lehine işleyecek olan koşullarda başlayıp sonuçlanacağını ne zamanki söyledi...
RTE, cumhurbaşkanlığıyla başbakanlığı bütünleştiren kendine özgü, öyle bir gerekçe açıkladı ki bu uydurma gerekçeyi, hiçbir ileri demokraside, hiçbir devlet adamı öne süremez...
... Ne ki bir iki gece önce bir iftar yemeğinde bu gerekçeyi söylediği zaman kulaklarıma inanamadım.
Bu inanılmaz gerekçeyi; bir iki gece önce, ne söylerse saatlerce de sürse de naklen yayımlayan TV’lerde kendi sesinden dinledim.
Bu, demokrasi etiği ile taban tabana zıt, adaylığını Başbakanlık görevinden ayrılmadan yürütmeyi içeren gerekçeyi o gecenin haber bültenleri de verdi ama...
... Ertesi gün, yalaka olan olmayan medyamızda demokrasiye ve etik koşullarına inanan veya saygı duyanlar; RTE’nin bu uydurma gerekçesini haber sütunlarında göremediler.

***

RTE, aday olduktan sonra Başbakanlık’tan neden istifa etmediğini iftar sonrası konuşmasında şöyle açıkladı:
Çatı adayını amaçlayarak, doğrudan Ekmeleddin İhsanoğlu’na yönelik savunusunda, ister inanın ister inanmayın:
Diyor ki eşit şartlarda yarışmıyoruz.
Doğru. Şu anda siz 5-6 parti toplandınız, tüm teşkilatlarınız bir olmuş durumda. Sizi destekleyen medya da bir oldu.
Karşılarında da şu anda sadece AKP’nin koyduğu aday var.
Tek avantajı başbakanlık, o da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı” dedi.

***

Sözlükte avantaj sözcüğünün karşısında şunlar yazılı:
Üstünlük sağlayan yarar. Üstün, ileri olma”.
Bu açıklama, RTE’nin kıvırgan, gerçekleri kendine göre saptayan mantığının ürünü.
Bu avantajı kullanarak günlerdir RTE, birkaç gün önce zavallılar dediği 5 partinin de desteğindeki çatı adayını statükoyu sürdürmekle suçluyor.
Açığa çıkan niyetlerine karşın hâlâ ve ısrarla 77 milyonun cumhurbaşkanı olacağını yineleyip duruyor.
Ne medyada ve ne muhalefet cephesinde “Atma Recep, din kardeşiyiz” diyerek bu inandırıcı olmayan palavralara karşı çıkan olmadı.
Meydanı boş buldu, tarihsel gerçekleri neden başbakanlıktan istifa etmediğini savunmasında da saptırmaktan çekinmedi.
Demirel ve Özal’ı kendi davranışına örnek gösterdi
Oysa Demirel ile Özal’ı partiler TBMM’de aday gösterdiler. Halk değil Meclis seçti ikisini de.
Belirli sürede halk önünde başbakanlık olanaklarından yararlanacakları bir seçim süreci geçirmediler.
O günlerin koşullarıyla bugünün koşullarını aynı hizada tutarak adaylığı boyunca başbakan kalmayı ancak RTE mantığı savunabilir.

***

Zaten Cumhurbaşkanlığı seçimi, Çankaya seçimi olmaktan da çıktı.
Siyasal yararları ön planda tutan kimi hesapların açığa vurulduğu bir seçim sürecine dönüştü.
HDP, halkın (yoksa yalnız Kürtlerin mi) cumhurbaşkanı olacağı iddiasıyla eşbaşkanları Demirtaş’ı aday gösterdi.
Pekâlâ! Ama HDP adayı, hemen bütün konuşmalarında daha çok AKP’ye yüklenmesi gerekirken sürekli çatı adayını eleştiriyor.
Bu, bir anlamda HDP’nin Kürt dayatmalarını ileride, RTE cumhurbaşkanı olunca gerçekleştirmenin hesabıyla yapıldığı izlenimi veriyor.
Tabii RTE’ye bağlı olmayan yorumlarda Demirtaş’ın partisi adına yürüttüğü bu programın ilk aşamasında Başbakan’a oy vermemeyi içeriyor.
Ama adaylar ikinci tura kalırsa HDP, topluca temsil ettiğini iddia ettiği Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt oylarını RTE lehine kullandıracağını hesap ediyor...
... RTE’ye “bak seni ikinci turda seçtiren oylar, bizim oylarımız” diye çözüm sürecinde diledikleri yasal olanakları sağlayacaklarını sanıyorlar.

***

Başbakan’ın bir zaman sonra bir sözünün tam tersini söylediğini nedense pek çok saftirik gibi Kürt yararlarının savunucusu olduğu iddiasındaki siyasetçiler de unutmuş görünüyor.
Oysa pek çok örnek olayla saptandı.
Demirel’in “Dün dündür, bugün de bugün” atasözü kıvamındaki tarihsel sözünü bütün ayrıntılarıyla gerçekleştiren yegâne Başbakan, RTE’dir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları