Celal Üster

Kültür Bakanı’na soruyorum

24 Şubat 2016 Çarşamba

İran İslam Cumhuriyeti’ndeki 40 medya kuruluşunun, ‘Şeytan Âyetleri’nin yazarı Salman Rushdie’nin başına ödül koyması düpedüz bir terör eylemi değil mi?

 

İran’ın dinsel önderi Ayetullah Homeyni, Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rushdie’nin öldürülmesinin farz olduğuna dair fetva çıkaralı, kısa bir süre sonra da Rushdie’nin başına 6 milyon dolar ödül konulalı tam 27 yıl olmuş.
Ne yazık ki, bunu bize anımsatan, geçenlerde İran İslam Cumhuriyeti devletine bağlı 40 medya kuruluşunun aralarında “para toplayarak” Rushdie’nin başına yeniden ödül koymaları oldu.

Çevirmenlerin başına gelenler
İran’ın resmi haber ajansı Fars’ın, Rushdie’nin alnına bir hedef işareti yerleştirerek yaptığı açıklamaya bakılırsa, bu kez ödülün tutarı 600 bin dolar. Yani Homeyni dönemindeki miktarla kıyaslanamayacak bir düşüş var ödül tutarında. Bunun nedeni, o günden bugüne İran’ın büyük ölçüde yoksullaşmış olması mı acaba?..
Anımsayacaksınız: Rushdie’nin “Şeytan Âyetleri” adlı romanı 1988’de yayımlandıktan bir yıl sonra İmam Homeyni kitabı “İslam’a karşı bir küfür” sayarak idam fetvası çıkarmış, yazar bu yüzden uzun yıllar koruma altında, gizlilikte yaşamak zorunda kalmıştı.
Bir kesim Batılı aydın ve Avrupa Birliği üyesi ülkeler, bunu düşünce özgürlüğüne karşı bir saldırı sayarak protestoda bulunmuştu.
Ne ki, bu arada, “Şeytan Âyetleri”ni Japoncaya çeviren Hitoşi İgaraşi bıçaklanarak öldürülmüş; kitabı İtalyancaya çeviren Ettore Capriolo da bıçaklanarak, Rushdie’nin romanını Norveç’te yayımlayan William Nygaard da üç kurşun yarası alarak ağır yaralanmışlardı. Daha sonra yapıtı Türkçeye çevirten Aziz Nesin İslami çevrelerce hedef gösterilmişti.
İran hükümeti, 1998’de Rushdie hakkındaki idam fetvasının uygulanması için çaba göstermeyeceğini açıklamış, ama o günden bu yana fetvanın geçerli olduğunu her fırsatta yinelemekten geri kalmamıştı.

Bakan’ın haberi var mı?
Çok değil, üç ay kadar önce, Hitler’in “Kavgam” kitabının yeniden yayımlanmasıyla ilgili tartışmalar üstüne yazdığım bir “Körün Taşı”nda, “İnsanların düşüncelerini özgürce ifade edebilmelerini gerçekten savunmanın yolu, en karşı olduğun düşüncelerin bile serbestçe dile getirilebilmesini savunmaktan geçmez mi?” diye sormuştum.
Ardından da eklemiştim: “O yüzden, tüm kitaplar gibi ‘Kavgam’ın da yasaklanmamasından yanayım kuşkusuz. Ama burada hemen vurgulamam gerekiyor ki, 1989’da İranlı mollaların hakkında ölüm fetvası çıkardıkları Salman Rushdie’nin ‘Şeytan Âyetleri” romanı üstündeki gizliaçık yasağın da kalkmasından yanayım.”
Şimdi merak ediyorum, Türkiye Cumhuriyeti’nin 64. hükümetinin Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunu Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın, İran’ın Rushie için 1989’da çıkardığı ölüm fetvasını birden yenileyiverdiğinden haberi var mı acaba?
Ya da bu aralar kendini kültürden çok turizme kaptırmış olan bakanımız, İran’daki devlete bağlı medya kuruluşlarının Homeyni’nin izinden giderek bir yazarın başına ödül koymalarını düpedüz bir terör eylemi olarak görüyor mu?
Ya da İlahiyat Fakültesi’nde İslamiyet üstüne edindiği bilgiler ışığında, bu konuda ne düşünüyor bakanımız?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Irgat’ın Türküsü 14 Mayıs 2018

Günün Köşe Yazıları