Ayşe Emel Mesci

Çocuklar okula karanlıkta gitmesin

12 Aralık 2016 Pazartesi

2014-2015 sezonunda İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda “Kerbela”yı çalışırken, İTÜ’nün Maçka’daki Sosyal Tesisleri’nde kalmıştım. İlginç bir süreçti benim için; sadece çok uzun yıllar artık hangi hesapların sonucuysa uzak bırakıldığım yuvama, Darülbedayi’ye dönmekle kalmamıştım, İTÜ Sosyal Tesisleri’nin hemen yanındaki Maçka İlkokulu ile yakınlık da beni çocukluğuma geri götürmüştü. Annemlerin en üst katında yaşadığı ahşap konaktan her sabah sırt çantam ve çift örgülü saçlarımla çıkıp okula gelişim hep gözümün önüne geliyordu oradan geçerken; evden yukarıya, Maçka İlkokulu’na doğru annemle birlikte yürüyüşümüzü hatırlıyordum. Unutmama imkân yok, karanlıkta okula hiç gitmedim.

#Saatler1SaatGeriAlınsın
Bir süredir psikologlar, öğrenci velileri çocukların sabah karanlıkta okula gitmesinin sakıncaları hakkında konuşuyorlar, öğrenciler, okul çalışanları durumdan şikâyet ediyorlar, hatta Twitter’da bu konuda bir kampanya bile başlatılmış: #Saatler- 1SaatGeriAlınsın.
Peki, bu durum niye ortaya çıktı? Türkiye her yıl AB ülkeleriyle birlikte yaz ve kış saati uyguluyor, sonbaharda kış saati uygulamasına geçerek saatleri 1 saat geri alıyordu. Bu yıl da 30 Ekim’de kış saatine geçilmesi bekleniyordu. Sonra her ne hikmetse, saatlerin geri alınmayacağı son dakikada açıklandı. Herhalde başımızdakiler “Biz saatlerimizi Avrupa’ya göre ayarlamak zorunda değiliz” diye düşünmüşlerdi. (Hatta belki “İstiyorlarsa onlar bize göre ayarlasın” bile demiş olabilirler. Aslında bu konuda Ahmet Hamdi Tanpınar’dan feyz alınarak bir “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” açılsa, bize durmadan komplo kuran Batı’ya karşı yerli ve milli bir saat sistemi hem de ilmi temellerde oluşturulsa ne güzel olurdu. Tabii böyle bir enstitünün hangi bakanlığa bağlanması gerektiğini düşünmeye bile gerek yok, Sayın Zafer Çağlayan hangi bakanlığın başındaysa, haliyle Enstitü de o bakanlığa bağlanırdı.) Sonuçta her ne olduysa oldu, Türkiye saati ile Avrupa saati arasındaki fark açılırken, Türkiye saati ile Suudi Arabistan saati birleşiverdi.
Aslında bu olay, bir toplumun temel sorunlarına katı ve dışlayıcı bakışlarla yaklaşmanın ne kadar sakıncalı olabileceğini gösteren güzel bir örnek. Batı’yı beğenmeyebilirsiniz, Suudi Arabistan’ı çok sevebilirsiniz, ama konu neyin sevip sevmediğiniz, beğenip beğenmediğiniz değil; konu, çocukların bu saçma sapan inattan ötürü okula karanlıkta gitmek zorunda kalması. Çocukların karanlıkta kalmasını istemeyen aileler isyan ediyor, psikologlar yapmayın diyor, okul çalışanları da bu durumdan olumsuz etkileniyor, öğrenciler ne olur karanlıkta okula gitmeyelim diyor. Peki, siz ne diyorsunuz? Çocuklar karanlıkta kalsın mı diyorsunuz?
Bir yanlıştan dönmek bu memlekette niye bu kadar zor oluyor ve niye bu kadar uzun sürüyor? Yoksa bu zorluk ve bu uzunlukta yanlışın kaynaklandığı mercinin bir rolü oluyor mu?
Sahi, bizim Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün başında kim var?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Buzdağının altı 4 Kasım 2024
Toplumsal çürüme 21 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları