Bir Gerçek 'Mustafa Kemal' Filmi Özlemi...(2)

17 Aralık 2008 Çarşamba

Geçen hafta Mustafa filminde, Can Dündarın herkese yaranmaya çalışma hırsı içinde kendini imha edişiyle ortaya çıkan ölüm noktasını yazmıştım. Dündar, Atatürkün o dönemde hiçbir Batılı liderde bile görülmeyen demokratikleşme çabalarını bilinçli olarak örterek ne yazık ki, kötü niyetini tescil etmiş oldu. Bugün ise size Dündarın filminin gaflarının kanıtlarını saymaya devam ederek zamanınızı çalmayacağım. Özellikle Turgut Özakmanın nefis dizisinden sonra...

Mustafa Kemal gibi dünya tarihine adını yazdırmış bir lider hakkında da, isteyen herkes istediği sonuca ulaşabileceği filmi yapabilir. Mustafa Kemalin olağandışı anıları, başarıları, tarihi/kültürel ve siyasi devrimlerle yüklü hayatında; o kadar sinematografik yaşanmışlık var ki, bunları filme dönüştürmek isteyen yaratıcı bir yönetmen, bu bolluk içerisinde ne yapacağını şaşırır!

Ne yazık ki Dündar, etkilenmek için bula bula Vamık Volkanın Ölümsüz Atatürkünü bulmuş. O kitabı okurken o kadar paranoyak derecede abartılı yorumlara rastlamıştım ki! Örnek mi? Mesela Mustafa Kemal, mahallesindeki Binbaşı Kadrinin askeri ortaokula giden oğlunun üniformasını kıskandığı için asker olmuş! Artık üstünü siz düşünün ve Dündar yine de insaflı davranmış(!) deyin...

Yıllardır, Mustafa Kemali tüm tarihsel kimliği ile olduğu kadar, yaşadığı yoğun kişisel anıları da içine alarak yoğuracak büyük prodüksiyonlu bir film bir türlü yapılamadığı için kahrolmuşumdur. Arada kimi zaman çeşitli girişimler saman alevi gibi parlamış, ardından yok olmuşlardır. Buna rağmen ben de sinema ile yıllardır içli dışlı yaşayan bir sanatçı olarak, Mustafa Kemalin hayatından böyle bir senaryoya aktarılması gereken ilginç köşeleri ayrıntılarıyla not ettim. Çünkü elbet sonunda bir gün bu ihtiyacı hisseden bir hükümet veya bonkör bir zengin çıkacak!

***

Hayalimde seyrettiğim Mustafa Kemal filminde, tarihin en etkileyici insanlarından birinin en ilginç kişisel hikâyeleri de var. Size, böyle bir senaryoya renk katacak örnekler aktarayım:

Mustafa Kemalin Harbiye askeri okulunda arkadaş olduğu Ali Fuatla geçirdiği yakın dostluk günleri ve bir hafta sonu Büyükadaya giderek onun telkini ve öğretileriyle bira yerine rakı içmeye başlaması, aralarındaki samimiyete güvenerek ona şiir ve resime olan yoğun ilgisini aktarması.

1906’da Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurarken, Ömer Naci ve Bursalı Tahir ile beraber silah üstüne Selanikte yemin etmesi.

Askeri okulda geceleri ranzalarda yatarken arkadaşlarına gizlice Voltaire veya Namık Kemalden bölümler okuyup özgürlük aşkını dışa vurması.

Sofyada geçirdiği süreç içinde General Petroffun güzel kızı Dimitrinaya olan aşkı ve Petroffun, kızının bir Müslümanla evlenmesini şiddetle reddetmesiyle bu işin suya düşmesi.

Berlinde, Adlon Hotelde kaldığı dönemde bu tarihi kente ve zevkli yoğun gece hayatına olan ilgisi.

1920’de Cumhuriyeti ilan etmeden önce kuvvetlerini silahlı mücadeleye hazırlarken yurdun içinden son isyanın Yozgattan gelmesi ve geniş Çapanoğlu ailesi nin Mustafa Kemalin güçlerine karşı verdiği savaş (böylece günümüzde bazı insanlar bugün Bu işte bir Çapanoğlu çıktı cümlesinin kaynağını öğrenmiş oldular).

Ankarada Rus Büyükelçiliğinde verilen bir davette, büyükelçiyi şoke ederek Bize bu ziyafeti hazırlayan ahçı ve garsonları da çağırıp geceye dahil etsenize, ancak böyle yaparak sınıfsız bir masayaulaşmış oluruzdemesi ve o gece bu arzusunu gerçekleştirebilmesi.

Dünyaya örnek oluşturmuş ve emperyalizmle savaşı, barış felsefesi üzerinden gerçekleştirmiş bir liderin ardından tüm dünyanın, Castronun, UNESCOnun, Clintonın muhteşem sözleri...

Bunlar, askeri deha ile devlet adamlığını, devrimcilikle büyük bir hümanizma felsefesini birleştiren bir insanın ardından hatırlayabileceğiniz anlardan küçük bir demet...

Atatürk tesadüfen gencecik yaşta ölmüş olsaydı, nasıl bir dünyada yaşardık? İşte o büyük Atatürk süper prodüksiyonunu izleyeceğimiz şanslı güne kadar, siz bu sorunun yanıtını Gani Müjdenin o muhteşem Osmanlı Cumhuriyeti filminden alın ve aslında hiçbir abartısı olmayan bu filmin Ata Demirer başta olmak üzere tüm kahramanlarını ayakta alkışlayın! Lütfen bu filmi kaçırmayın!..

[email protected] Faks: 0212 227 34 65



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları