Cüneyt Arcayürek

28 Şubat...

14 Aralık 2013 Cumartesi

28 Şubat davasının önceki günkü duruşmasında bir numaralı sanık, zamanın Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ifade verdi.
Askerliğin en üst mertebesi Genelkurmay Başkanlığı’na kadar yükselmekten başka hiçbir maddi ve manevi onuru olmayan bir asker.
Dün, yandaş, RTE’nin borazanı gazetelerin başlıklarına göz attım.
Koro halinde 28 Şubat gerçeklerini saptıran, olduğundan da başka göstermeye çalışan manşetlerle Orgeneral Karadayı’nın ifadesini yansıtıyorlar
“Paşa sen kimi kandırıyorsun?” (Star). “Pes! 28 Şubat meğer hayalmiş” (Sabah). “Hem küstah hem yalancı” (dinci Akit). “1 numara çarpıtma” (Yeni Sabah). “Pişkin darbesi” (Akşam).
Yalaka, yandaş basını bu başlıklarla çıkmaya zorlayan; Karadayı’nın mahkemeye verdiği ifadenin her açıdan, hemen her satırıyla o günlerin gerçeklerini açıklaması... Karadayı, 28 Şubat’a hangi siyasal ve toplumsal olayların zoruyla gelindiğini, sade ama açık bir dille tarihe mal etti.
O günleri her açıdan izleyen gazeteci olarak Karadayı’nın ifadesinin her satırına hele 28 Şubat’ı özetleyen şu satırlara katılıyorum:
“Erbakan-Çiller koalisyonu özellikle dini siyasete alet ederek, irticai gelişmelere kucak açarak, laik rejimi yıpratırcasına tavırlar takınmak, bazı çevreleri bu hususta teşvik ve tahrik etmek gibi, bazı olumsuz tavır ve hareketleriyle kamuoyunda ciddi huzursuzluklar yaratmıştır… Çok ciddi bir irtica olgusu tüm Türkiye ve devlet tarafından kabul edilmiştir.
Bu satırları doğrulayacak öğeler devletin arşivlerinde bulunmasına karşın; AKP hükümetinin 28 Şubat’ı suçlu çıkarma girişimlerini, medyamız da tek taraflı iktidar hesabına yayınlarla destekledi.
Medya, 28 Şubat’ta suçlu ve sorumlu olduğu yolundaki iktidar baskısının etkisinde kaldı ve tabii RTE’nin üzerlerine saldığı korku nedeniyle o günlerin koşullarını ve gerçeklerini değil yazmak, anımsatmaktan bile çekindi.

***

İktidarın Meclis’te oluşturduğu Darbeleri Araştırma Komisyonu, 12 Eylül’ü 12 Mart’ı incelemeyi bir yana bıraktı.
RTE’nin buyruğuyla ilk günlerde peşin bir kararla komisyonun AKP’li kadın başkanı, basına yaptığı açıklamayla 28 Şubat’ı darbe olarak niteledi.
Oysa 28 Şubat gerçekten darbe olsaydı, askerler yönetime el koysalardı; RTE asla bugünkü konuma gelemezdi. Dinci AKP asla iktidar olamazdı.
Aslında RTE ve beraberindekilerin yatıp kalkıp 28 Şubat’ın MGK kararıyla atlatılmasına dua etmeleri gerekir.
Yoksa bu ikbale, bu iktidar saltanatına asla kavuşamayacaklardı.

***

Meclis’teki komisyon 28 Şubat’a nasıl gelindiğini araştırma gereğini duymadı.
Başka ve çeşitli nedenlerle sanık olmaları gerekenleri mağdur ilan etti.
Örneğin Tansu Çiller’in; Erbakan’la neden koalisyona girdiğini gerçek yönleriyle araştırmaya, saptamaya gerek görmedi.
Ne Tansu Çiller’i RP’yle partisi DYP’yi ortaklığa sürükleyen nedenler gündeme getirildi ne de komisyonda araştırmalara konu edildi...
RP, ortak ararken, DYP Genel Başkanı Çiller’in, ABD ve Türkiye’deki dillere destan menkul ve gayrimenkullerinin kaynağını araştıracak ve onu Yüce Divan’a göndermeyi amaçlayan bir gensoru önergesi verdi.
Çiller, önergenin önüne geçmek için süratle Erbakan’la ortaklığa koştu.
Çiller’e, Erbakan’ın istifasından sonra neden hükümet kurma görevi verilmediğini tek taraflı kimi söylemlerle geçiştiren ve...
O günlerde ayyuka çıkan servetinin hesabını veremediği için yargılanması olasılığı giderek güçlen Çiller’i...
... Komisyon mağdur ilan etti. İyi mi?

***

AKP’nin çabalarıyla 28 Şubat’ın tek taraflı araştırmalarla yorumlanmasının nedeni...
... O günlerin gelişmelerini her açıdan, bugün aksi içerikte yansıtılan olayların içyüzünü bilen, bizzat yaşayan parti liderlerinin, siyasetçilerin, yazarların yorumlarıyla, haberleriyle o günleri izleyen medyanın; gerçeklerin her yönüyle ortaya çıkmasına hizmet edecek yerde...
... Suskun kalmaları!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları