Ayşe Emel Mesci

Tiyatro ödülleri

14 Ekim 2019 Pazartesi

Tiyatro ödülleri önemli midir, değil midir? Tiyatro camiasında böyle bir anket yapılsa, pek çok sanatçı ödülleri pek umursamadıklarını, ödül almak için sahnede olmadıklarını, en büyük ödülün seyircinin alkışları olduğunu, vb. söyleyecektir, eminim. Konuşmanın bir yerinde de ödüllerin nesnel ve tarafsız ölçütlerle verildiğine pek güvenemediklerini ya hissettirecekler ya da bunu açık açık dile getireceklerdir.
Bence sanatçıları yaşarken, özellikle de üretimleri, yaratıcılıkları üzerinden ödüllendirmek olumlu bir girişim. Hele tiyatrocuysanız, ödüllerin değeri daha da artar, çünkü tiyatro kuma yazı yazmak gibidir, her gece tükenir ve yeniden üretilir. Verdiği eser, sinemadaki gibi kalıcı değildir, ancak belleklerde yaşar. Bu nedenle, tiyatrocuya oyununu izlemiş bir grup insanın, “Yarattığın eseri gördük kardeşim, beğendik ve onu belleğimize kaydettiğimizin bir işareti olarak da sana bu ödülü veriyoruz” demesini önemli buluyorum.

Aksaklıklar
Bazen çeşitli jüriler tarafından ödül törenlerine davet edilirim; defalarca ödül aldığım o törenlerde izleyici olarak da bulunmaya, sanatçıların mutluluğunu paylaşmaya gayret ederim.
Ancak son zamanlarda bazı jürilerde terslikler dikkatimi çekmeye başladı. Örneğin, oyunları o sezon oynayan faal yönetmenler veya oyuncular jürilerde de yer alıyorlar. Bunu doğru bulmuyorum. İlk paragrafta altını çizdiğim güvensizlikler böyle hataların üzerinde şekilleniyor. Ben o yönetmen arkadaşlarımın şayet kendi oyunları da jüride tartışılıyorsa, salonu terk ettiklerinden, kararı diğer jüri üyelerine bıraktıklarından zerre kadar kuşku duymuyorum. Ama burada bir yöntem hatasıyla karşı karşıya olduğumuz kesin. Daha beter yanlışlara da rastlanıyor. Adam bir kurumun yöneticisi, ona ödül veren jüri üyesi ise hem aynı kurum bünyesinde çalışıyor, hem de o yöneticiden reji alıyor. Veya bir jüri üyesi çıkıyor, kendi oyununda rol almış sanatçılara ya da rol arkadaşlarına ödül dağıtıyor. İnsaf sınırlarını aşan, en azından diğer adaylar açısından adaletsiz bir manzara çıkıyor ortaya ister istemez...

Adalet tartışılır hale gelmemeli
Tiyatro alanındaki ödül jürilerini yönetenlerin ve bu işi destekleyen kurumların hakkaniyet konusunda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Yoksa bu güzel girişimler, fedakârlıklar tam karşılığını bulamayabilir, bir anlamda yapılan işin içi boşaltılmış olur, manasını yitirir. Dört yıl önce, 2015’te, yine ödül organizasyonlarındaki aksaklıkları eleştiren bir yazımda şöyle demiştim: “Ama bu tarz ödüllerin, tiyatroya gerçek bir katkısı olabilmesi için adaletinin tartışılır hale gelmemesi gerek.”
Kalıcılık kazanmış, saygın tiyatro ödüllerimizin sağlıklı bir şekilde devam etmesinde, hatta bunların yanına yenilerinin eklenmesinde gerçekten yarar var. Ödüller, hak eden sanatçıların onurlandırılması, teşvik edilmesi gibi temel işlevlerinin yanı sıra, iki bakımdan daha önem taşıyorlar: Birincisi, tiyatronun yaratıcı ekiplerinde çok önemli roller üstlenen, ama prömiyer akşamları dışında sahnede görülmeyen yaratıcıları (besteciler, dekor, kostüm, ışık tasarımcıları, hatta bazı ödüllerde dramaturglar) hiç değilse bir kez daha görünür kılıyorlar; ikincisi, ödül törenleri genel anlamda tiyatro sanatının medya üzerinden ek bir görünürlük kazanmasına yardım ediyor.
Tüm bu nedenlerle, ödül organizasyonlarını iyi korumakta, adaletlerinin tartışılır hale gelmesine izin vermemekte yarar var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024
Toplumsal çürüme 21 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları