Ayşegül Yüksel

Gürültülü patırtılı bir Macbeth masalı

24 Mayıs 2022 Salı

Yirminci yılını tamamlamış olan Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (EBBŞT) pandemi döneminde tiyatroda yaşanan hareketsizliğe karşı çıkarak hızlı bir Ankara turnesi yaptı. 2021’de sahnelenmiş olan “Macbeth” yapımı Cüneyt Gökçer Sahnesi’nde iki gün kapalı gişe oynadı. Pandemi sürecinde sunulan eski yapımlardan ya da tek kişilik/az kişili yeni oyunlardan bıkmış olan genç seyircilerin, sahneyi enine boyuna/tabandan tavana kaplayan, koşuşturmalı ve gümbürtülü “Macbeth” yapımından hoşlandığına hiç kuşku yok. Oysa sunulan “Macbeth” trajedisi değil, kulakları sağır edici bir müziksel gürültü içinde, yarı karanlıkta devinen oyuncuların desteğiyle kotarılmış bir “Macbeth” masalıydı.

Masal derken abartmıyorum. Shakespeare’in biri “Macbeth” olan dört büyük trajedisinde sinematografik bir anlayışla -olayları az anlatıp çokça canlandırma yoluyla- kotarılan ve tiyatroda dramatik anlatımın doruklarında dolaşan sahne söylemi, çok sayıdaki oyun kişisi yedi oyuncuyla sınırlandırılıp, orkestra boşluğunun gerisindeki -seyirciden epeyce uzak- çelik konstrüksiyon dekorun çeşitli düzlemlerinde devindirilirse ve şematik bir anlayışla ardı ardına yerleştirilmiş tablolar ile seyirci arasında oluşan uzaklık bir de “anlatıcı” yoluyla derinleştirilirse, ortaya “masalsı” bir anlatım çıkar. Uyarlamacı Özlem Belkıs ve yönetmen Barış Erdenk’in amacı, yükselme hırsıyla aklını ve vicdanını hiçe sayan siyaset insanlarının önce ülkelerini, sonra da kendilerini nasıl korkunç durumlara soktuklarını gösteren bir “mesel oyun” kotarmaktır.

‘SÖZ’, ‘HAREKET’ ALTINDA EZİLİYOR

“Eden bulur” özdeyişini doğrulamak için seçilen bu sahneleme yöntemi bir sürü sorun yaratıyor. Öncelikle, oyunun baştan sona aynı tempoda seyrediyor olması “söz”ün “hareket” altında ezilmesine neden oluyor. Dahası, aynı oyuncuların farklı karakterleri oynaması sonucunda Macbeth ile Lady Macbeth dışındaki oyun kişilerinin “karakter” derinliği kalmıyor. Macbeth ile Lady Macbeth’in söyleminin anlam katmanları ise o gürültü patırtıda ve hızlı sahne trafiği içinde yitip gidiyor. Oyunda, birer “opera aryası” niteliği taşıyan, oyunun başını sonuna bağlayan ve/ya da Macbeth ile Lady Macbeth arasındaki zıt koşutlukları ortaya koyan onlarca şiirsel belirleme vardır. Kral Duncan’ın, tahtı Macbeth gibi bir kahramana değil de kendi büyük oğluna bırakması olayların ateşleyicisidir. Macbeth’in bu durum karşısında aklından geçirdiği ve hemen ardından lanetlediği “Duncan’ı öldürüp tahta geçme” düşüncesi onun -oyun başında- “insan” kalma isteğini vurgularken, oyun süreci içinde kendisini “canavar”a dönüştürdükten sonra -oyun biterken- bir kez daha “insan” kimliğine döndüğü “Hayat dediğin ne ki;/Yürüyen bir gölge/bir zavallı kukla bu sahnede:/Bir saat boy gösterip, boyun kırıp gidecek!/Bir daha da duyulmayacak artık sesi” dizeleriyle “trajik” boyuta ulaşması, seyirci ile arasında, EBBŞT yapımında olduğundan çok daha farklı bir bağ kurmaktadır. Bütün bunlar Erdenk’in sahne yorumunda değerlendirilmiyor. (Aryalar yoluyla sahnede yeterince vurgu yapılamıyor ve oyun noktalanıyor). Sonuç olarak da sahneye yapıtın yalnızca olay örgüsü gelmiş oluyor. Bu da “Macbeth” oyununun bezendiği özelliklerin yarısı bile etmiyor.

OYUNCULAR SHAKESPEARE’LE BULUŞUYORLAR MI?

Erdenk’in yorumunu Gürkan Çakıcı müziğiyle, Sibel Erdenk koreografi düzenlemesiyle, Emre Satı dekor tasarımıyla, Kerem Çetinel ışık düzeniyle desteklemiş. Bu açıdan -katılmasam da- uyumlu bir çalışma söz konusu. Böylece şiddetin, gürültünün, koşturmacanın tavan yaptığı bir sahne olayı kotarılmış. EBBŞT’nin artık ustalık çağına erişmiş oyuncuları da yönetmenin amaçladığı üstün-yapım anlayışını hiç aksamadan yansıtan yorumlar sunuyorlar. Ama bu çalışmada Shakespeare’le ne düzeyde buluştuklarını anlamış değilim. (Belki Shakespeare’le bir başka deneyim gerekli).  

Beni izlediğim EBBŞT yapımında etkileyen, kusursuzca sunulan toplu oyunculuk ve Medina Yavuz Almaç’ın özenli giysileri oldu.   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Öteki’nin dramı 22 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları