Cüneyt Arcayürek

Anlamsız İşaretler...

09 Ekim 2013 Çarşamba

 

Bu ülkede muhalefetin,
özellikle ana muhalefet partisinin
önümüzdeki seçimlerde önemli
bir ivme kazanmasını, -tabii AKP
dışında- istemeyen yoktur herhalde.
Ama gel gör ki, örneğin yerel seçimler
arifesinde AKP’de olması gereken iç

 

bünye çalkantıları ne yazık ki ana muhalefette

izleniyor.

Haklı olarak diyeceksiniz ve partinin önde

gidenleri diyecekler ki; CHP, iktidar partisi

gibi demir yumrukla, tek adam güdümünde

yönetilmiyor...

Demokrasi geleli beri üzerinde durulan parti

içi demokrasinin gerekleri işliyor partide...

Bu saptamaya hak vermemek olanaksız.

HHH

Ne ki parti içi demokrasinin, partinin seçimlerdeki

başarısına gölge düşürecek içerik

ve nitelik kazanmaması gerekiyor.

Şimdi manzara şu: AKP, İstanbul ve

Ankara’da belediye başkan adaylarını açıklamadı

ama saptadı.

İzmir’de CHP’nin adayını belirlemesini

bekliyor.

Ana muhalefet ise Mustafa Sarıgül

rüzgârına kapılmış, Sarıgül’ün ha bugün

ha yarın CHP’ye üyelik için başvurmasını

bekliyor.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu; elbette iktidara

hoş görünme çabasındaki medyanın, ne

zaman Sarıgül’ü davet edeceksiniz partiye

içeriğindeki soruları yanıtlamaktan usandı.

Şişli Belediye Başkanı’nın on binlerle mi

yirmi binlerle mi geleceği söylemlerine verdiği

yanıt da sürekli; “Önce üyelik başvurusu

yapsın” şeklinde.

Başvuru MYK’de görüşülecek, parti meclisi

gizli oyla ya evet diyecek ya da hayır!

Durum bu kadar açık iken...

... Sarıgül’ün başvuruyu o günden bugüne

sallaması partide haklı olarak en azından

tedirginlik yarattı ve ...

... İl başkanlığı döneminde örgüte hayli hizmeti

olan Genel Başkan Yardımcısı Gürsel

Tekin, belediye başkan aday adayı olduğunu

ve bayramdan sonra seçim çalışmalarına

başlayacağını açıkladı.

Gazetelerdeki haberlere göre; Gürsel’in

açıklamasından hemen sonra Sarıgül de

partiye üyelik için başvuracağını söyledi.

Anlamsız, partiye yararı olmayacak bölünme,

çekişme işaretleri!

 

Ne var ki Sarıgül’ün aylardır Kararsız Kasım

izlenimi veren davranışları, partiye yarar değil

zarar verecek bir sürecin yaşanmasına neden

oldu.

Ve... kamuoyunda, seçmen üzerinde

İstanbul Belediye başkan adaylığının CHP’de

yine parti içi kargaşa yarattı kanısı uyandıran

haberler, gazetelerde ve TV’lerde yayılmaya

başladı.

Genel başkan yardımcılarından Faruk Loğoğlu

basına gerçekçi bir saptamayı içeren

bir açıklama yaptı:

“CHP, çoksesli, çok adaylı, aday adaylı bir

parti. Çok gecikmeden CHP’nin bu tavrını

netleştirmek lazım. Arkadaşlar adaylıklarını

açıklayabilirler. CHP’nin bunu bir an önce

kararlaştırıp netleştirmesi ve bu kararını da

kamuoyuyla paylaşması doğru, yararlı olur”

dedi.

Zira kargaşa izlenimi veren “çokseslilik”

giderek partiye zararlı oluyor.

 

Üstelik CHP’nin uğraşı, savaşım vereceği o

kadar çok konu, sorun varken, maksatlı kimi

yorumlar ve haberlerle AKP lehine gözleri

parti aleyhine çevirmenin anlamsızlığı da

ortada.

31 yıllık kamuda türban yasağına son verildiğini...

1933’ten beri ilköğretim okullarında

her sabah çocukların hep birlikte okuduğu ve

“Ne mutlu Türküm diyene” diye biten öğrenci

andının kaldırıldığını, darbe kararlarının tarih

olduğunu davul zurna ilan ettiler.

Yahu kamuda türbana yasak neden konuldu.

Nüfusunun üçte dördü Türk olan bir

ülkede ilkokul öğrencilerinin Türk olmaktan

kıvanç duyan andını neden kaldırdınız, ne

gereği vardı, diye soran olmadı.

Üstüne üstlük kararlara gösterdiği gerekçeyi

savunan ve kararları eleştirenleri eleştiren

Başbakan’a, ne yazık ki bir gazetemiz, bir

TV’miz değil; içimizdeki sessiz eleştirilerdeki

temel gerçeği bir Amerikan gazetesi New

York Post yazdı, açıkladı:

“RTE reformlarıyla Türkiye’yi bin yıl geriye

götürüyor. Bu reformlar İslami tabanı güçlendirme

hamlesi…”

Haksız mı?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları