Bedri Baykam
Bedri Baykam bedri.baykam@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Coşku, Rezillik, Kararlılık

30 Ekim 2012 Salı

\n

29 Ekim için Ankaraya sabah 03.00te hareket edecektik. İlk haber 00.19da geldi; Kemalist Gençlik dergisini çıkaran Şafak İnan kardeşim, Avcılardan hareket edecek tüm otobüslerin polisler tarafından durdurulduğunu haber veriyordu. O andan itibaren acı gerçek belirmeye başladı. Taksimden, Kadıköyden, İzmirden, Adanadan aynı haberler geliyordu: Polis uydurma gerekçelerle seyahat özgürlüğünü fiili olarak kısıtlamıştı. Karayolunda önümüz kesildikten sonra, son anda uçakla gitmek gündeme geldi. Barikatlarla Ulus Yolunun kapatılacağı haberi üstüne bu alternatif de tıkandı. (Sabah Orhan Aydından gelen mesajla bu öngörünün doğruluğu da maalesef kanıtlandı.) Önce telefon trafiği başladı, ardından da sosyal medya savaşları... Dünyada halkına, kendi Cumhuriyet kutlamasını yasaklamayı ve bunu savaş dönemi gibi olağanüstü hale dönüştürmeyi akıl edecekbir başka ülke var mı? Hazmedemedikleri, ancak koltuklara oturanların hezeyanı olabilir. İnanmadıkları bir Cumhuriyetin localarına oturanlar, yaşanan utanç verici sahnelerin sorumlularıdır.

\n

Ankarada yurtseverlere karşı uygulanan rezalet boyutunda terörist muamelesi olmasa toplanan kalabalık rahatlıkla iki-üç misli olacaktı... Tarih, kendi halkının yaşam suyunu, köklerini, onurlu duruşunu kesmeye çalışan bu iktidarı kesinlikle unutmayacak, tarihin utanç duvarlarında yerlerini alacaklar.

\n

Ankara Valiliği, anayasaya karşı, hukuka karşı gösterdiği tavırla açıkça suç işlemiştir. Bu, Cumhuriyet ve Atatürkle ilgili ilk sabıkaları değildir. İktidar artık İsrailden ve Esaddan söz etme, onların halklarına karşı işledikleri suçları gündeme getirme hakkını toptan kaybetmiştir. Artık AKP iktidarının A la George Bushtavırlarıyla Ortadoğuya demokrasi getirecek model ülke olma iddiaları, göstermelik makyaj gibi toptan akıp gitmiştir.

\n

CHP tüm kadroları ile AKPnin yarattığı 29 Ekim krizine karşı doğru tavrı göstermiştir. CHP, coşku içinde 89. yılı kutlamak için Atasına koşan halkına sahip çıkmış, onun yanında yer almıştır. Kılıçdaroğlu, bu konuda önderlik ederek yakın geçmişteki bazı hatalarını telafi etmiş, bugün giderek artan kizde esas durması gereken noktayı iyi belirlemiştir.

\n

29 Ekim krizi, MHPninmuhalifliğikonusunda hâlâ ısrarlı olan kesimler açısından da ciddi yararlı olmuştur. MHP, bu krizde de sürekli yaptığı gibi her sıkıştığında AKPnin yanı başında yer almaya devam etmiş, akıl almaz bir şekilde CHPyiBazı sivil toplum kuruluşlarının Ortadoğudaki bazı özentilere heveslenerek halk hareketi başlatıyoruz’, ‘halk yürüyüşü yapıyoruzderken Türkiyeyi bir krize sokmaları ve bunu da bazı siyasi partilerin çok sıcak sahiplenmeleri doğru değildirdiyerek suçlayabilmiştir! Bu kimin haddi olabilir? Bu Cumhuriyet 89 yıldan beri kutlanır, daha sonsuza kadar da kutlanacaktır! İşte bu nedenlerle geçmişte, Çankaya krizinde, türban krizinde ve birçok örnekte de olduğu gibi yine AKPye kritik anda omuz vermiş bir MHPyi gördükten sonra, bu partiyi hâlâmuhalefet alternatifiolarak sunmakta direnenler, bir dahaki seçimlerde bu yönlendirme hatasını umarım yapmazlar! Sözüm bu ısrarlı hatayı yıllardır göz göre göre yapmış olan bazı Kemalistler ve sosyalistlere...Muhafazakâr, sağcı, dindar bir parti olduğunu ısrarla söyleyen MHPyi isteyen desteklesin. Ama neye destek verdiğini bilerek: Mesela dün yaşanan o şiddet görüntülerini ve halkını karşısına alan bu hükümeti unutmadan! Bunları bile bile oy vereceklerse bu onların bileceği iş!

\n

Son sözüm sivil toplumculara: Ülkenin içinde bulunduğu durumu Adan Zye biliyorsunuz. Artık Benim partim yok”, “Parti bayrağı olmasın”, “Biz kimseyi desteklemiyoruzgibi sıradan ve zekâ pırıltısı içermeyen sözleri bıraksınlar. Çünkü bu iktidarı seçimle devirmekten başka seçenek olmadığına göre, AKPyi yerinden oynatma ihtimali olan tek siyasi partiyi Herhangi bir siyasi oluşum olarak görüp mesafeli durmayı bıraksınlar. Çünkü bu duruşun ne fiili siyasi açıdan, ne matematiksel veya mantık açısından elle tutulur bir yanı kalmadı! Ana muhalefet partisini en çok eleştiren tartışmasız iki-üç kişiden biriyim. Ama bir partiyi düzelmesi için eleştirmek başka, yok etmek istercesine saldırmak başka. Bu nedenle eleştirdiğiniz partiye girin, mücadeleyi orada verin ve onu doğru yörüngeye çekin. Yoksa bu iktidara karşı yaptığımız eleştirilerin gram değeri kalmaz. Bir dahaki seçimlerden sonra ağlamak istemiyorsanız, şimdiden gereğini yapın diyerek Bağdat Caddesindeki kutlamalara koşuyorum!

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları