Cüneyt Arcayürek

Anayasal Ders!..

27 Nisan 2014 Pazar

Bu ülkenin dilediği gibi at koşturacağı bir ülke olmadığını, son olarak Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yüzüne bir bir sıraladığı, demokrasiye aykırı karar ve uygulamaları karşısında apışıp kaldı.
Söylemlerin sahibi muhalefet partisi liderleri değil ki, ne olacak sandıkta başarı kazanamayınca iftiralara başvurdular, diyebilsin...
Karşısındaki adamın siyasetle uzak yakın ilgisi yok!..
Hatta köşeye sıkıştığı bir dönemdi; partisini kapatma girişimlerine muhalefet şerhi koyan ve AKP’yi kapatacak gazete kupürlerinden başka ciddi dayanak olmadığını savunan Anayasa Mahkenesi Başkanı’nı bağrına basıp öven RTE ile..
...mahkemenin aldığı, örneğin Twitter ve HSYK Yasası’nın bazı maddeleriyle ilgili iptal kararlarına saygı duymadığını, milli bulmadığını söyleyerek yüksek mahkemeyi aşağılayan RTE aynı insan.
Ama bu terslikte bir garabet yok!..
Yok, zira yüksek mahkemenin aldığı kararların arkasında durduklarını söylerken Kılıç, unutulan bir RTE gerçeğini tek cümleyle yüzüne söyleyiverdi.
“Gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız” dedi.
İki binli yılların başlarında AKP’yi kurarken hocası Necmettin Erbakan’ın dinci eğilimlere ve amaçlara yol gösteren Milli Görüş düşüncesinden kurtulduğunu, gömlek değiştirdiğini söylemesi, o gün gizlediği, bugün açığa çıkan yüzünü yutturmak için kullandığı başlıca slogan olmuştu.
RTE, Erbakan Hocasının izinde ve yolunda gitmediğini, gitmeyeceğini böyle açıkladı. Üstelik “ben değiştim” diyerek yine asıl amaçlarını gizledi ve...
...maalesef o günkü liderlerinin uygulamalarıyla, ekonomik ve toplumsal sıkıntıların darbeleri altında ezilen kitleler...
...bir umut gördükleri RTE’ye sarıldılar. Yüzde 34’le tek başına iktidar oldu.

***

12 yılda RTE değişmedi değil, değişti.
Değişe değişe, benden büyük yok bu ülkede diye diye, tek adamlıktan diktatörlük limanına doğru yol alıyor...
Haşim Kılıç bugünkü zorba yönetime mesleğinden bir örnek verdi; “Yargı son dönemde paralel devlet ya da çete diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır suçlamayla karşı karşıya kaldı” dedi.
Başbakan’a duymak istemediği bir kanıyı “bilgi belge olmadan yargıya yönelik paralel yapı iddiasının vicdan yolsuzluğu” olduğunun altını çizerek söyledi, yargıyı böylece delilsiz belgesiz iddialarla alabora etmeyi de vicdansızlık diye suçladı.
Haşim Kılıç konuştukça oturduğu koltuğa adeta yapışıp kalan, yüzünden düşen bin parça olan bir Başbakan’ı izledik TV ekranlarında.
Renk vermemeye çalıştı. Sözüm ona tepki göstermeye gerek veya layık görmediği bir konuşma izliyordu sanki. Ama...
...Haşim Kılıç’ın ülkeyi askeri vesayetten kurtardığı kıvancı ile yıllarca ortalıkta gezinen RTE’ye... sayei iktidarında askeri yerine sivil vesayet getirdiği- uyguladığı gerçeğini de cesaretle, devlet erkânının yüzüne fırlatıverdi.
Bu gerçeği başka biçimde söyleyegelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yüzünde alaylı tebessümler uçuştu.
Başbakanına bağlılığı kuşkusuz Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı yanına alarak Kılıç’a daha sonra kendisinin yapacağı suçlamalara öncelik edecek yanıtı vermesini emir buyurdu.
O da yargıdaki saptamalara ve genelde sivil vesayete hukuksal yanıtlar vereceği yerde Anayasa Mahkemesi’nin görevinin Kılıç’ın söylemleri olmadığına değinen bir açıklama yaptı ve...
...Başbakan’ın, çıkarsınlar cüppelerini gelsinler, öyle siyaset yapsınlar vurgulamasına koşut bir de suçlamada bulundu:
“Anayasa Mahkemesi yeni muhalefet oldu!” dedi.
Lakin Kılıç böyle bir suçlamayı konuşmasında; “AYM kararlarının siyasi sonuçlar doğurması doğaldır. Buna bakarak AYM’nin siyasi amaçlarla hareket ettiğini söylemek ya da milli olmamakla suçlamak sığ eleştirilerdir” diyerek zaten önceden yanıtlamıştı.
Kılıç, bugün iktidarın yargıya karşı takındığı olumsuz tavır nedeniyle ülkede yargıya güvenin sarsıldığını söyleyerek yaşamsal bir gerçeğe parmak bastı ve ders alır mı bilinmez, “demokratik devletlerde tehditle ve korkutarak sorunların çözülemeyeceğini” vurguladı.
Kılıç’ın emekliliğe yakın olduğu için kendini yeni bir konumda görmeyi içeren bir konuşma yaptığını söylüyorlar şimdi...
Gerçekleri yüzlerine sıralayan ve gerçekleri kamuoyuna yüksek mahkemeden açıklayan Başkan Kılıç’ın söylemlerini mutat siyasal kuralları gereği çamurla örtmeye çalışıyorlar.

***

Sivil vesayetin son şovu Cumhurbaşkanlığı adaylığını milletvekillerinden il ve kongre üyelerine, son olarak partisine yaptıracağı sonucu belli anket ile halka sormaya dek uzanan bir çizgide çoook demokratik yollardan saptamaya giriştiğini açıklayarak ve
...sanki, aylarca önceden kafasında kararlaştırdığı adaylığını ancak bu danışmalardan sonra karar vereceğini söylüyor. Yahu huu, kim yutar düzenlediğin bu göstermelik kurguları?..
Cumhurbaşkanlığı adayı olmayacağını ya da olamaması olasılığını göz önünde tutsaydı...
...kendisini doğrudan bağlayan partisinin üç dönem milletvekilliği kuralının, aday olamayacağı olasılığını aklının ucundan bile geçirmediği için yürürlükten kaldırılmasına öncülük etmedi.
Adaylığını ilan edebilmek için her sınıftan halkın istediğini kanıtlayacak üç beş perdelik bir tiyatro oyunu sahneledi.
Halk istedi adaylığımı, halk seçti cumhurbaşkanı oldum demek için!
Ne demokrat Başbakan ama!..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları