Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Say'dan Ergenekon'a 'Ortaçağ' Mahkemeleri
21. yüzyıl, biz Türk yurtseverlerine farklı sürprizler yaptı. Uzay çağına giriyoruz derken ortaçağa geçiş yaptık. Dünya, zaten utanç verici din-ırk savaşlarının ortasındayken bu yüz kızartıcı çöküşlerin merkezi emperyalizmin kontrolünde gelişen başka bir girdaba kapıldık. Bundan 13 uğursuz yıl önce, irticanın kahpe kurşunları, dostum, büyük insan Ahmet Taner Kışlalı’yı aramızdan almıştı. Bugün ise artık “irtica” diye bir kavramın olmadığını MGK’ye(!) kabul ettirip, yobazlığı yok sayanlar, antilaik Türkiye’yi dizaynında geçmişle tüm ilişkilerimizi koparmaya çalışıyorlar.
\nOrtadoğu’da bize biçilen hacivat-karagöz rolünü iyi oynayabilmek için ülkenin altını üstüne getiren iktidar, neye saldıracağını şaşırdı. Q klavyeden kürtaj haklarına, ilkokul yaşından hayvan besleme şartlarına (!!) kadar yaşamın tüm odaklarını hedef alan hükümet, sanki bu senaryonun “beyin merkezleri”nden alınmış “tavsiyeler” doğrultusunda çalışıyor. Ankara’da 1. Meclis, Ulus Meydanı ve çevresindeki yapılardan ve İstanbul’da Taksim Meydanı’ndan kurtulmak için “kentsel dönüşüm projesi” adını verdikleri saldırı planını uygulamak üzere her hazırlığı yaptılar. Bu arada 30 Ağustos Zafer Bayramı için uydurulan “Atatürk anıtlarına çelenk koyma yasağı”ndan sonra, sıra 29 Ekim için Cumhuriyetçilere “Yürüyüş yasağı” getirilerek, halkın Atatürk sevgisini törpüleme arzusu ayyuka çıkarıldı. Demokrasi kelimesini tüm anlamlarıyla ıskalamış olan toplumumuz ise bu uygulamaları, hafif homurdanmalarla gelen bahtsız şikâyet seanslarıyla geçiştirmeyi deniyor!
\nFazıl Say davasını medyadan izlediniz. Binbir güçlükle duruşma salonuna sızabilmiş 50 şanssızdan biri oldum. Bu dönemin yüz kızartıcı davalarından biri Say’ınki. Aynen Ergenekon, Balyoz ve Odatv davaları gibi, niçin açıldığı belli olmayan, kamu vicdanını yaralayan, insana “pes” dedirten bir dava. Bunu normal bir ülkede kime anlatsanız inanmaz, ilgi toplamak için söyleniyor zanneder.
\nTwitter’da Ömer Hayyam’a atfedilen sözler (milyonuncu kere basıldıktan sonra) insanlar tarafından tweet ediliyor. Fazıl da bunu takipçilerine yolluyor. Ve bu dizeleri onlarca yıldır yayımlayan, tweet edenler değil, Say, cımbızla çekilerek dava ediliyor. Hem de ne dava! Say, iddianameyi ve karşı tarafı dinlerseniz, sanki Türkiye’deki tüm toplumsal gerilimin tek sebebi!
\nFazıl tabii ki üzgün, yorgun. Sıkıntılı gözlerle çevresine bakıyor ve “Kim bu adamlar, ne işim var benim burda?” der gibi gözleri dalıp gidiyor.
\nTabii bu absürd davanın diyalogları kimi zaman sıcak atışmalar eşliğinde geçiyor. “Şikâyetçi”lerden biri “Gerekirse Fazıl Bey’i Allah’ın varlığına ikna da ederiz; kanıtlarıyla ortada” deme cüretini göstererek, “laik” hukuk düzeninden ne kadar uzaklaştığımızı tescil etmeye kalkışıyor. Salondan gelen tepkiler sonunda, duruşmanın izleyicisiz yapılma taleplerini mahkeme reddediyor...
\nErtesi gün Ergenekon davası için Silivri’ye gittiğimizde nihayet cezaları (!) biten Özkan ve Balbay’la uzaktan “kucaklaşabiliyoruz”. İzleyicilerle aralarındaki mesafeyi uzatmışlar! Ayrıca artık avukatlarıyla belge alışverişi yapamıyorlar. Yayıncı Ali Özoğul, Özkan ve Balbay kadar şanslı değil:
\nBana yazıp avukatı ile iletmeyi başardığı mektubunda durumunu şöyle özetliyor:
\n“Mahkeme başkanı ve üyeleri ile eskiden beri çok iyi tanıştıklarını tanık kürsüsünde ifade eden Bülent Orakoğlu isimli şahsiyete soru sormak için söz istedim diye salondan zorla çıkartıldım. Sırf bu nedenle sonsuza kadar duruşmalara katılmam yasaklandığı gibi bir de duruşma düzenini bozduğum gerekçesi ile Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundular.”
\nO davada sonra neler mi oldu? Bir “gizli tanık”, sesi değiştirilerek salona kameralarda “antre”sini yaptı. Yemin etti! Adı, sanı, sesi olmayan o yemin ne işe yarar diye bakakaldım. Bir de daha önce neler söylediğini hatırlamadığı için, ifadesinin okunmasını istedi. Konuşan adamın diliyle, okunan metin arasında uçurum vardı. En alakasız şekilde aşırı sağcı Ecevit isimli bir zatın PKK-DHKPC ve güvenlik güçleri arasındaki zikzaklarını çelişkilerle anlattı. Bu arada 2008 sonuna kadar temasta olduğu “Ecevit”i, kamera salonda gezerken hemen tanıyıverdi(!). Fakat şansa bakın ki o da 2007’den beri tutukluymuş! Böylece senaryo tutmadı, yandaşlar “Terörist teşhis edildi” manşetini patlatamadılar. Öğlen arasında Tuncay’a sordum: “Bunların sizinle ne ilişkisi var, ben mi anlayamadım, ‘link’ nerede” dedim. Tuncay kahkahalarla güldü: “Link filan yok. Saçmalık burda zaten” dedi. Fesüpanallah! Devran dönmeye devam ediyor...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
En Çok Okunan Haberler
- Son seçim anketinde çarpıcı sonuç!
- Erdoğan'dan flaş 'ortak alfabe' açıklaması
- Ünlü e-ticaret sitesi kapandı: Binlerce mağdur var
- ABD’de başkanlık seçiminde kim önde?
- İsrail Savunma Bakanı görevden alındı!
- Meksika'dan binlerce göçmen yola çıktı
- Pervin Buldan'dan Burcu Köksal'a cevap!
- Donald Trump'tan zafer konuşması!
- AKP’li vekilden açıklama: MHP'li Adan ek süre vermedi!
- İki eşi de aynı şekilde ölü bulundu