Polis Akademisi’nin uyarısı

23 Ekim 2024 Çarşamba

“Yüzünden lekesiz bir çiçek ol,

İçinden zehirli bir yılan...”

İkiyüzlülüğü böyle betimliyordu Shakespeare.

Lafı dolandırmaya gerek yok. Fethullah Gülen için “paralel devlet” deniyor ya... Halbuki, asıl denmesi gereken devlet paralel, Fethullahçılar ise maalesef devletin kendisiydi. Şu an AKP Genel Başkan Vekili, dönemin İçişleri Bakanı Efkan Âlâ’nın ağzından duyduk: “81 il Emniyet müdüründen 74’ü bunlardandı. Daire başkanlarının ise tamamı bunlardandı.” Bunu diyen de “bunlar” şeklinde kodladıklarına sırf “Alnı secdeye değiyor” diye devleti teslim eden de onlardı. Zamanında ülkenin mahremini bırakmayanlar, şimdi en mahrem küfürleri birbirlerine ediyordu.

Lakin bir mesele bilinçli olarak unutturuluyor: Fethullahçılık çok şeydi ama çatısı bir cemaatti.

Bakınız... 2017 yılı...

15 Temmuz’un ardından Emniyet Teşkilatı da “Nerede hata yaptık”ın peşine düştü. Polis Akademisi bir çalıştay düzenledi. Çalıştaya savcılardan hâkimlere, bürokratlardan akademisyenlere kadar 21 isim katıldı. Çalıştayın sonunda da “Yeni Nesil Terör: FETÖ’nün Analizi” adlı bir rapor hazırlandı ve basıldı.

İşte o raporda, Fethullahçıların dini kullanarak örgütlendikleri açık açık yazıyordu:

- FETÖ’nün kırk yıllık geçmişine bakıldığında örgütlenmesini gerçekleştirmede ve kendini meşrulaştırmada en çok dini değerleri kullandığı ve kendisine dini bir cemaat görüntüsü vermeye çalıştığı anlaşılmaktadır.

- 1950’den sonra geçilen demokratik sistemde seçmenlerinin çoğunluğunun muhafazakâr olduğu bir yapıda “radikal laik seçkinler” yapısı ve anlayışı karşılık bulmuyordu. Sivil siyaset ve toplum üzerindeki vesayeti sürdürebilmek için vatandaşların geneline hitap edecek, “Gladio” tarzı yapılarca devşirilmiş muhafazakâr seçkinlere ihtiyaç duyuldu. Aslında bu süreçte Türkiye üzerinde bir konsensüs sağlandı.

- FETÖ üzerine özellikle 15 Temmuz sonrası yapılan açıklamalara, itirafçıların vermiş oldukları bilgilere bakıldığında hiçbir kritik bilginin ifade edilmediği ve konunun magazinel bir boyuta çekildiği görülmektedir. Ayrıca bu yapının ısrarla ve bilinçli olarak özellikle dini boyutuna değinilmeden sadece terör örgütü boyutuna indirgeme eğilimi belirmektedir.

‘BOŞALAN YERLERE GÖZ DİKEN...’

 Bitmedi. Polis Akademisi’nin 2017 raporunda, bugün yine başka cemaatlerin de tıpkı FETÖ gibi örgütlendiği yazıyordu:

- FETÖ’nün örtülü kazanç sermayesi aktarımında büyük usulsüzlükler yaptığı bilinmektedir. Bu usulsüzlükler için kullandıkları önemli bir yöntem ise vakıflar ve dernekler üzerinden yapılan para aktarımları olmaktadır. Bu yüzden vakıf ve derneklerin daha sıkı denetlenmesi gerekmektedir.

- Bu toplulukların sivil toplum kuruluşları gibi faaliyet göstermeleri beklenmiş, ancak bu yapılar sivil toplum örgütlenmesi niteliğinde de kalamamıştır. Dolayısıyla ilgili alanlarda devletin denetimi büyük önem arz etmektedir. Bu minvalde gerekirse bu yapılanmaların kontrolü adına Tekke ve Zaviyeler Kanunu yeniden gözden geçirilmelidir. Dini örgütlenmelerin dini sahada tutularak bunların bürokraside yapılanmalarının önüne geçilmelidir. Bürokrasi FETÖ’den boşalan yerlere göz diken ve devlet içerisinde örgütlenme gayretinde olan başka gruplara da kesinlikle göz yumulmamalıdır. FETÖ ile mücadelenin dinsel değil siyasi bir mücadele olduğu, FETÖ gibi terör örgütlerinin siyasi alanda yayıldıkları hususu vurgulanarak, kamuoyu aydınlatılmalıdır.

Bitirirken...

Tarih: 3 Ağustos 2016.

Bakın, Cumhurbaşkanı Erdoğan FETÖ’ye dair hangi itirafta bulundu: “Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Ortak bir yanımız var, dedik. Aynı menzile giden farklı yollardan biri gördük.”

Demem o ki... Biz ses tonunu, saç tarayışını, göz rengini sevmediğimiz için Fethullah Gülen’le kavga etmedik. Onun dini kullanarak devlette illegal örgütlenmesine karşı çıktık. Evet, o öldü lakin devletteki mirası yaşıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları