Ayşegül Yüksel

Türkiye Tiyatro Vakfı görev başında

27 Ekim 2020 Salı

Hep söyleriz, tiyatro sanatı su üstüne çizilmiş resim gibidir. Geride somut belgeler bırakmadıysa, bir süre belleklerde yaşar, sonra unutulur gider. Batı tiyatrosunun Antik Yunan döneminde başlatılmasının nedeni, Yunan’ın Altın Çağı dediğimiz İsa’dan önce 500 yılında tiyatro adına üretilmiş belgelere sahip çıkılması, o belgelerin önemlice bir bölümünün günümüze taşınmasıdır. Batı uygarlığı, sanatı belgelemekte ve belgeleri çağdan çağa atlatarak yaşatmakta üstün bir konuma sahiptir. 

Bizimki gibi göçebelikten yerleşik düzene insanlık tarihinin geç bir aşamasında geçmiş olan toplumlarda ise belgelere sahip çıkma alışkanlığı henüz tam anlamıyla yerleşmemiştir. İşte bu yüzden, bir tiyatro çalışmasıyla ilgili, resim, çizim, fotoğraf, video, ses kaydı, reji defteri, dahası, eleştiri ve yorumlarla ilgili belgeler ya çoktan bilinmezlere karışmıştır ya da tavan aralarında, depolarda böceklenmeye bırakılmıştır.

Türkiye Tiyatro Müzesi’ne doğru 

Türkiye Tiyatro Vakfı, öncelikle ülkemizin tiyatro belleğini koruma adına yaklaşık bir yıl önce kurulmuştu. Çalışmalarını iki yıla yakın bir süreyi kapsayan bürokratik işlemler sırasında da yürüten ve Aralık 2019’da tüzelkişiliğine kavuşan vakıf, çok kısa bir süre sonra Covid-19 olayının patlak vermesiyle sosyal mesafe kuralları ve önlem amaçlı yasaklar sonucunda etkinliklerini yavaşlatmak durumunda kaldı. Ancak zorluklara karşın altyapı çalışmaları yoğunlukla sürüyor.

Kuruculuğunu dramaturg-yazar Esen Çamurdan’ın yaptığı, kurucular kurulunu da konuyla ilgili akademisyen, uzman ve sanatçıların uzmanların oluşturduğu vakfın temel amacı, Türkiye Tiyatro Müzesi’nin kurulmasını sağlamak. Ülkemizde dağınık düzeyde yer alan çeşitli görsel-işitsel tiyatro belgelerinin, bilimsel ölçütlere uygun biçimde dokümantasyonunun yapıldığı bir “arşiv” oluşturma adına bir yıldır çalışmalar yapılmakta. Ulaşılabilen veriler toplanıyor. Belgeler tasnifleniyor ve amaca uygun olarak kurgulanmış veritabanına kaydediliyor.

Sözlü tarih görüşmeleri

Yapılan bir başka çalışma da her biri kendi alanında tiyatromuzda iz bırakmış kişilerle yürütülen “sözlü tarih” görüşmeleri. Böylece, öznel görüşlerin de kayıt altına alındığı bir tür “sivil tiyatro tarihi” ortaya çıkarılmaya çalışılmakta. Vakıf ayrıca tiyatromuza yönelik araştırmaları destekleme yolunda üniversitelerle işbirliği yapıyor. İstanbul Üniversitesi Tiyatro Eleştirmenliği ve Dramaturji Bölümü öğrencilerinden oluşturulan bir ekip çeşitli devlet, üniversite ve kurum kitaplıklarının dijital kataloglarını içeren bir literatür veritabanı oluşturmak için çalışıyor. İçinde bulunduğumuz aşamaya dek 1800 yayına ulaşan bir bibliyografya veri çalışması yapılmış durumda. Sözlü tarih ekibini oluşturan lisans üstü öğrencileri de ülkede Covid-19 nedeniyle yaşanan kısıtlamalara karşın, 17 önemli tiyatro kişisiyle görüşme yapmayı başarmış durumda.

Sponsorlar ve bağışlar gerekli

Bu arada, ülkemizde -geçmişten günümüze- tiyatro yapmış Ermeni, Rum ve Yahudi topluluklarının çalışmaları yönünde konunun uzmanlarıyla işbirliği yapıldığı da belirtiliyor.

İçinde bulunduğumuz güç koşullarda Türkiye Tiyatro Vakfı, gönüllülerin özverili çalışmalarıyla varlığını sürdürüyor. Bu gönüllülerin sürekli olanları gelecekte vakfın ve müzenin uzman kadrolarını oluşturacak belki de... Ne ki şu anda yalnızca İstanbul’da bir ofisleri var. Yapılmış girişimlerin meyvelerinin toplanabilmesi içinse devletin, belediyelerin ve özel kuruluşların desteği zorunlu. Vakfın başarısı, doğal ki olabildiğince çok sayıda sponsor ve bağışçının yapacağı katkılara bağlı...

Esen Çamurdan ve arkadaşlarına kolay gelsin. Yapmayı amaçladıkları hizmet paha biçilmez değerde... 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Öteki’nin dramı 22 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları