Ayşe Emel Mesci

İktidar ve sanatçı

10 Şubat 2014 Pazartesi

Vsevolod Meyerhold dünya tiyatro tarihinin en yaratıcı, çığır açıcı yönetmenlerinden biriydi

Vsevolod Meyerhold dünya tiyatro tarihinin en yaratıcı, çığır açıcı yönetmenlerinden biriydi. Yakın tarihin en çalkantılı dönemlerinden birinde yaşadı, bir dünya savaşı ve iki devrim gördü (1905 ve 1917). Çarlık Rusyası’nın küllerinden yeni bir düzenin, yeni bir deneyin doğuşuna tanık oldu. 1917’de Petrograd Sovyeti’nin iktidarı ele geçirdikten sonra sanatçılara ve aydınlara yaptığı çağrıya sadece beş kişi yanıt vermişti, o beş kişiden biri de Meyerhold’du.

Evlatlarını yiyen devrim
Nâzım Hikmet’in, Muhsin Ertuğrul’un, Louis Jouvet’nin, Gordon Craig’in ve dönemin daha birçok önemli tiyatro ve sanat insanının anılarını, yazılarını okuduğunuzda, Meyerhold’un o dönemin tiyatrosunda bıraktığı derin izi, etkiyi görebilirsiniz. 20. yüzyılın ikinci yarısına damga vurmuş tiyatro yaratıcılarının, Liubimov’un, Grotowski’nin, Eugenio Barba’nın, hatta Brecht’in çalışmalarına, geçmişe yönelik değerlendirmelerine baktığınızda bu izin nasıl kalıcılık kazandığını fark edersiniz.
İşte bu Vsevolod Meyerhold 1 Şubat 1940’ta Moskova’da görülen düzmece bir mahkemede, işkenceyle alınmış ifadeler, sahte tanıklıklar, akıldışı komplo teorileriyle tek celsede mahkûm edildi. 2 Şubat 1940’ta, aynı binanın bodrum katında tutulduğu hücrede kurşuna dizildi. Cenazesi ailesine teslim edilmedi, nereye gömüldüğü bugün hâlâ bilinmemektedir.
Yeni deney çok değil 20 yılda eskimiş, tükenmişti. Meyerhold’un coşkuyla karşılamaya koştuğu devrim, kendi evlatlarını yemiş, bir “tek adam” diktatoryasına, hem de bunun en kanlı biçimlerinden birine dönüşmüştü.

Han Tiyatrosu
Yıl 2014. 1 Şubat’ta İzmir’de, Han Tiyatrosu’nun Ünal Gürel Sahnesi’nde 20 kişilik genç bir ekiple Meyerhold’un biyomekanik tekniği üzerinde çalışmaya başladık. Daha önceki 2 gün boyunca, hazırladığı kitapla (“Tiyatro-Devrim-Meyerhold”, Mitos-Boyut Yayınları, 1997) Türkiye’de Meyerhold’u merak edenlere önemli bir kaynak sunan Ali Berktay, bu dâhi tiyatro adamının yaşamöyküsünü dönemin tarihi içine oturtarak anlatmıştı. Şimdi biz Meyerhold’un tüm meslek yaşamı boyunca çok büyük önem verdiği sahnesel hareket teknikleri”ne, onun biyomekanik egzersizlerinden yola çıkarak adım atmaya çalışacaktık.
Han Tiyatrosu, tiyatro ve sinemamızın unutulmaz isimlerinden Ünal Ağabey’in, Ünal Gürel’in oğlu Rüçhan Gürel tarafından 2007’de kurulmuş, 2012’de de kendi sahnesine sahip olmayı başarmış bir özel tiyatro. Rüçhan, İzmir’in Alsancak semtindeki bu sahneye babasının adını vermiş: Ünal Gürel Sahnesi. Tiyatroda kuşaklar arası sürekliliğin de güzel örneklerinden birini oluşturan bu sahneye girdiğiniz anda, her koltuğa, her spota, her köşeye sinmiş “emek” duygusunu hissetmemek mümkün değil. Devlet Tiyatroları’nın da değerli sanatçılarından olan Rüçhan Gürel’in tiyatro aşkı ve onun etrafına toplanmış gencecik ekibin sanatla var olma isteği, bende hem tiyatro hem de ülkem adına büyük umut uyandırdı.

Gün kime akşamlıdır?
1940-2014: Tam 74 yıl… İzmir’deyiz. Dünya hem değişmiş, hem hiç değişmemiş… Meyerhold’u suçlayan savcıyı, mahkûm eden hâkimi, kurşuna dizen infaz mangasını, aleyhinde gazetelerde atıp tutan eleştirmenleri, iktidar yalakalarını hatırlayan yok bugün. Bu davada hiç unutulmayan iki isim var: İktidarın sahibi ve ezip yok ettiği sanatçı. İkisinin de adı unutulmayacak. İktidar sahibi, halk adına kendisine emanet edilmiş iktidarı kendi konumunu sağlamlaştırmak için bir terör ve dehşet aygıtına dönüştürdüğü, sayısız ismin yanında Vsevolod Meyerhold gibi bir sanatçıyı da düzmece bir mahkemeyle katlettirdiği için tarihe düştüğü kara leke ile anılacak.
Meyerhold da hep bizimle birlikte olacak, hep yaşayacak, bugün İzmir’de Han Tiyatrosu’nun Ünal Gürel Sahnesi’nde olduğu gibi…
“Meyerhold-Devrim ve Tiyatro” kitabının önsözünde söylendiği gibi, “Gün siyasi iktidarlara akşamlı olabiliyor, yaratıcı sanatçılara değil...”

>Çarlık Rusyası’nın küllerinden yeni bir düzenin, yeni bir deneyin doğuşuna tanık oldu. 1917’de Petrograd Sovyeti’nin iktidarı ele geçirdikten sonra sanatçılara ve aydınlara yaptığı çağrıya sadece beş kişi yanıt vermişti, o beş kişiden biri de Meyerhold’du.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024
Toplumsal çürüme 21 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları