Cüneyt Arcayürek

AKP’de Kol Kırılır Yen İçinde Kalır…

07 Mayıs 2014 Çarşamba

Ne bekleniyordu? RTE’nin dört bakanının Meclis’te kürsüye çıkıp, evet rüşvet aldım veya oğlum için kimi yolsuzluklara yeşil ışık yaktım, demeleri mi bekleniyordu?
Bunlar RTE’nin askerleri...
Örneğin Egemen Bağış… Ta Amerika’da hayatını kazanırken tanıştığı, tercümanlığını yaptığı, belki de bilmediğimiz kişilerle randevu alarak doğrudan yardım ettiği RTE…
…daha başbakan, milletvekili bile değilken etrafında yakın dost, belki de sırdaşı olduğu Başbakanı’nı, basit bir 500 bin dolar rüşvet aldı iddiası ile yarı yolda bırakacak insanlardan değil ki…
Yiğidi öldür hakkını ver. Ser verir sır vermez. Can ciğer Başbakanı’nı rüşvet aldı diye Çankaya yolunda yalnız mı bırakacak yani?
“Yapılan bütün yasadışı uygulamaların emrini Başbakan’dan aldım.
Ben istifa edersem bakanlıktan, Başbakan da istifa etsin” dedikten, Başbakanlık makamına çağrılıp bir güzel ağzının payını aldıktan sonra...
…TV’lerden söylediklerinin tam tersini savunan, şiddetli taarruz karşısında ricat eden düşman askeri gibi, şimdi ağlayıp sızlayan eski TOKİ Başkanı ve Bakan Erdoğan Bayraktar mı suçlu? Geçiniz efendim!
İlk savcı rüşvetle bağlantısını araştırdı.
Bir savcı, hakkında takipsizlik kararı verdi.
Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler ile Sanayi Bakanı Zafer Çağlayan ise vekil arkadaşları ile sabah kahvaltısında ve Meclis’teki kürsü savunmalarında, elbette zemzem suyu ile yıkanmış kadar temiz olduklarını ifade ettiler...
AKP Grubu gazete okur, yazılanları ve belgeli iddiaları TV’lerden izler. Ama dini bütün Müslüman oldukları için bu açıklamalara inanmaz.
AKP’nin 453 milletvekili Başbakan’ın martavallarını dinler. “Bu iddialar hükümetimizi devrimek için, dış güçler ve taşeronları iç mihrakların darbe tezgâhıdır. Aslı astarı yok” açıklamalarını, nihayet kan kardeşi oldukları dört bakanın yemin billah söylediklerine inanır.

***

Oysa…
…oysa RTE’nin AKP’yi kurarken tüzüğe, parti programına yazamadığı kurala sadık kalmışlardır: Nedir bu kural:
Kol kırılır, yen içinde kalır!
Bu kural gereği hangi koltukta oturursa otursun, AKP’nin ezeli ve ebedi genel başkanı RTE’ye ihanet etmezler. RTE de kendine sadık çevresinin, değil kolu, kafası kırılsa yine gıkı çıkmayacağını bilir.
Bu nasıl sevdadır diye kafa yormayın sakın.
Cumhuriyetin kısa tarihinde rüşvet ve yolsuzluk olaylarıyla koltuğunun hakkını, kocasının çabasıyla milyonlarını, gayrimenkullerini katbekat artıran, aman Yüce Divan’a gitmeyeyim diye hükümete ortaklık şantajına boyun eğen… ah zaman! Neleri silip götürüyorsun?..
…ve yıllar sonra zemin zaman müsait olunca, aynı parti genel başkanı karşımıza bir şubat ayı soğuğunda sanık diye çıkacağı yerde, mağdur diye çıkıverdi.
Bugün mü? Bu olayların başlıca sorumlusu Başbakan olarak RTE, şu anda cumhurbaşkanlığına soyunmuş, sağı solu suçluyor.
Sıkılmasa Kılıçdaroğlu ile Bahçeli’yi de yolsuzlukların kışkırtıcısı, rüşvetin ağa babaları ilan edecek!

***

AKP’nin büyük bir demokratik özveri ile dördü bir arada bakanları hakkında tek bir adı şimdilik soruşturma olan ama beklentiye, nihayet AKP’ye RTE’nin çizdiği yol haritasına göre, sonuçta bakanları Yüce Divan’dan esirgeyecek, aklayacak, (9 AKP + 4 CHP + MHP ve BDP’den birer üyeli) iktidarın ağır çoğunlukta olduğu bir komisyon kuruldu.
Örneğin Zafer Çağlayan’ın kolundan eksik olmayan 700 bin dolarlık saat öyküsü nesilden nesile, babadan çocuğa bir örnek masalmış gibi aktarılacak, anlatacak.
Eski bakanımıza bu saatin üreticisi İsviçre’deki firmadan çat telefon. Yanında (oğulların ve bazı bakanların rüşvet arkadaşı) Reza Zarrab.
Firma, alacaksanız saati, ama buraya gelmeniz gerek, demiş. Bakan görevini bırakamaz. Altın, Avro, dolar deposu Reza, İsviçre’ye gitmenize ne hacet, benim orada bürom var, alsınlar saati göndersinler, demiş.
Öyküsünün en can alıcı yanını Çağlayan’dan dinleyelim: “Saati Reza’nın adamları alıp bir araçla bana gönderdiler. Saatin faturası alanın üstüne ama garanti belgesinde benim adım geçiyor. Saatin parasını ödedim” diyor.
İmdi, babalar, nasihat ederken bakan olacak oğluna sen, sen ol böyle yabancı diyardan saat maat alırken yanında Reza gibi her an yardıma amade birini mutlaka bulundur diye bu öyküyü anlatmaya başlamışlardır herhalde.

***

RTE dönemi, ileri demokrasimizde rüşvetin, yolsuzluğun üstünü örtmek için neler yapılabileceğini kanıtlayan örneklerle dolu.
Son örnekte 4 bakan olayı ile yürütmenin ve yasamanın rüşveti '61klamakta nasıl kullanılacağının yollarını yöntemlerini gösteriyor.
Bir de demokrasimizi gelişmiyor derler.
RTE’ye ne büyük iftira!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları